13. Hukuk Dairesi 2017/4104 E. , 2017/3944 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar asıl dava ve birleşen davada, davacı ..."in sol kolunda uyuşma ve sırt bölgesinde sürekli ağrı şikayetiyle ... Hospital"a giderek muayene olduğunu, burada çekilen ... neticesinde kendisine tedavisinin bir ameliyatla gerçekleşeceği söylendiğini, adı geçen hastanenin muayene ve operasyon ücretlerinin tarafından karşılanamayacak kadar fazla olduğundan burada tedavisini sürdüremediğini, bir yakının tavsiyesi ile 2008 yılının Mart ayında ... Devlet Hastanesi Nöroloji servisinde görevli Dr. ... Dağ"a gittiğini, Dr. ... ... acilen ameliyat olması gerektiğini, yapılan ameliyatta disk takılacağını bu diskin fiyatının 3500 Euro olduğunu ve bu parayı ..."nın karşılamadığını, ancak ... ... Hospital"da bu operasyona girerse herhangi bir ücret ödemeyeceğini söylediğini, bunun üzerine ... Hastanesinde ameliyat olmayı kabul ettiğini, 26 Mart 2008 tarihinde ... Hospital"da ameliyata girdiğini, ameliyatta bizzat davalının girdiğini, ameliyat sonrası belgeler üzerinde ... hospitalden daha önce görmediği bir doktorun imzası tespit edildiğini, ameliyat sonrası ayaklarında ve vücudunun muhtelif bölgelerinde karıncalanma ve uyuşukluk hissettiğini, yürümeye çalıştığında da bir denge kaybı olduğunu, düzeleceğinin söylenerek hastaneden taburcu edildiğini, aradan geçen günlerde şikayetlerinde değişiklik olmadığını, ... Cerrahi Hastanesinde görev yapan ... ... kontrole gittiğini, ameliyattan sonra çekilen ... inceleyen Dr. ... ... omurilik sinirlerinin hasar gördüğünü, tam bir iyileşmenin olmayacağını, yüzmesi gerektiğini söylediğini, başkaca doktorlara muayeneye gittiğinde doktor ve ameliyat hatası şeklinde yorumladıklarını, bu süreçte işini de kaybettiğini, halen işsiz olduğunu,davalılarca yanlış teşhis ve hatalı operasyon sonrasında işgöremez hale geldiğini ileri sürerek, maddi ve manevi tazminat istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar, davalı doktor tarafından, davalı hastahanede yapılan ameliyat sonrasında davacı ..."in ayaklarında ve vücudunun muhtelif bölgelerinde uyuşukluk hissettiğini, yürümeye çalıştığında denge kaybı oluştuğunu ileri sürerek, davalıların kusuru nedeni ile maddi ve manevi zararının tahsili istemi ile eldeki davayı açmıştır.
Davanın temeli vekillik sözleşmesi olup, özen borcuna aykırılığa dayandırılmıştır. Vekil, hastanın zarar görememesi için, mesleki tüm şartları yerine getirmek, hastanın durumunu tıbbi açıdan zamanında ve gecikmeksizin saptayıp, somut durumunu gerektirdiği önlemleri eksiksiz bir şekilde almak, uygun tedaviyi de yine gecikmeden belirleyip uygulamak zorundadır. Asgari düzeyde dahi olsa bir tereddüt doğuran durumlarda, bu tereddüdünü ortadan kaldıracak araştırmaları yapmak ve bu arada da koruyucu tedbirleri almakla yükümlüdür. Müvekkil (hasta) mesleki bir iş gören vekilden, tedavinin bütün aşamalarında titiz bir ihtimam ve dikkat beklemek hakkına sahiptir. Gereken özen görevini göstermeyen vekil, BK 394/1 maddesin hükmü uyarınca, vekaleti gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır. Somut olayda, mahkemece adli tıp kurumundan rapor alınmış, 04.11.2013 tarihli raporda, 26.03.2008 tarihinde yapılan muayene ve servikal ... tetkiklerinde saptanan bulgulara göre ameliyat endikasyonu konulmasının ve yapılan ameliyatın tıp kurallarına uygun olduğu, kişide halihazırda herhangi bir nörodefisit bulunmadığı, vertebra ameliyatlarından sonra ağrının halen devam etmesinin beklenebilir bir yakınma olduğu, bu duruma göre ilgili hekime atfı kabil bir kusur tespit edilmediği şeklinde görüş bildirilmiştir. Davacıların rapora itirazı üzerine bu kez ... Üniversitesi ... Tıp Fakültesinden 09/09/2014 tarihli heyet raporu alınmıştır. Adli Tıp kurumu raporu ile 09.09.2014 tarihli Bilirkişi kurulu raporu benimsenmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; raporlar yetersiz olup hüküm kurmaya elverişli olmadığı gibi davacının söz konusu rapora itirazları da karşılanmamıştır. O halde Mahkemece, davacıya uygulanan operasyon ve tedaviler ile sonrasına ilişkin yapılan müdahalelerle ilgili tüm bilgi ve belgeler, hastane kayıtları, tedavi evrakları, epikriz ve Adli Tıp Raporu da birlikte gönderilerek, Üniversite Öğretim Üyelerinden oluşturulacak, konusunda uzman, akademik kariyere sahip üç kişilik bilirkişi kurulundan, davacının Adli Tıp kurumu ile üniversiteden alınan rapora itirazları da karşılanmak suretiyle, davacıya konulan teşhis ile yapılan ameliyatın usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı, disk takılmasının gerekip gerekmediği (cerrahi endikasyon), ameliyat sonrasında hastada nasıl bir hasar oluştuğu, bu hasarın neye bağlı olarak geliştiği, komplikasyon olup olmadığı, hastaya ameliyat ve sonrasında gerekli tüm tıbbi müdahalelerin yapılıp yapılmadığı ve tedavisi için yapılan işlemlerin yeterli olup olmadığı üzerinde durulup irdelenmek suretiyle olayda davalıya atfı kabil bir kusur bulunup bulunmadığı konusunda, nedenleri açıklayıcı, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmelidir.O halde; mahkemece, az yukarıda açıklanan içerikte bir rapor alınarak karar verilmesi gerkeriken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz olunan hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan 27,70 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.