Esas No: 2021/5014
Karar No: 2022/1083
Karar Tarihi: 27.01.2022
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2021/5014 Esas 2022/1083 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2021/5014 E. , 2022/1083 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı idare vekilinin istinaf başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi'nin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/477 E. - 2019/481 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karara karşı; davalı idare vekilince yapılan istinaf başvurusunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesince esastan reddine dair verilen karar, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Aşağıda açıklanan gerekçelerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan ret kararı kaldırıldıktan sonra Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/477 E.- 2019/481 K. sayılı kararının incelenmesinde,
Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden, dava konusu eski 49 parsel numaralı, 8780,00 m2 taşınmazın 200/8780 payının davacılar murisi adına kayıtlı iken, taşınmazın Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü tarafından Bayındırlık ve İskan Bakanlığının 17.02.1984 tarih 346/202 sayılı oluru ile kamulaştırıldığı, bu kapsamda idarece takdir olunan kamulaştırma bedelinin Emlak Kredi Bankası Halkalı şubesine bloke edildiği, adı geçen bankanın devri sebebiyle bu şubenin Halkbankası A.Ş Emlak şubesi olarak devam ettiği, ödeme yapılıp yapılmadığı hususu araştırılmış ise de 10 yıllık kayıt saklama süresi dolduğundan bankadan bu hususta bilgi edinilemediği, davacılar murisinin adresinin ilgili kurumlardan araştırılması için yazışmalar yapılmış ise de yetersiz ve geçersiz yazı cevaplarına rağmen eksiklikler giderilmeden murisin tapuda kayıtlı olan adresine çıkarılan noter tebligatının iade geldiği, eksik adres araştırması yapılmış olmasına rağmen yerel gazetede kamulaştırma işleminin ilanen tebliği edildiği halde Bakırköy 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/21 E. 1987/681 K. sayılı kararı ile taşınmazın idare adına tapuya tesciline karar verildiği gözetildiğinde usulüne uygun kamulaştırma işlemi bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bu itibarla; 21/12/2019 tarihinde kabul edilerek 24/12/2019 gün 30988 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanunun 6. ve 7. maddesi ve 09/06/2021 tarihinde kabul edilerek 19/06/2021 gün 31516 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7327 sayılı Kanunun 20. ve 27. maddeleri ile 2942 sayılı Yasaya eklenen Ek-3, Geçici 15. ve 17. maddeleri ile;
“Mülga 31/8/1956 tarihli ve 6830 sayılı İstimlâk Kanununun 16’ncı ve 17’nci maddeleri ile bu Kanunun mülga 16’ncı ve 17’nci maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların eski malikleri adına kamu bankalarına yatırılan ancak hak sahiplerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedelleri nedeniyle idareler aleyhine açılacak her türlü davada değer; taşınmazın idare adına tescil edildiği tarih, değerleme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri gözetilmek suretiyle tespit edilir. Tespit edilen bu bedel, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) tablosundaki aylık değişim oranları esas alınmak suretiyle dava tarihi itibarıyla güncellenir ve ortaya çıkan bedel hak sahibine ödenir. (Ek cümle:9/6/2021- 7327/20 md.) Bu hüküm, tebliği dâhil eksik veya hatalı kamulaştırma işlemleri bulunmasına rağmen idare adına tescil edilmiş olan taşınmazlar hakkında da uygulanır.”
Geçici 15. maddesi ile “Mülga 6830 sayılı Kanunun 16’ncı ve 17’nci maddeleri ile bu Kanunun mülga 16’ncı ve 17’nci maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların eski malikleri adına kamu bankalarına yatırılan ancak hak sahiplerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedelleri nedeniyle idareler aleyhine açılmış ve devam eden davalar, ek 3’üncü madde hükmü uygulanarak sonuçlandırılır.”
Geçici 17. maddesi ile “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla bu Kanunun ek 3’üncü maddesine eklenen cümle, bu cümleyi ihdas eden Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte kanun yolu incelemesindekiler dâhil görülmekte olan davalarda da uygulanır ” hükmü getirilmiştir.
Bu durumda her ne kadar dosyada ilgili madde gözetilerek ek rapor aldırılmış ise de Kamulaştırma Kanunu ek 3. maddesine uygun olmayan ek rapor geçersiz olduğundan yukarıda açıklandığı gibi rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden,
Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan, bozmanın niteliğine göre sair hususlar incelenmeksizin Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/477 E. - 2019/481 K. sayılı mahkeme kararının HMK'nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 27/01/2022 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı idare vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi’nce esastan reddi kararının Dairenin çoğunluk görüşü doğrultusunda 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Ek-Madde 3 gereğinin yerine getirilmesi yönünden hükmün bozulmasına karar verilmiş ise de, bu görüşe katılmamaktayım. Şöyle ki;
Dairenin yerleşmiş uygulamalarına göre 6450 Sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önce 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’na göre yapılan kamulaştırmalarda malikin kamulaştırma tebliğinden veya ferağdan itibaren 30 günlük süre içerisinde bedele karşı dava açabilmesi mümkün iken (AYM’nin E. 2002/112, K. 2003/3-KT 10/04-2003) (AYM 2019/3667 E. 10.06.2015 tarihli kararlarında) kesinleşmiş kamulaştırma işleminde hak düşürücü sürelerin geçmesiyle malikin her türlü dava açma hakkının engellenmesi ve taşınmazın hiçbir karşılık ödenmeden idareye geçmesi mülkiyeti hakkının sınırlarını aşan, hakkın özünü zedeleyen ve Anayasanın 35. maddesinin ihlali niteliğinde bir durum olduğunun kabulü ile bankaya bloke edilen ihtilafsız kamulaştırma bedelinin ödenmesi yönünden açılan davalarda da kamulaştırmasız el atma olgusunun kabul edildiği gözetildiğinde 21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 gün 30988 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun'un 6. ve 7. maddesi ve 09.06.2021 tarihinde kabul edilerek 19.06.2021 gün 31516 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7327 sayılı Kanunun 20. ve 27. maddeleri ile 2942 sayılı Yasaya eklenen Ek-3 ve Geçici 15. maddeleri ile getirilen düzenlemenin;
Mülga 31.08.1956 tarihli 6830 sayılı İstimlâk Kanunu'nun 16. ve 17. maddeleri ile 2942 sayılı Kanun'un Mülga 16. ve 17. maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların, eski malikleri tarafından; idareler aleyhine kamu bankalarına bloke edilen ancak kendilerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedellerinin ödenmesi talebi ile açacakları davalarda uygulanması gereken hesaplama yöntemine ilişkin olduğunu kabulü gerekir.
Aynı maddenin sonuna 09.06.2021 tarih ve 7327 sayılı Yasanın 20. maddesi ile getirilen ek cümle de “Bu hüküm” sözcükleri ile başlamakta olup ilk fıkrasına atıfta bulunarak kamu bankalarına bloke edilen ancak malike ödenmeyen ihtilafsız kamulaştırma bedeline ilişkin olduğu açıktır.
Bu durumda sözü edilen ek maddenin 16. ve 17. maddelere istinaden tescil edilen taşınmazlara ait ihtilafsız kamulaştırma bedeline ilişkin olduğunda şüphe yoktur. Bundan ayrı malike yapılan tebliğatın usulsüz olması gibi malikten kaynaklanmayan ve malike kusur izafe edilmesi de mümkün olmayan sebeplerle malikin kamulaştırma işlemlerinden haberdar olmaması mümkündür. (Eldeki davada olduğu gibi). Usulsüz tebligatlar geçerli kabul edilerek Kamulaştırma Kanunu'nun 16. ve 17. maddeleri uyarınca taşınmazın idare adına tescil edilmesi yolsuz tescil niteliğindedir ve malik her her zaman tapu kaydının iptali ile adına tescil isteme hakkına sahiptir. Kaldı ki eldeki dosyada Kamulaştırma Kanunu uyarınca verilen tescil dosyası getirilmemiş ve kararın usul ve yasaya uygun olarak kesinleştiği saptanmış olup bu hususun araştırılması gerekir.
Bu durumda idare adına Kamulaştırma Kanunu uyarınca tescil edilen taşınmazla ilgili olarak açılan ve ihtilafsız kamulaştırma bedelinin tahsiline ilişkin olmayan, kaldık ki tescil kararının usul ve yasaya uygun şekilde kesinleştiği tespit edilmeden Kamulaştırma Kanununa eklenen Ek-3. Maddenin uygulanması yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.