11. Ceza Dairesi 2017/4027 E. , 2018/2091 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği, dolandırıcılık, görevi kötüye kullanmak
HÜKÜM : 1- Sanık ... ve ... hakkında; Hüküm kurulmasına yer olmadığına
2- Sanık ... hakkında; Dolandırıcılık suçundan Beraat
3- Sanıklar ..., ..., ... haklarında; Resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet
4- Sanıklar ... , ... ve ... haklarında dolandırıcılık suçundan mahkumiyet
I- Sanıklar ... ve ... hakkında verilen hüküm kurulmasına yer olmadığına dair kararlara yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Hüküm kurulmasına yer olmadığına dair verilen kararlar temyize tabi olmadığından, katılan vekilinin vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
II- Sanık ... ... ... hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan beraat kararına yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığın üzerine atılı dolandırıcılık suçundan doğrudan zarar görmeyen ... ile ..."nın davaya katılmasına ilişkin karar hukuki değerden yoksun olup hükmü temyiz yetkisi vermeyeceği cihetle, şikayetçi kurum vekilinin vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
III- Sanık ... ... ... hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan beraat kararına yönelik Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Elde edilen delillerin hükümlülüğe yeter nitelik ve derecede bulunmadığı dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
IV- Sanıklar ..., ... ve ... hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik Cumhuriyet savcısının, sanıkların ve müdafiilerinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Toplanan deliller karar yerinde incelenip sanıklara yüklenen suçun sübutu kabul, soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı azaltıcı ve artırıcı sebeplerin ise nitelik ve derecesi takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan Cumhuriyet savcısının, sanıkların ve müdafiilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA,
V- Sanıklar hakkında “dolandırıcılık” suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik Cumhuriyet savcısının, sanıkların ve müdafiilerinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre Cumhuriyet savcısının, sanıkların ve müdafiilerinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:
1-)Her ne kadar sanıkların sahte kimliklerle katılanlara ait evi tapuda satmak suretiyle üzerlerine atılı 5237 sayılı TCK’nın 158/1-e maddesinde düzenlenen kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunu işledikleri kabul olunmuş ise de; somut olayda hazinenin bir zararı bulunmadığı, sanıkların dolandırıcılık suçunu birer kamu kurumu olan Nüfus Müdürlüğü ve Tapu İdaresini aracı kılmak suretiyle işledikleri anlaşıldığından haklarında 5237 sayılı TCK’nın 158/1-d maddesi uyarınca hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde 5237 sayılı TCK’nın 158/1-e maddesi uygulanarak fazla ceza tayini,
2-)TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısının, sanıkların ve müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA,
VI-Sanık ... hakkında “resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık” suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1-)Sanığın ... ... firmasının ortaklarından olduğunu, bu şirketin hissesini alması için sanıklardan ...’ın kendisini notere gönderdiğini, şirket devri nedeniyle O"nun ofisine fotoğraf ve kimlik örneklerini verdiğini, noter belgesindeki resmin kendisine ait olduğunu fakat dava konusu olaylara ilişkin bir yere imza atmadığını ve suçlamayı kabul etmediğini savunması, 11.06.2013 tarihli bilirkişi raporunda da 01.12.2009 tarihli vekaletname üzerindeki yazı ve imzaların sanığın eli ürünü olmadığının tespit edilmiş olması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından sanığın samimi imza ve yazılarını içeren belgeler temin edilerek, 01.12.2009 tarihli vekaletname ile birlikte kriminal laboratuvarı veya Adli Tıp Kurumu Başkanlığı"na gönderilmesi ile suça konu belgedeki imza ve yazıların sanığa ait olup olmadığı hususu kesin olarak saptanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve tespiti gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması,
2-)TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 12.03.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.