13. Hukuk Dairesi 2015/11418 E. , 2017/3939 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı vasisi, ... ... hatlı ticari bir araç olan 35 M 8497 plakalı minibüsün 1/2 hissesinin ..."e , 1/2 hissesinin ..."a ait olduğunu, ..."un, ..."un eşi, davalı ..."un da babası olduğunu, ..."un vefatı üzerine minibüsteki payının 20/5"inin eşi ... ile çocuklarına intikal ettiğini, davalı ..."un 28/05/2008 tarihinde 50.000,00 TL karşılığında vasi ..."nın payını satın aldığını, hasta olan anne ...ile de ... "un ilgilendiğini, ..."un 1987 yılından beri psikolojik rahatsızlığının olduğunu, davalının anne ... ile ilgilenmemesi üzerine mahkeme kararı ile ..."un Anne ..."a vasi olarak atandığını, bu nedenle davalı ..."dan annesinin payı oranındaki minibüs gelirlerini istediğini, bunun üzerine davalının kendilerine anne ..."un hissesini de 80.000,00 TL karşılığında aldığını söylediğini, davalıdan bu paranın yatırıldığı bankanın bildirilmesinin istenildiği halde davalının herhangi bir cevap vermediğini, akabinde davalının minibüsteki payını eşi..."a devrettiğini,..."un da ..."a devrettiğinin öğrenildiğini, bu haliyle minibüsün 1/2 "sinin ..., 1/2"sinin ... adına kayıtlı olduğunu, mal kaçırma olarak bu tescilin ... adına yapıldığını, gizli sahibin yine davalı ... olduğunu ileri sürerek ... adına kayıtlı 1/2 payın 20/5 hissesinin davalı adına iptali ile ... adına tesciline, bu talepleri kabul görmediği takdirde davalı ..."dan ıslahen 83.333,00 TL"nin 16/07/2008 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, davacı yargılama sırasında ... hakkındaki davayı atiye terk ettiğini beyan ederek davaya alacak davası olarak devam edilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacı ..."un annesi olduğunu, vasi ... ise ablası olduğunu, tarafların ortak murisi olan ..."un 2008 yılında vefat ettiğini, gerek muris ... sağlığında gerekse vefatından sonra annesi, vasi ... ve kardeşleri ile yakından ilgilendiğini, ancak vasi Asiyenin taleplerinin gün geçtikte artmasından dolayı bu talepleri artık karşılayamadığını, ..."nin habersiz olarak annesini kısıtlamak için mahkemeye başvurduğunu, babası olan muris ... ile birlikte davaya konu minibüste yıllarca çalıştığını, ..."un vefatından sonra davacı ..."nin hisseside dahil olmak üzere diğer mirasçıların hisselerini satın aldığını savunarak davanın reddini dilemiş, satış için davacıya verilen ve aracın borçları için 3. kişilere ödenen paraların satış bedelinden takas-mahsup edilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, Davalı ... aleyhine açılan davanın 14/06/2012 tarihinde atiye terk edildiği için HMK 150 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına, Davalı ... hakkında açılan alacak davasının kabulüne bilirkişi raporunda hesaplanan 83.333,00 TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin faiz talebinin reddine, karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Davalı temyizi yönünden yapılan incelemede; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı vasisi miras kalan ticari minibüsteki davacıya ait hissenin hattıyla birlikte davalıya satıldığını, satışın yapıldığı dönemde davacının rahatsızlığı nedeniyle hukuki işlem ehliyetinin olmadığını, davalının satış bedelini gerçekte ödemediğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Davalı, taraflar arasında miras payı devir sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme gereğince murisin şahsi borçları, vergi borçları ve aracın borçlarının ödendiğini kalan miktarın davacının banka hesabına yatırıldığını savunarak davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, adli tıp kurumunun benimsenen raporunda ..."da Psikotik Bozukluk denilen akıl hastalığının saptandığı, ... ile ... arasında imzalanan miras payı devir sözleşmesinin 01/06/2008 tarihinde imzalandığı, o tarihlerde ..."un fiil ehliyetine sahip olmadığı anlaşılmakla; davalı ... hakkında açılan alacak davasının kabulüne, bilirkişi raporunda hesaplanan 83.333,00 TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin faiz talebinin reddine, karar verilmiştir. Dosya içinde bulunan banka dekontlarının incelenmesinde davalı tarafından davacı hesabına " dolmuş alım-satım taksiti " açıklama ile toplam 38.000,00 TL para yatırıldığı anlaşılmaktadır. Bu husus her iki tarafından kabulünde olup ihtilaf yoktur. İhtilaf bu paraların kimin tarafından kullanıldığı noktasındadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu paraların hesaba yatırıldıktan sonra kısım kısım hesaptan çekildiği, davacının bankamatikten para çekme yeteneğinin olmadığı, davacı annenin o tarihte henüz kısıtlanmadığı, anneye ve hesabına davalının vaziyet ettiği şeklinde görüş bildirmiş ise de; davalı tarafından hesaba dolmuş alım-satımı için para yatırıldığı sabit olup yatırılan paranın davalı tarafından çekildiğinin ispat yükü davacıdadır. Bir başka anlatımla, davacı bu paranın davalı tarafından hesaptan çekildiğini yasal delillerle kanıtlamak zorundadır. Bir başka husus ise davalının savunmasında murisleri ..."un vefatından önce borcu olduğunu bu borcun vefatı ile mirasçılarına geçtiğini, davacı annesi ve diğer mirasçılar adına borçlarını ödediğini bu borçtan davacının hissesine düşen 17.000 TL nin düşülmesi suretiyle ödeme yaptığını beyan etmiş ve dosyaya birtakım ödeme belgeleri ile makbuzlar sunmuştur. Bu belgerin davacının elinde bulunması ödemelerin onun tarafından gerçekleştirildiğine ilişkin karine oluşturmaktadır. O halde mahkemece bu belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak tarafların iddia ve savunmalarını karşılayacak nitelikte rapor alınarak sonucu göre hüküm kurulması gerekirken yukarıda belirtilen hususlar dikkate alınmadan eksik ve yetersiz bilirkişi raporunun hükme esas alınması suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
3-Davacı temyizi yönünden yapılan incelemede; Davalının temyiz dilekçesi davacıya 12.12.2014 tarihinde tebliğ edilmiş; davacı, 10 günlük karşı temyiz süresi 22.12.2014 tarihinde dolduktan sonra 24.12.2014 tarihinde temyiz etmiştir. Mahkeme kararının davacıya tebliği 31.10.2014 tarihi olup, 15 günlük yasal temyiz süresi de geçmiştir. Süresinden sonra verilen davacı temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle, hükmün davalı yararına bozulmasına, üçüncü bentte açıklanan nedenle davacı temyiz dilekçesinin REDDİNE, peşin alınan harcın 1,423,15 TL harcın istek halinde davalıya 25,20 TL harcın davacıya iadesine HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,04/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.