Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/13646
Karar No: 2018/501
Karar Tarihi: 22.01.2018

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/13646 Esas 2018/501 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2016/13646 E.  ,  2018/501 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 26/02/2016 tarih ve 2015/189-2016/33 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davalı firma bünyesinde çalışan ..."in 2012 model iş makinesi ile çalışma yaptığı sırada operatör hatası ve hatalı kullanım sonucu makinenin üzerine ağaç devrildiğini, ağır şekilde hasar görmesine neden olduğunu, hasara uğrayan iş makinesinin dava dışı .... İnşaat...Ltd. Şti"ye ait olduğunu, bu şirket tarafından davalı şirkete kiralandığını, makine kırılması sigorta poliçesine dayalı olarak sigortalı şirkete 15.685,00 TL"nin 08.01.2014 tarihinde ödendiğini iddia ederek 15.685,00 TL’nin davalılardan 08/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılara usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; sigortalı makinenin davalı ..."in kullandığı 16/12/2013 tarihinde üzerine ağaç devrilmesi sonucunda hasarlandığı kusur için alınan raporda davalı ..."in kusurunun bulunmadığına ilişkin rapor verildiği, raporun yeterli olduğu, olayın meydana gelişi ile ilgili davalı ..."in tuttuğu tutanak dışında başka bir delil ortaya konulamadığı, tutanakta "ağaç kesme makinesinde çalışırken rüzgarın ters esmesinden dolayı ağaç makinenin üstüne devrildi, makineyi stop edip, yetkililere haber verdim" şeklinde ibarenin yer aldığı, davalı ..."in 30/01/1987 tarihli iş makineleri operatörlüğü sertifikası bulunduğu ve bu konuda tecrübeli olduğu, davalı ..."in iş makinesini kullanma talimatları haricinde kullandığına ve kusurlu olduğunun ispatlanamadığı ve bu yönde bir kanaat oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, sigorta poliçesine dayalı olarak ödenen tazminatın rücuen tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda soyut gerekçe ve varsayıma dayalı olarak zararın meydana gelmesinde davalı ...’in bir kusurunun bulunmadığı mütalaa edilmiştir. Bu durumda, yetersiz bilirkişi görüşüne itibar edilemeyeceğinden mahkemece uyuşmazlıkla ilgili olarak içlerinde orman mühendisi ile konusunda uzman sektör temsilcisinin de bulunduğu yeni bir bilirkişi heyetinden zarar ve kusurla ilgili rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davacı yararına bozulmasını gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 22/01/2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
    KARŞI OY

    Dava, Makina Kırılması Sigorta Sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
    Somut uyuşmazlıkta, dava dışı sigortalı tarafından davacıya sigortalanan iş makinasının, sigortalının kiracısı davalı şirketin işcisi diğer davalının kullanımında iken hasarlanması sonucu sigorta tazminatı davacı tarafından davadışı sigortalıya ödenmiş, davalı kiracı ve işcisinin olayda kusurlu oldukları iddiasıyla davacı sigortacı tarafından eldeki dava açılmıştır.
    Yerel mahkemece, davalıların olayda kusurlarının bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiş.
    Kusur incelemesinin ve raporun yetersiz olduğu gerekçesiyle yerel mahkeme kararı çoğunluk görüşü doğrultusunda bozulmuştur.
    Sayın çoğunluğun bozma gerekçesine katılamıyorum.
    Poliçe tanzim tarihi ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK 1429 maddesinde "sigortacının, aksine sözleşme yoksa sigorta ettirenin sigortalının, lehtarın ve bunların hukuken fiillerinden sorumlu bulundukları kişilerin ihmallerinden kaynaklanan zararları tazmin ile yükümlü olduğu" düzenlenmiştir.
    Makina Kırılması Sigorta Genel Şartlarının 3/k maddesinde de "sigortalının veya onun yerine kaim olan sorumlu kişinin kasdından ve ayrıca sözleşme varsa ağır kusurundan mütevellit maddi ziya ve hasarların" teminat dışında kaldığı öngörülmüştür.
    Açıklanan oluşa göre, sigortalanan iş makinası dava dışı sigortalı tarafından kira akdi ile davalı şirkete teslim edilmiş, davalı şirkete hizmet akdi ile bağlı diğer davalının kullanımında iken iş makinasında hasar gerçekleşmiştir.
    Dava dışı sigortalının, aracı davalı kiracıya kendi rıza ve muvafatı ile verdiğinde kuşku ve duraksamaya yer yoktur. Aksi iddia ve ispat edilmediğine göre somut olayda kira sözleşmesinin sigortalının rıza ve muvafakatı ile yapılmış olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenlede davalılar TTK 1429 maddesinde ifade edilen "sigortalının hukuken fiillerinden sorumlu bulundukları" kişi durumundadırlar.
    TTK 1429 maddesi, sigorta ettiren veya sigortadan faydalanan kimsenin kastından kaynaklanmamış olması şartıyla sigorta ettirenin veya sigortadan faydalanan veya eylemlerinden bu ikisinin hukuken sorumlu olduğu kişilerin kusurlarından doğan hasarlarında sigortacı tarafından tazmin edileceğini öngörmekte, ancak tarafların bunun aksini öngören sözleşme yapabileceklerini belirtmektedir. Davacı ile davadışı sigortalı arasındaki sözleşmede tersine bir hüküm bulunmadığı çekişmesizdir.
    Keza Genel Şartların 3/k maddesi de, sigortalı yerine kaim olan kişinin kasdından ve ayrıca sözleşme varsa ağır kusurundan mütevellit zararları teminat dışında tutmuş, teminat dışında kalma olgusunu bu hallerle sınırlamıştır.
    Olayda, davalıların TTK 1429 maddesi anlamında kasdi davranışlarından söz edilmesine hukuken imkan yoktur ve esasen böyle bir iddia davacı tarafından dahi ileri sürülmemiştir. Genel Şartların 3/k maddesinde belirtilen ve zararın teminat dışında kalmasını gerektiren hallerinde somut olayda söz konusu olmadığı açıktır.
    Bu durumda, davacı sigortacının sigortalı araçta oluşan hasar nedeniyle dava dışı sigortalısına ödediği sigorta tazminatını, davalılara Sigorta Hukuku ilkeleri çerçevesinde rücu etmesine hukuken imkan bulunmamaktadır.
    (HGK 09.04.2008 gün 2008/17-299-302, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 30.11.2006 gün 12444-12592, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 06.04.2006 gün ve 2005/3678-2006/3619 sayılı vb. kararları)
    Diğer taraftan, davacı, sigortalısına ödediğini tazminat alacağını, 6098 sayılı TBK 183 vd. Maddesi hükümlerine göre temellük ettiğini iddia etmediği gibi, alacağın temlik edildiğine ilişkin temliknamede ibraz etmediğinden, davacının alacağın temlik hükümlerine dayanarak dava açması da mümkün değildir.
    Açıklanan tüm bu nedenlerle, sonucu itibariyle doğru olan yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile bozulmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi