(Kapatılan) 18. Hukuk Dairesi 2015/21590 E. , 2016/12696 K.
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, ... parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedellerinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün temyiz incelemesi taraf vekillerince, incelemenin duruşmalı olarak yapılması ise davalı vekili tarafından yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesi ile istenilmekle taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan 06.12.2016 gününde temyiz edenlerden davalı vekili Av.... ile davacı vekili Av.... geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bilgi ve belgeler okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Mahkemece dava konusu 210 ada 100 parsel sayılı taşınmazın 1.702,37 m²"lik kısmının kapama karışık meyve bahçesi olarak değerlendiren bilirkişi raporu kavaklık hesabı yönü ile hüküm kurmaya yeterli değildir.
Şöyle ki;
Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre; kapama kavaklığa değer biçilirken, kavakların bir yılda kesime gelmeyeceği gözönünde tutularak, öncelikle kaç yılda kesim çağına geleceği resmi verilere dayanılmak suretiyle tespit edilip kesim çağında elde edilecek brüt gelir de yine bu veriler doğrultusunda belirlenerek bundan kavakların kesim çağına kadar geçecek süre içindeki masrafları (üretim giderleri) düşüldükten sonra elde edilen bedel kesim yılına bölünmek suretiyle dekar başına elde edilecek yıllık net gelir bulunmalı, bu net gelire de kapitalizasyon faizi uygulanarak (tarım arazisi formülü uyarınca) kapama kavaklığın kamulaştırma bedeli tespit edilmelidir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda, taşınmazın kapama kavaklık olarak kabul edilen kısmına değer biçilirken yukarıda açıklanan esaslara uyulmadığı, bunun dışında gıda, tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğünden kavağın brüt gelir hesabına ait resmi veriler getirtilerek raporun denetlenmediği görülmektedir. Bu itibarla, öncelikle dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede kavak ağaçlarının kaç yılda kesime geleceğinin ve kesim çağına gelmiş
kavaklıktan dekar başına elde edilecek kereste miktarı ile bir m³ kavak kerestesinin değerlendirme tarihindeki satış fiyatının ve kesim yaşına kadar yapılacak üretim giderlerinin ilgili resmi kuruluşlardan (gıda, tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğü ile gıda, tarım ve hayvancılık il müdürlüğünden ve gerektiğinde diğer ilgili kuruluşlardan, örneğin; Kavakçılık Enstitüsünden) sorularak saptanması, bu veriler esas alınmak suretiyle taşınmazın üzerinde kavak ağacı bulunan kısmının kapama kavaklık olarak kamulaştırma bedelinin tespit edilmesi için bilirkişi kurulundan ek rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği düşünülmeden yetersiz araştırma ve eksik inceleme ile hesaplama yapılan rapora itibarla karar verilmesi ,
2-Kamulaştırma Yasası’nın 4650 Sayılı Yasayla değişik 11. maddesinin birinci fıkrasının arazilere ilişkin (f) bendinde, taşınmazın kamulaştırma (dava) tarihindeki mevki ve şartlarına göre olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden değerinin belirleneceği öngörülmektedir. Her ne kadar dava konusu 259 ada 249 parsel sayılı taşınmazın 99,50 m²"si kapama bağ olarak değerlendirilerek bedel belirlenmiş ise de, hükme esas alınan bilirkişi raporunda bağın 42 yaş üstü olduğu, kuru şartlarda, bakımsız ve büyük ölçüde bağ vasfını kaybetmiş olarak nitelendirildiği, bu nedenle verimin minimumun biraz üstünde olduğunun belirtilmesi karşısında, bağın ekonomik ömrünü tamamladığı dikkate alınarak taşınmazların tamamı kuru arazi olarak değerlendirilip zeminin değerinin buna göre tesbiti ile varsa bağ omcaları için odun değeri verilmek suretiyle kamulaştırma bedelinin tespiti gerektiğinin düşünülmemesi,
3-Dosya içerisinde bulunan kıymet takdir komisyonu raporuna göre taşınmazın üzerinde bulunan muhdesatın enkazı mal sahibine bırakıldığı belirtilmiştir. Ancak taşınmaz maliki enkazı almaya zorlanamaz. Takdir komisyonu, enkazın mal sahibine ait olduğunu belirtmiş, mal sahibi de buna itiraz etmemiş ve dava konusu yapmamış ise enkaz değeri tespit edilerek bu bedelin kamulaştırma bedelinden düşülmesi gerekir. Böyle bir durum yoksa enkaz, belirlenen bedelden düşülemez. Mahkemece, mal sahibinin enkazı alıp almadığı, isteyip istemediği belirlenip enkazın akıbetinin araştırılarak enkazın mal sahibi tarafından alındığının anlaşılması halinde ağaç enkaz bedelinin tespit edilen kamulaştırma bedelinden düşürülmesi, aksi halde enkaz bedeli düşülmemesi gerekirken yeterli araştırma yapılmadan yazılı şekilde enkaz bedelinin düşülmesine karar verilmesi,
4-Dava konusu 206 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tespit edilen bedelinden şartları varsa enkaz bedelinin düşülmesi ile yetinilmesi gerekirken, ayrıca ceviz ağacı kereste değerinin düşülmüş olması,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı ve davacı yararına takdir edilen 1.350,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa, davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 06.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.