Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/13510 Esas 2017/7418 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/13510
Karar No: 2017/7418
Karar Tarihi: 30.10.2017

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/13510 Esas 2017/7418 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, davalı ile aralarında bayilik sözleşmesi bulunduğunu ve davalının sözleşmenin asgari alım taahhüdünü ihlal ettiğini iddia ederek belirsiz alacak davası olarak 10.000 TL tahsilini talep etmiştir. Davalı, davanın reddi yönünde savunma yapmıştır. Mahkeme, davacının mal vermeye devam etmesi nedeniyle cezai şart talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak yüksek mahkeme, belirsiz alacak davasının mümkün olmadığını ve taraflar arasındaki anlaşmanın ihlali nedeniyle belirli bir miktar talep edilmesi gerektiğini belirtmiş ve davacının taleplerinin harç ikmali yapıldıktan sonra incelenmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kanun maddesi: 6100 sayılı HMK'nın 107. maddesi.
19. Hukuk Dairesi         2016/13510 E.  ,  2017/7418 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi(Tic. Mah. Sıf.)

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında bayilik sözleşmesi bulunduğunu ve davalının sözleşmenin asgari alım taahhüdünü ihlal ettiğini, ayrıca akdinin haksız yere davalı tarafından fesih olunduğunu 1695,05 ton eksik alımdan doğan 169.004,57 USD kar kaybı ileri sürerek, mahrum kalınan kar yönünden belirsiz alacak davası olarak şimdilik 10.000 TL"nin tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, ayrıca akdi fesihte haklı olduklarını beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davalının asgari alım taahhüdünü ihlal etmesine rağmen davacının mal vermeye devam etmesi nedeniyle cezai şart talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.Dava, bayilik sözleşmesinin ihlali ve haksız fesih nedeniyle sözleşme uyarınca talep edilen kar kaybına ilişkindir. Bu durumda davanın belirsiz alacak davası olarak açılması mümkün değildir. Öncelikle mahkemece davacıya talepleri açıklattırılıp belirtilen alacak miktarı üzerinden harç ikmali sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 30/10/2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
    KARŞI OY YAZISI
    Davacı vekili, asgari mal alım taahhütnamesindeki hesaplama şekline göre, müvekkili şirketin uğradığı kar mahrumiyetinin 169.004,57 USD olduğunu, kar mahrumiyetinin belirlenen şekilde bilirkişi marifetiyle tespiti gerektiğini ileri sürerek, müvekkili şirketin mahrum kaldığı kar miktarı yönünden belirsiz alacak davasının kabulü ile şimdilik 10.000 TL"nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. 6100 sayılı HMK"nın 107. maddesinde düzenlenen belirsiz alacak davası, zararın baştan belirlenmediği durumlarda söz konusu olabilir. Alacaklının bu şekilde dava açabilmesi için davada talep edebileceği miktarı tam ve kesin olarak belirlemesinin mümkün olmaması gerekir. Tespit edilebiliyorsa belirsiz alacak davası açmakta hukuki yarardan söz edilemez. Somut olayda davacı, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle mahrum kaldığı karı davalıdan talep etmektedir. Dilekçe içeriğinde uğranılan kar mahrumiyetinin nasıl hesaplanacağı açıkça gösterilerek uğranılan kar mahrumiyetinin 169.004,57 USD olduğu açıkça belirtilmiştir. Bu durumda davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerekirken esastan reddine karar verilmesi yerinde değildir. Yerel mahkeme kararının açıklanan gerekçeyle bozulması gerektiğini düşündüğümden sayın çoğunluğun bozma gerekçesine muhalifim.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.