11. Ceza Dairesi 2017/12312 E. , 2018/2079 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : Sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan Mahkumiyet,
Sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılması,
Birleşen Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi‘nin 27.04.2012 tarih ve 2012/164 Esas-2012/140 Karar dosyasına esas teşkil eden, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı‘nın 2012/31011 Soruşturma-2012/15089 Esas sayılı iddianamesi ile sanıklar hakkında “Görevi Kötüye Kullanma“ suçundan da kamu davası açılmış olmasına karşın, bu suç yönünden hüküm kurulmadığı tespit edilmekle, mahkemece bu suç yönünden zamanaşımı süresince hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
I-Sanıklar hakkında “Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Zararına Dolandırıcılık“ suçu nedeniyle verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararlara yönelik sanıkların temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5271 sayılı CMK"nın 231. maddesine göre verilen "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına" ilişkin kararlara karşı aynı Kanun"un 231/12. maddesine göre itiraz yolu açık olup temyiz olanağı bulunmadığı, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karşı yapılan itirazın, Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 28.01.2013 tarih ve 2013/99 Değişik İş numaralı kararı ile reddedilerek kesinleştiği anlaşılmakla; dosyanın bu yönden incelenmeksizin mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE,
II-Sanıklar hakkında “Resmi Belgede Sahtecilik“ suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik, sanık ... ve sanık ... ile müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
1-Suç tarihinde Eyüp Devlet Hastanesine bağlı Gaziosmanpaşa Semt Polikliniğinde evrak şefi olarak görev yapan sanık ... ile gözlük satış mağazası sahibi olan sanık ...‘ın iştirak halinde, sanık ... tarafından poliklinik sıra numarası almak bahanesiyle temin edilen ..., ... ve ...‘ye ait sağlık karnelerine, sağlık karnesi sahiplerinin bilgi ve rızaları dışında, tanık doktor ...‘yi yanıltmak suretiyle muayene ettirdikleri başka şahıslara ait gözlük reçetelerini yazdırıp, bu reçeteler ile sanık ...‘a ait işyerinden gözlük alarak, katılan kuruma fatura ettiklerinden bahisle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediklerinin iddia ve kabul olunduğu olayda; sanıklardan ...‘in suça konu sağlık karnesi sahiplerini tanımadığını beyan ederek suçlamaları kabul etmemesi, sanık ...‘ın ise reçetelerden 2 adedinin sanık ... tarafından yakınlarına ait reçeteler olduğundan bahisle işyerine getirildiğini bildirmesi, sağlık karneleri kullanılan tanıklardan ... ve ...‘nün poliklinik çalışanlarından birisine sağlık karnelerini bıraktıklarını bildirerek, sağlık karnelerini bıraktıkları şahsı ismen tanımadıklarını bildirmelerine rağmen, tanıklar ile sanık ... arasında usulüne uygun olarak yüzleştirme işlemi yapılmaması, sanık ... hakkında Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı‘nın 04.07.2008 tarih ve 2007/16480 Soruşturma-2008/6383 Esas sayılı iddianamesi ile görevi kötüye kullanma suçundan açılan kamu davasında, Gaziosmanpaşa 3. Asliye Ceza Mahkemesi‘nin 30.01.2014 tarih ve 2008/1098 Esas-2014/59 Karar sayılı ilamı ile iş bu dava ile aynı eyleme ilişkin olarak dava açıldığından bahisle red kararı verildiği, bu kararın temyiz edilmeden kesinleştiği anlaşıldığından, belirtilen dava dosyasının bir suretinin dosyaya getirtilmemesi, bu dava kapsamında yapılan yargılamada, 21.01.2010 tarihli celsede sanık ... ile biraraya getirilen tanık ...‘nün sanığı tanımadığını beyan ettiğinin görülmesi, sanığın savunmasının aksine tanık ...‘ın sanık ...‘i şahsen tanıdığını bildirmesine karşın, sanık ile tanığın beyanları arasındaki çelişkinin sanıktan sorularak giderilmemesi, dosya içerisinde bir sureti bulunan protokol defterinin tanıklara ilişkin kayıtların bulunduğu ilgili sayfası ile suça konu reçeteler aracılığı ile temin edilen gözlüklere ait satış fişleri üzerindeki imza ve yazıların sanıklara ait olup olmadığı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmamış olması, İstanbul Eyüp Devlet Hastanesi Baştabipliği‘nin 20.07.2009 tarihli müzekkere cevabında, reçetelerin düzenlendiği belirtilen 18.07.2006 tarihini de kapsayacak şekilde, sanıklardan ...‘in 17.07.2006-29.07.2006 tarihleri arasında yıllık izinde bulunduğunun bildirilmiş olması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; tanık ...‘ın sanık ...‘i şahsen tanıdığı ve sağlık karnesini sanığa bıraktığına ilişkin beyanının, sanık ...‘den de sorulmak suretiyle sanık ile tanık beyanları arasındaki çekişkinin giderilmesi, sanık ... yönünden, tanıklar ... ve ...‘ye usulüne uygun şekilde teşhis işlemi yaptırılması, dosya içerisinde bir sureti bulunan protokol defteri ile suça konu reçeteler aracılığıyla temin edilen gözlüklere ait satış fişleri asıllarının temini, bu belgeler üzerindeki imza ve yazıların sanıklara ait olup olmadığı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra, sanık ...‘in suç tarihinde yıllık izinde olduğuna ilişkin müzekkere cevabı da dikkate alınarak atılı suçu ne suretle işlediği ve sanık ...‘ın bu suça hangi şekilde iştirak ettiği belirtilip buna dayanak olan deliller gösterilip tartışılmadan yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
2-Kabule göre de;
TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve sanık ... ile müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 12.03.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.