16. Hukuk Dairesi 2016/11186 E. , 2019/6350 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ... ada 22 parsel sayılı 1.798,82 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle verasette iştirak halinde davacı ve davalılar adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar ... ve ..., çekişmeli taşınmazın yapılan taksim neticesinde kendilerine isabet ettiği iddiasıyla tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ... mirasçıları ... ve ..., taşınmazların kök muris ...’dan intikal ettiğini ve terekenin taksim edildiğini, 175 ada 22 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümünün kendilerine isabet ettiğini ileri sürerek dava açmışlar; davalılar ise taşınmazların müşterek muristen kalmakla beraber taksim edilmediğini savunmuşlardır. Şu halde, çekişmeli taşınmazların müşterek muris ...’da kaldığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, 1992 yılında ölümünden sonra muris ...’ın terekesine ait taşınmazın geçerli bir şekilde taksim edilip edilmediği, taksim yapılmış ise çekişmeli taşınmaz bölümünün kime düştüğü ve kim tarafından kullanıldığı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece, çekişmeli taşınmazların tarafları ortak murisi ... ’ın terekesinin mirasçıları tarafından taksim edilmediği gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli değildir. Dosya arasında bulunan ve taşınmazın hükmen tesciline esas alınan Milas Kadastro Mahkemesi"nin 2011/22 Esas sayılı dosyasının 28.02.2008 tarihli celsesinde beyanda bulunan, muris ... ’ın kızları davalı ... ve ..., 175 ada 22 parsel sayılı taşınmazı 2000 yılında taksim ettiklerini, bu paylaşıma göre 15.02.2010 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen evlerin çevresi ve sete kadar olan kısmın kardeşleri ...,...’ya isabet ettiğini, setten sonra kalan kısmın ise paylaşılmadığını beyan etmişlerdir. Ne var ki mahkemece, taşınmazın hükmen tesciline esas dosyadaki beyanlar değerlendirilmemiş, mahallinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve taraf tanıklarının taksim olgusunu bilmedikleri yönündeki beyanları ile yetinilerek taksim yapılmadığı kabul edilmek suretiyle karar verilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez.
Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için; mahkemece, mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisinin katılımı ile yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte mahalli bilirkişi ve tanıklardan muris ... ’ın terekesinin tüm mirasçıların katılımı ile taksim edilip edilmediği, taksim edilmiş ise çekişmeli taşınmaz bölümünün kime düştüğü, kim tarafından, ne zamandan beri ve ne şekilde kullanıldığı hususları sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, taksimin geçerli olabilmesinin, terekenin mirasçılar arasında eşit paylaştırılmasına bağlı bulunmadığı göz önünde bulundurulmalı, davalılar ... ve ...’in Milas Kadastro Mahkemesi"nin 2011/22 Esas, 2011/122 Karar sayılı dosyasındaki beyanları dikkate alınmalı, davalıların beyanlarında geçen set belirlenip fen bilirkişi raporunda gösterilmeli; bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacılar ... ve ...’ın temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.