19. Hukuk Dairesi 2016/12959 E. , 2017/7413 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinin iptali, menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankada TL, döviz hesabı bulunduğunu, müvekkilinin davalı banka ile 2.1.2013 tarihinde Tezgah üstü Türev Araçlarına İlişkin Çerçeve Sözleşmesi imzaladığını, bu sözleşme hakkında bilgisi olmayan müvekkilinin banka çalışanlarının hileli davranışlarıyla sözleşme çerçevesinde iki adet Opsiyon Teyidi İşlemi imzaladığını, müvekkilinin bu işlemleri sonlandırmak istemesi üzerine davalı bankanın yüklü miktarda kapatma komisyonu ödemesini talep ettiğini, sözleşmenin ağır şartlar taşıdığını ve kesin hükümsüzlük halinin mevcut olduğunu, ayrıca sözleşmede bankanın kendi zararının artmasını önlemesine yönelik hükümler mevcut olduğunu, bankanın sözleşmeden yararlanmasının sınırsız olmasına rağmen müvekkili lehine bu hükümlerin öngörülmediğini ileri sürerek hileli davranışlar nedeniyle imzalanan, kesin hükümsüz olan sözleşme hükümlerinin iptaline, aksi halde taraflar arasındaki edimlerin denkleştirilmesine, müvekkilinden haksız olarak istenen işlem kapatma komisyonu tutarında müvekkilinin borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının talebi üzerine yapılan mülakat neticesinde Tezgah üstü Türev Araçlarına İlişkin Çerçeve Sözleşmesinin imzalandığını,sözleşme öncesi riskler hakkında bilgi verildiğini ve davacının risk bildirim formunu imzaladığını, davacının dava konusu yaptığı 2 adet Opsiyon Teyit İşlemi yapılmadan önce de davacı tarafından teklif edilen 16 adet Opsiyon Teyit İşlemi yapıldığını, davacının bu işlemlerden kar sağladığını, Euro’daki artış üzerine davacının son iki işlemden zarar ettiğini ve sözleşme hükümlerine uygun olarak müvekkilinin ek teminat talep ettiğini, müvekkilinin davacıyı kurlar hakkında bilgilendirdiğini ve davacıya zararının arttığını bildirmesine rağmen davacının sessiz kaldığını, müvekkilinin de sözleşme hükümleri çerçevesinde işlemi kapatarak, işlem zararını davacı müşterinin mevcut teminatlarından tahsil ettiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı bankanın davacıya opsiyon teyit işlemi ve kurların hareketi hakkında bilgi verdiği, bankanın ek teminat almasının sözleşme hükümlerine uygun olduğu, davalı bankanın davacının davaya konu sözleşmelerden önce de opsiyon teyit işlemleri yaptığı ve bu işlemlerin davacı lehine sonuçlandığı, davaya konu son iki işlemde davacı aleyhine riskin gerçekleştiği, davacının zarara uğramış olmasında davalı bankaya kusur izafe edilemeyeceği, bankanın aşırı yararlanması ve hileli durumunun olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 30/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.