14. Hukuk Dairesi 2015/11230 E. , 2018/2969 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 20.11.2013 gününde verilen dilekçe ile asıl dava yönünden imar ipoteğinin kaldırılması, birleştirilen dava yönünden ipotek bedelinin arttırılması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kabulüne birleştirilen davanın kısmen kabulüne dair verilen 07.05.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar- karşı davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Asıl dava, ipotek kaydının terkini, birleştirilen dava, ipotek bedelinin arttırılması isteklerine ilişkindir.
Davacı, 5250 ada 39 sayılı parselin maliki olduğunu, taşınmazın imar uygulamasına tabi tutulduğunu, bu uygulama sırasında kanuni ipotek tesis edildiğini ileri sürerek; o tarihteki 755 TL ipotek bedelinin ödenmesi koşuluyla ipotek şerhinin terkinine karar verilmesini istemiştir.
Birleştirilen davada, davalılar ipoteğin 1996 yılında tesis edildiğini, ipotek kurulurken saptanan bedelin dava tarihi itibariyle parasal bir önemi kalmadığını, ipotek bedelinin artırılmasını talep etmiştir.
Mahkemece, ipotek bedeli 4.693,10 TL olarak güncelleştirilmiş, bu bedel depo ettirilerek ipoteğin terkinine ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar- (birleştirilen dosyada davacılar) vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalılar- (birleştirilen dosyada davacılar) vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Bilindiği üzere ipotek, kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan, sınırlı bir ayni haktır. Taraflar mevcut ipoteği iradeleriyle tapuda yapacakları işlem sonucu kaldırabilecekleri gibi, bir tarafın terkine rıza göstermemesi halinde ipotek bedelinin ödenmesi koşulu ile kaldırılmasını mahkemeden de isteyebilir.
Somut olaya gelince; davalıların murisi yararına 03.01.1996 tarihinde tesis edilen kanuni ipotek, 755 TL bedellidir. İpoteğin, imar uygulaması sebebiyle davalının maliki olduğu taşınmazdan bir miktarın davacı taşınmazına ilavesi zaruretinden kaynaklandığı görülmektedir. O yüzden, imar uygulama cetvellerinden davalı taşınmazından kaç m2 yer alındığı tespit edilerek, kanuni ipotek bedelinin, alınan bu miktar taşınmazın dava tarihindeki değerine göre belirlenmesi gerekir. Zira, kanuni ipotekler tarafların serbest iradeleriyle değil, kanundan kaynaklanan bazı zorunlu durumlar sebebiyle tesis edilir.
O halde, mahkemece HMK"nın 266. maddesi hükmü gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılarak ve imar uygulama cetvelleri incelenerek, davalının taşınmazından imar uygulaması sebebiyle ne miktar yerin davacı taşınmazına ilave edildiği, başka bir deyişle davalı taşınmazın ne kadar metrekare kısmının dava konusu taşınmazda bedele dönüştürülerek lehine ipotek tesis edildiği tespit edilerek, bu miktarın dava tarihindeki değeri bilirkişilere hesaplattırılmalı, bu bedel davalılar adına depo ettirildikten sonra şimdiki gibi ipoteğin kaldırılması istemininin kabulüne ve buna bağlı olarak ipotek bedelinin arttırılması isteminin de kabulüne karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün açıklanan bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1 numaralı bentte yazılı nedenlerle davalılar-davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte yazılı nedenlerle davalılar-davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.04.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi