Esas No: 2017/2485
Karar No: 2022/2026
Karar Tarihi: 13.04.2022
Danıştay 10. Daire 2017/2485 Esas 2022/2026 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2017/2485 E. , 2022/2026 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2017/2485
Karar No : 2022/2026
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- …
2- …
3- …
4- …
5- …
6- …
7- …
8- …
9- …
VEKİLLERİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : (Kapatılan) Askeri Yüksek İdare Mahkemesi … Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının (... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının) temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar yakını …'nun Hakkari, ... Komutanlığı emrinde askerlik hizmetine devam ederken, 16/03/2013 tarihinde kendisine verilen görev kapsamında kazma ile ağaç sökme işlemi yaparken kazmanın yerde bulunan mühimmata değmesi ve mühimmatın patlaması sonucu vefat ettiği iddiasıyla destekten yoksun kaldıklarından bahisle davacı anne … için 30.000,00 TL maddi, 65.000,00 TL manevi, baba … için 20.000,00 TL maddi, 60.000,00 TL manevi, davacı kardeşler …, …, …, …, …, … ve … için ayrı ayrı 20.000,00'er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Askeri Yüksek İdare Mahkemesi … Dairesince; davacılar yakının vefatından kaynaklanan maddi ve manevi zararların tazmini için olay tarihi olan ve olayın özelliği gereği eylemin idariliğinin de belli olduğu 16/03/2013 tarihinden itibaren işlemeye başlayan bir yıllık süre içinde zorunlu idari müracaatta bulunulması gerekirken, bu süre geçirildikten çok sonra 18/09/2014 tarihinde yapılan idari müracaat sonrası maddi ve manevi zararların karşılanması talebinin zımnen reddi üzerine açılan davada süre aşımı bulunduğu gerekçesiyle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, davanın açıldığı tarihte devam eden ceza soruşturması nedeniyle açılan davanın süresinde olduğu, ceza soruşturması kesinleşmeden idarenin kusurlu olup olmadığının anlaşılamayacağı, dava açma süresinin takipsizlik kararına yapılan itiraz sürecinin kesinleşmesinden sonra başlayacağı, tazmini istenilen zararın davalı idarenin ihmali sonucu gerçekleştiği ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 1. maddesi hükmü gereğince, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin kapatılmasıyla Danıştay'a ve idare mahkemelerine gönderilen dosyalara ilişkin uyuşmazlıkların çözümünün, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'na tabi olması nedeniyle işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dosyanın incelenmesinden; davacılar yakını …'nun Hakkari, … Komutanlığı emrinde askerlik hizmetine devam ederken 16/03/2013 tarihinde bölük komutanı tarafından ağaç sökme işinde görevlendirildiği, ağaç sökme işlemi sırasında bölgede bulunan patlamamış bir bomba atar mermisinin patlaması sonucu vefat ettiği, olayla ilgili olarak … Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığınca yürütülen E:… sayılı soruşturma kapsamında alınan ifadelerde, müteveffa ile birlikte P.Er … ve P.Er …'ın atış alanına girerek mermi çekirdeği toplamaya başladıklarının, müteveffanın patlamamış halde bulunan bomba atar mühimmatını eline alarak komutanına götüreceğini söyleyip cebine koyduğunun, ardından birliğe dönüş yolunda müteveffanın bir bomba atar mermisi daha bulduğunun, cebinde bulunan diğer mühimmatı da eline alarak her iki bombayı birer elinde olacak vaziyette yürürken patlama olayının meydana geldiğinin beyan edildiği, aynı soruşturma kapsamında düzenlenen 14/11/2013 tarihli bilirkişi raporunda ise, olaydan önce yapılan atışlardan artık kalan (kör giden) mühimmatın yoğun kar nedeniyle imhasının gerçekleştirilemediği, bu hususta personelin uyarılmasına ve bölgeye girişin yasaklanmasına dair 25 Ocak 2013 tarihli emrin müteveffaya tebliğ edilmemiş olması halinde bu eksiklik ve aynı emirde bölgenin tamamen çevrilmesi yönünde karar alınmasına rağmen bölgenin yalnızca bir kısmının şeritle çevrilmesi, mevcut şeritlerin de sağlam halde muhafaza edilmemesi yönlerinden idare personelinin kusurlu olduğu görüşüne yer verildiği, davacılar tarafından 18/09/2014 tarihli dilekçeyle davalı idareye yapılan ön karar başvurunun zımnen reddi üzerine 22/12/2014 tarihinde bakılan davanın açıldığı, öte yandan Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda, ölüm olayında doğrudan illiyet bağı oluşturacak şekilde herhangi bir kişiden kaynaklanan ihmali veya kasıtlı bir davranış saptanmadığı, herhangi bir kişiye ve kuruma kusur izafe edilemeyeceği, olayın tamamen müteveffanın patlamamış haldeki mühimmatı eline alıp oynaması sonucunda meydana geldiği gerekçesiyle … tarih ve E:…, K:… sayılı kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, anılan karara davacılar tarafından 20/03/2015 tarihli dilekçe ile itiraz edildiği, itirazın akıbetinin dosya içinde yer almadığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
27/04/2017 tarihinde yürürlüğe giren 6771 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile Anayasa'ya eklenen geçici 21. maddenin (E) bendi hükmüyle askeri yargı kaldırılmış ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde görülmekte olan dosyalardan kanun yolu incelemesi aşamasında olanların Danıştaya, diğer dosyaların ise görevli ve yetkili idari yargı mercilerine bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dört ay içinde gönderileceği hükme bağlanmıştır.
Anayasanın 121. maddesi ile 25/10/1983 tarihli ve 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu'nun 4. maddesi uyarınca, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulunca 15/08/2017 tarihinde kararlaştırılan ve 25/08/2017 tarih ve 30165 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 694 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 36. maddesi ile 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'na eklenen ve 7078 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile kabul edilen geçici 45. maddede ise, kaldırılan askeri yargı mercilerinde görülmekte olan, tebliğde ve infaz aşamasında bulunanlar ile bu mercilerin arşivlerinde bulunan işi bitmemiş dosyalardan Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde kanun yolu incelemesinde olanların Danıştaya, diğerlerinin ise Ankara İdare Mahkemelerine gönderileceği kurala bağlanmıştır.
Uyuşmazlığa ilişkin olarak, "usul kurallarının derhal uygulanırlığı ilkesi" gereğince dava dosyalarının devrini müteakip uyuşmazlığın çözümünde 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümlerinin uygulanacağı hususunda bir duraksama bulunmamaktadır.
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde ise, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
İdare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları ödemekle yükümlü olup; idari eylem ve işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun, ön karar başvurusunun yapıldığı tarihte yürürlükte olan haliyle "Doğrudan doğruya tam yargı davası açılması" başlıklı 13. maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka süretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurmaları, bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren, dava süresi içinde dava açılabileceği düzenlenmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda aktarılan maddeler uyarınca idari eylem nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemiyle tam yargı davası açılabilmesi için; maddi olayın, zarara sebep olan eylemin idariliğinin ve yol açtığı zararın kesin olarak ortaya konulması zorunludur.
İdari eylem, idarenin işlevi sırasında bir hareketi, bir davranışı, bir tutumu veya hareketsizliği; idari karar ve işlemle ilgisi olmayan, başka bir deyişle öncesinde, temelinde bir idari karar veya işlem olmayan salt maddi tasarrufları ifade etmektedir. Dolayısıyla zarara sebep olan eylemin idariliği ve yol açtığı zarar bazen eylemin yapılmasıyla veya olayın gerçekleşmesiyle birlikte ortaya çıkarken, bazen de çok sonra, değişik araştırma, inceleme, kesin sağlık raporları ve ceza yargılaması sonucu da ortaya çıkabilmektedir.
Esasen, idari eylemin tamamlandığı ve zararın tam olarak ortaya çıktığı tarih dikkate alınmadan 2577 sayılı Kanun'un 13. maddesinde öngörülen bir ve beş yıllık sürenin hesaplanması, bazı hallerde dava açma hakkının kullanılamaması sonucunu doğuracaktır. Eylemin idariliğinin ve/veya zararın ortaya çıkmasıyla kullanılması mümkün olan dava açma hakkını ortadan kaldırır biçimde süre hesabı yapılmasının ise hak arama özgürlüğüyle bağdaşmayacağı açıktır.
Uyuşmazlıkta, 16/03/2013 tarihinde davacılar yakınının ölümüyle sonuçlanan olay hakkında Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında düzenlenen 14/11/2013 tarihli bilirkişi raporunda, davacılar yakınının idari faaliyet sırasında zarar görmesinde davalı idare ajanlarına raporda ayrıntılı olarak belirtilen yönlerden kusur izafe edildiği, dolayısıyla davacılar tarafından idari faaliyet sırasında doğan zarardan yalnızca yakınlarının değil, davalı idarenin de sorumlu tutulabileceğinin bu rapor tarihinde öğrenildiği, kaldı ki soruşturma makamınca kovuşturmaya yer olmadığı yolunda işbu davanın açıldığı tarihten sonra 24/02/2015 tarihinde verilen karara karşı davacılar tarafından itiraz edildiği ve dava tarihi itibarıyla soruşturma sonucunun kesinleşmemiş, dolayısıyla maddi gerçeğin netleşmemiş olduğu anlaşıldığından, soruşturma dosyasına sunulan bilirkişi rapor tarihi olan 14/11/2013 tarihinden itibaren 1 yıl içinde 18/09/2014 tarihinde yapılan ön karar başvurusunun zımnen reddi üzerine 22/12/2014 tarihinde açılan işbu davanın süresinde bulunduğu sonucuna varılmış olup, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolunda verilen temyize konu kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz isteminin KABULÜNE,
2. Davanın süre aşımı yönünden reddine ilişkin temyize konu (kapatılan) Askeri Yüksek İdare Mahkemesi … Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının (... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının) BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın davanın görüm ve çözümünde yetkili olan Van İdare Mahkemesine gönderilmesine, kararın …. İdare Mahkemesine ve taraflara bildirilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.