10. Hukuk Dairesi 2018/1485 E. , 2020/583 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
Dava, davalı işveren nezdinde 22.06.1998-30.03.2010 arasında çalıştığını, son aylık ücretinin 1500.00 TL olduğunu, prime esas kazançlarının eksik bildirildiğini beyanla gerçek ücreti üzerinden tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı ve davalı Kurum tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi ile davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi
I- İSTEM:
Dava, davalı işveren nezdinde 22.06.1998-30.03.2010 arasında çalıştığını, son aylık ücretinin 1.500,00 TL olduğunu, prime esas kazançlarının eksik bildirildiğini beyanla gerçek ücreti üzerinden tespitini istemiştir.
II- CEVAP:
1-Davalı işveren vekili tararfında verilen cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin zaman aşımına uğradığını, bu bakımdan davanın zaman aşımı sebebiyle reddinin gerektiğini, davacının aldığı ücretler sigortaya eksiksiz olarak bildirildiğini, davacının iddialarının asılsız olduğunu, davacının müvekkil şirket nezdinde çalıştığı dönemlerde hak ettiği ücretlerin tamamı bordrolara yansıtıldığını, söz konusu bordrolardaki tutarlar üzerinden kuruma prime esas kazanç bildirimi eksiksiz olarak yapıldığını, davacının aldığı ücrete ilişkin beyanları gerçeği yansıtmadığını, Bakırköy 5. İş Mahkemesinde görülmükte olan dava ile huzurdaki dava usul ve nitelik bakımından birbirinden farklı iki dava olduğunu, Bakırköy 5. İş mahkemesinin vermiş olduğu karar usul ve yasaya aykırı bir karar olduğunu, kararın temyiz edildiğini, henüz kesinleşmediğini, davacının herhangi bir delile dayanmayan mesnetsiz iddalar olduğunu, 506 sayılı yasanın 77. maddesinde prime esas kazanç kavramının düzenlendiğini, 5510 sayılı Yasanın 80. maddesi ve benzer bir şekilde düzenlendiğini, müvekkil şirkete ait kayıt ve belgelerin 09/09/2009 tarihindeki sel felaketi ile zayi olduğunu belirterek açılan davanın reddini talep ettiği görülmüştür.
2-Davalı kurum vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; kurumda davacının 5301012716460 sigorta sicil numarası ile ilgili hizmet kayıt belgesinin dilekçe ekinde sunulduğu hizmet döküm cetvelinde 22/06/1998-08/10/1998-15/02/1999-22/10/2001(2000/1 dönemi iptali edilmiştir), 04/02/2003-01/03/2004 ve 01/05/2004-30/03/2004 dönemlerinde olmak üzere diğer davalı işyerinden sigortalı olarak bildirildiğini, 01/04/2004 tarihinde emekli olarak kendisine yaşlılık aylığı bağlandığını, huzurdaki davanın 5 yıllık hak düşüm süresi geçtikten sonra açıldığından davanın hak düşüm süresi yönünden reddinin gerektiğini, özellikle işyerinden kurumumuza verilen ücret bordrolarının celp edilmesini, bordrolardaki mizaların davacıya ait ise bunun üzerindeki ücret iddialarının dinlemeyeceğinden davanın reddinin gerektiğini, ücretin tespiti bakımından 6100 sayılı H.M.K"nun 288. maddesi nedeniyle davacının iddiasını ancak yazılı deliller ile ispat edileceğini, kurumun resmi kayıtlarının incelenmesinin, kurumun dava açılmasına sebebiyet vermediğinden davanın kabulü halinde aleyhe vekalet ücretine hükmedilmemesini belirterek açılan davanın reddini talep ettiği görülmüştür.
III- MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
1-Davanın kısmen kabulü ile,
Davacının 01/03/2010-30/03/2010 tarihleri arasındaki aylık ücretin 2.095,27-TL brüt ücret olduğunun tespitine,
Davacının diğer taleplerinin reddine,
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince;
1-Davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine,
2-Davalı Kurum vekilinin istinaf isteminin kabulü ile Bakırköy 3. İş Mahkemesinin 2013/615 Esas, 2017/64 Karar sayılı karanının HMK"nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
IV- TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili temyiz dilekçesinde hizmet süreleri açısından prime esas kazanç yönünden yazılı belge sunulmadığı yönündeki tespitlerin gerçeğe aykırı olduğunu, davacının ücretinin kesinleşmiş mahkeme kararı ile tespit edildiğini, işçilik alacaklarına ilişkin ilamın kesin delil niteliğinde olduğunu, eksik incelemeye ilişkin itirazlarının istinaf incelemesinde değerlendirilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
V- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Hizmet tespitine yönelik davalarda, 5510 sayılı Kanun 86. maddede (506 s. K m. 79), mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamlarının dikkate alınacağı belirtilmiştir. Bu nedenle sigortalının ücretinin ve davalı Sosyal Güvenlik Kurumu’na (Devredilen SSK) davalı işveren tarafından ödenen ve ödenmesi gereken primlerin miktarının belirlenebilmesi amacıyla prime esas kazancın tespitinde, gerçek ücretin esas alınması koşuldur.
Davanın niteliği gereği çalışma olgusunun her türlü delille ispatlanabilmesine karşılık ücretin ispatında bu denli serbestlik söz konusu değildir. Ücretin ispatında Hukuk Genel Kurulu’nun 2005/409-413, 2010/480-523, 2011/608-649 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 200. (1086 sayılı HUMK m. 288) maddesinde yazılı sınırları aşan, ücret alma iddialarının, yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Ücret miktarı maddelerde belirtilen sınırları aşıyorsa, tespiti gereken gerçek ücretin; hukuksal geçerliliğe haiz olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, işçinin imzasının bulunduğu aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, usulüne uygun tutulan ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle ispatı mümkündür.
Yazılı delille ispat sınırın altında kalan miktar için veya bu miktar üzerinde olsa bile varlığı iddia edilen çalışma süresine ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgelerin bulunması halinde tanık dinletilmesi mümkündür (1086 sayılı HUMK m. 292; HMK m. 202). Eğer ispat sınırının altında kalan ücretler, yine işçinin imzası bulunan belgelere dayanıyorsa yine aksinin yazılı delillerle ispatlanması gerekecektir (HMK m. 201).
5510 sayılı Kanun 82. maddede (506 sK. M. 78) prime esas günlük kazançların alt ve üst sınırlarının ne olacağı gösterilmiştir. Günlük kazançları alt sınırın altında olan sigortalılar ile ücretsiz çalışan sigortalıların günlük kazançları alt sınır üzerinden, günlük kazançları üst sınırdan fazla olan sigortalıların günlük kazançları da üst sınır üzerinden hesaplanır.
Somut olayda, Mahkemece kuruma yapılan bildirimlerin asgari ücret üzerinden eksiksiz olarak gerçekleştirildiği, süre yönünden de herhangi bir eksikliğin bulunmadığı, ancak Bakırköy 5. İş Mahkemesi dosyasının kesinleşen kararına göre fesih tarihindeki ücret miktarının net 1500.00 TL, brütünün 2.095.27 TL olarak belirtildiğinden sadece son ay ücreti açısından kesin hüküm nedeni ile prime esas kazanç miktarının bu miktar olarak belirlenmesinin gerektiği ,diğer hizmet süreleri açısından prime esas kazanç yönünden yazılı belge sunulmadığı, kesin hüküm dışındaki süreler yönünden davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmış ise de, idare veya yargı makamları tarafından belirlenen ücretlerin prim hesabına esas alınabilmesi için bu tür kazançlara hak kazanmak yeterli olmamakta, işçilik alacaklarına ilişkin taraflar arasında çıkan uyuşmazlıkta mahkemece verilen karar sonrasında işçiye (sigortalıya) ödeme yapılmış olması aranmaktadır. Davacıya yapılan ödemenin yapıldığı ayın prime esas kazanç matrahına dâhil edilmesi, hizmet akdi daha önceki bir tarihte sona erdiği takdirde ise yapılan ödemelerin çalışmanın geçtiği son ayın prime esas kazancında gözetilmesi gerekmektedir. Buna göre davalı tarafından davacıya, işçilik alacakları davası neticesinde ödeme yapılıp yapılmadığı belirlenerek, yapılmış ise işçilik alacağı dosyasında belirlenen ücretin son aya maledilerek prime esas kazanç olarak tespiti gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK"nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 03.02.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.