11. Ceza Dairesi 2018/988 E. , 2018/2060 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
A)Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik sanığın temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanığın yokluğunda verilip, 20.11.2013 tarihinde bizzat kendi imzasına tebliğ edilen hükmü, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 310. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süresinden sonra, 05.09.2017 tarihli dilekçe ile temyiz ettiği anlaşılmakla, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE,
B)Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin temyiz talebinin incelenmesinde ise;
Sanığın yokluğunda verilen hükmün tebliğinin, sanığın bildirdiği adresine 7201 sayılı Tebligat Kanununun 35. maddesi uyarınca yapılmasının, daha önce adli mercilerce bu adreste usulüne uygun bir tebligat yapılmaması nedeniyle usulsüz olduğu, Tebligat Kanununun 21/2. maddesi uyarınca tebligat yapılan “... Mahallesi ... Sokak No:.../Bursa” adresinin de sanık ..."in değil, diğer sanık ..."nın adresi olduğu anlaşıldığından, sanık ... müdafiinin öğrenme üzerine verdiği 24.09.2014 tarihli temyiz dilekçesinin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
1-... ... Teknik Hırdavat Kimya Kauçuk San. ve Tic. Ltd. Şti"nin yetkilisi ve ortağı olan sanık ... ile şirket işlerini vekaleten yürüten ...’nın “2008, 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenledikleri” iddiası ile açılan kamu davasında; sanıklardan ...’in, şirketin yalnızca kuruluşunda yer aldığını fakat şirketle hiç ilgilenmediğini, faturalarla herhangi bir ilgisinin bulunmadığını savunduğu; sanık ...’nın ise savunmasında, şirket yetkilisinden vekalet aldıktan sonra hastalık geçirdiğini, sahte fatura düzenlemediğini, şirket işleriyle ilgilenmediğini söylemesi ve dosya içerisinde suça konu faturaların bulunmadığının anlaşılması karşısında; 213 sayılı VUK"nın 227/3 ve 230. maddelerinde öngörüldüğü üzere, sahte fatura düzenlemek suçunun oluşabilmesi için düzenlenen belgelerin 213 sayılı VUK"nın 230. maddesinde sayılan zorunlu unsurları taşıması gerektiği, aksi takdirde ilgili Kanunun 227/3. maddesine göre hiç düzenlenmemiş sayılacağı cihetle, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenebilmesi bakımından; suça konu fatura asılları ya da onaylı suretlerinin duruşmaya getirtilip incelenerek kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi, faturalardaki yazı ve imzaların sanıkların eli ürünü olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması; faturaları kullanan şirket yetkilileri tanık olarak dinlenerek, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının ve sanıkları tanıyıp tanımadıklarının sorulması, toplanan tüm delillere göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini yerine, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
2-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozmanın CMK"nın 325. maddesi uyarınca temyiz istemi süre yönünden reddedilen sanık ...’ya teşmiline, 12.03.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.