Esas No: 2021/679
Karar No: 2022/378
Karar Tarihi: 13.04.2022
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 2021/679 Esas 2022/378 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/679 E. , 2022/378 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/679
Karar No : 2022/378
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … İdaresi Başkanlığı - …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Sigorta acentesi olarak faaliyet gösteren davacının ödemiş olduğu banka ve sigorta muameleleri vergilerinin iadesi istemiyle yaptığı düzeltme ve şikayet başvurusunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ile ödenen vergilerin tahsil tarihinden itibaren işleyecek tecil faiziyle birlikte iadesi istemiyle dava açılmıştır.
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararı:
Olayda 213 Vergi Usul Kanunu'nun 118. maddesinin ikinci fıkrasında tanımlanan ve vergilendirme hatası olarak kabul edilen "mükellefiyette hata"nın varlığının kabulü zorunlu olduğundan dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Öte yandan hukuken tahsil edilmemesi gereken bir verginin alınması nedeniyle doğan zararın tazmini için davacının ödeme tarihinden itibaren yasal faiz ödenmesi talebinin de kabulü gerekmektedir.
Mahkeme bu gerekçeyle dava konusu işlemi iptal etmiş, davacının ödediği tutarların tahsil tarihinden itibaren yasal faiziyle iadesine karar vermiştir.
Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesinin 23/12/2019 tarih ve E:2015/2543, K:2019/6827 sayılı kararı:
Mahkeme kararının dava konusu işlemin iptaline ve fazladan ödenen vergilerin idareye başvuru tarihinden itibaren yasal faiziyle iadesine ilişkin hüküm fıkrası aynı gerekçe ve nedenlerle uygun görülmüştür.
Kararın söz konusu vergilerin ödendiği tarih ile idareye başvuru tarihi arasında geçen süreye ilişkin olarak faize hükmedilmesine yönelik hüküm fıkrasının incelenmesi:
İdareyi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü tutan Anayasa'nın 125. maddesinin son fıkrası yargı kararı uyarınca iadesi gereken bir miktar paranın idarenin tasarrufunda kalan sürede ilgilisi tarafından tasarruf edilememesinden doğan zararın giderilmesini de kapsamaktadır. İadesi gereken tutar yönünden vergi idaresi ile davacı arasındaki ilişki iadenin yargı kararıyla hüküm altına alınması nedeniyle yönetilen-idare ilişkisi olmaktan çıkarak bir borç ilişkisine dönüşmüştür. Dolayısıyla bu ilişkinin borçlusu tarafından alacaklısına 1. maddesinde Borçlar Kanunu ve Ticaret Kanunu'na göre faiz ödenmesi gereken hallerde hangi oranda faiz ödeneceğini düzenleyen 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümlerine göre faiz ödenmesi gerekmektedir.
Bu durumda 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'da yer alan düzenlemeler uyarınca faizin başlangıç tarihinin idareye başvuru tarihi olarak kabulü gerekirken vergilerin ödendiği tarih olarak kabul edilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Karar sonucu:
Daire bu gerekçeyle kararın davaya konu işlemin iptali ile fazladan ödenen tutarların idareye başvuru tarihinden itibaren yasal faiziyle iadesine ilişkin hüküm fıkrasını onamış, vergilerin ödendiği tarih ile idareye başvuru tarihi arasında geçen süreye ilişkin olarak faize hükmedilmesine yönelik hüküm fıkrasını ise bozmuş; davalının karar düzeltme istemini reddetmiştir.
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı ısrar kararı:
İdarenin kendi eylem ve işlemi ile kişinin temel haklarından olan mülkiyet hakkını ihlal etmesi nedeniyle meydana gelen kaybın veya yoksun kalınan kazancın telafi edilebilmesi paranın tasarrufundan yoksun kalınan tüm süre için faiz ödenmesine bağlıdır.
Bu süre içerisinde davalı idare uhdesinde kalan tutarlara ilişkin olarak ödeme tarihi ile idareye başvuru tarihi arasında geçen süre için de hesap edilecek yasal faizin davacıya ödenmesi gerekmektedir.
Vergi mahkemesi bu ek gerekçeyle bozulan kısım yönünden ısrar etmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Temyize konu kararın usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … 'NIN DÜŞÜNCESİ: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, ısrar kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan ısrar kararı, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davalının temyiz isteminin REDDİNE,
2- … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı ısrar kararının ONANMASINA,
2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/04/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
X - KARŞI OY:
Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Yedinci Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.