Esas No: 2021/3758
Karar No: 2022/12238
Karar Tarihi: 11.10.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/3758 Esas 2022/12238 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme kararı, bir tazminat davasına ilişkindir. İlk derece mahkemesi, davayı kısmen kabul ve kısmen reddetmiş, ardından istinaf başvurusu yapılmış ve istinaf istemleri esastan reddedilmiştir. Davacılar vekili kararı temyiz etmiş ancak, karar tarihinde yürürlükte olan 72.070,00 TL'lik temyiz sınırının altında kaldığı için temyiz işlemi, kanun maddelerine göre mümkün görülmemiştir. Mahkeme kararında kanun maddeleri olarak, 362/1-a, 362/2. ve 346. maddeleri ile birlikte 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 8. maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 110. ve ek madde 1 hükümleri de anlatılmıştır.
"İçtihat Metni"
Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi
No :
Dava tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul ve kısmen reddine dair verilen karara karşı, davacı ve davalılardan ... AŞ vekillerinin istinafa başvurması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 24.Hukuk Dairesince istinaf istemlerinin esastan reddine dair karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 24.Hukuk Dairesince verilen karar davacılar vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 20.07.2016 tarihinden itibaren uygulanan 8. maddesinin 3. fıkrasına göre, “Bölge Adliye Mahkemesinin para ile değerlendirilemeyen dava ve işler hakkındaki kararları ile miktar veya değeri beşbin lirayı geçen davalar hakkındaki nihaî kararlara karşı tebliğ tarihinden başlayarak sekiz gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” Bu fıkradaki “beşbin” ibaresi 6763 sayılı Kanunun 5. maddesi ile “kırk bin Türk Lirası” şeklinde değiştirilmiştir.
Mülga 5521 sayılı Kanunun, 6763 sayılı Kanun 5. maddesi ile değişik beşinci fıkrasına göre parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı öngörülmüştür.
25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8. maddesinde “temyiz edilemeyen kararlar” sayılmış ancak miktar itibariyle kesinliğe bu maddede yer verilmemiş, 7/3. maddede, 6100 sayılı HMK’nın kanun yollarına ilişkin hükümlerinin, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca, Bölge adliye mahkemelerinin miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararların temyiz yoluna başvurulamayacağı hükme bağlanmıştır. HMK Ek madde 1 hükmüne göre de, 362. maddedeki parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı belirtilmiştir.
HMK 362/2. maddesine göre “Birinci fıkranın (a) bendindeki kararlarda alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, kırk bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz edebilir”
HMK 366. maddenin yollaması ile temyiz yolunda da uygulanan 346. madde uyarınca, temyiz dilekçesi kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme temyiz dilekçesinin reddine karar verir. Ancak temyiz edilen karar kesin olduğu halde bu konuda inceleme yapılıp karar verilmeksizin dosya Yargıtay’a gönderilmiş ise, 01.06.1990 tarih, 1989/3 E. - 1990/4 K. sayılı içtihadı birleştirme kararı gereğince dosyanın mahalline çevrilmesine gerek olmaksızın Yargıtay tarafından temyiz talebinin reddine karar verebilecektir.
Yukarıda belirtildiği şekilde, iş mahkemelerinin kararlarının istinaf incelemesi sonucu Bölge adliye mahkemelerince verilen kararlarda karar tarihine göre kesinlik sınırı: 20.07.2016 - 01.12.2016 tarihleri arasında 5.000,00 TL; 02.12.2016 tarihi sonrası için 40.000,00 TL; 01.01.2017 sonrası için 41.530,00 TL ve 01.01.2018 tarihi sonrası için 47.530,00 TL; 01.01.2019 tarihi sonrası için 58.800,00 TL, 01.01.2020 tarihi arası için 72.070,00 TL,’dir.
Bu tür davalarda, 6100 sayılı HMK’nun 110. maddesi kapsamında dava yığılması (objektif dava birleşmesi) kapsamında her bir talebin ayrı bir dava olduğu ve ayrı ayrı hüküm ve sonuç doğuracağı dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde, davacı ... lehine ıslah dilekçesiyle beraber 45.165,12 TL maddi ve 75.000 TL manevi tazminat, davacı ... lehine 1.000 TL maddi ve 75.000 TL manevi tazminat, davacılar ... ve ... lehlerine ise 50.000 TL'şer manevi tazminata hükmedilmesi talep edildiği, İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılamada davacı ... lehine 36.132,09 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminata, davacı ...'in (23.03.2018 tarihli hesap raporunda maddi tazminat alacağı 59.194,90 TL olarak hesaplanmakla beraber) gerekçede açıklandığı üzere maddi tazminat isteminin reddine ve 50.000 TL manevi tazminata, davacı ... ve Hakan lehine ise 7.000 TL'şer manevi tazminata hükmedilmiştir. İlk Derece Mahkemesi Kararının davacılar vekili ile davalılardan ... AŞ tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 30.12.2020 tarihli kararıyla istinaf başvurularının esastan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bölge Adliye Mahkemesi kararın davacılar vekili tarafından temyize getirildiği, davacıların reddolan maddi ve manevi tazminat istemlerinin birbirinden ayrı ayrı değerlendirilecek olmasına ve özellikle davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde açıkça işaret ettiği hesap raporuna göre, davacı ... lehine hükmedilmesini talep ettiği maddi tazminat tutarına göre reddolan maddi tazminat miktarı da gözetildiğinde, temyize konu tutarların karar tarihinde yürürlükte bulunan 72.070,00 TL'lik temyiz (kesinlik) sınırının altında bulunduğu anlaşılmakla, anılan karara karşı temyiz yoluna başvurulması miktar itibariyle mümkün bulunmadığından, davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin miktar itibarıyla kesinlik nedeniyle REDDİNE, temyiz harçlarının istek halinde davacılara iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 11.10.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.