Esas No: 2021/1959
Karar No: 2022/1653
Karar Tarihi: 08.02.2022
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2021/1959 Esas 2022/1653 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2021/1959 E. , 2022/1653 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasının kabulüne dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçelerle istenilmiş; davacılar vekili de temyiz dilekçesinde duruşma isteminde bulunmuş olmakla, duruşma için belirlenen 08/02/2022 günü taraf vekillerinin yüzlerine karşı duruşmaya başlanarak; taraf vekillerinin sözlü açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki kağıtlar okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak ve taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; davacılar murisi tapu kayıt maliki ...'in dava konusu 146 parsel sayılı taşınmazdaki 36249600/579993600 payının davacı idarece kamulaştırıldığı kamulaştırma evrakının tebliği tarihinde murisin ölü olduğu, murisin 146 parseldeki payının Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1991/546 E. - 1991/806 K. sayılı karar ile davalı idare adına tesciline karar verildiği, aynı taşınmazda malik olan ....ın tapuda 27187200/579993600'şer payları olduğu, kamulaştırma evrakı kendilerine tebliğ edilmediği halde paylarının davalı idare adına tescil edildiği anlaşılmıştır.
1)Her ne kadar Dairemizin 06.06.2017 tarih ve 2016/7536-2017/15213K sayılı ilamında değerlendirme tarihinin dava tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğinden bahisle bozma yapılmış ise de;
21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 gün ve 30988 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 7201 sayılı Kanunu'nun 5., 6. ve 7. maddesi ile 2942 sayılı Yasa'ya eklenen Ek madde 3 ve geçici 15. maddesi ile;
Ek Madde 3: Mülga 31/8/1956 tarihli ve 6830 sayılı İstimlâk Kanunu'nun 16 ncı ve 17'nci maddeleri ile bu Kanun'un mülga 16'ncı ve 17'nci maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların eski malikleri adına kamu bankalarına yatırılan ancak hak sahiplerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedelleri nedeniyle idareler aleyhine açılacak her türlü davada değer; taşınmazın idare adına tescil edildiği tarih, değerleme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri gözetilmek suretiyle tespit edilir. Tespit edilen bu bedel, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) tablosundaki aylık değişim oranları esas alınmak suretiyle dava tarihi itibarıyla güncellenir ve ortaya çıkan bedel hak sahibine ödenir.” hükmü getirilmiştir.
Yine 09.06.2021 tarihinde kabul edilerek 19.06.2021 gün ve 31516 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 7327 sayılı Kanun'un 20. maddesi ile 2942 sayılı Yasa'nın Ek 3. maddesine “Bu hüküm, tebliği dâhil eksik veya hatalı kamulaştırma işlemleri bulunmasına rağmen idare adına tescil edilmiş olan taşınmazlar hakkında da uygulanır.” cümlesi eklenmiştir.Aynı kanunun 22. maddesi ile eklenen geçici 17. maddesi ile de'' Bu maddeyi ihdas eden Kanunla bu Kanunun ek 3'üncü maddesine eklenen cümle, bu cümleyi ihdas eden Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte kanun yolu incelemesindekiler dâhil görülmekte olan davalarda da uygulanır.” hükmü getirilmiştir.
Bu durumda davacıların muris tapu kayıt maliki ...'den gelen payları yönünden yukarıda açıklanan yöntemle kamulaştırmasız el atmaya dayanan bedelin tespiti için rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gibi,
2)Tapu kayıt maliki ... mirasçıları olan davacılar yönünden ise 2942 sayılı Yasa'nın 16.maddesi gereğince haklarında açılmış dava olmadığı gözetildiğinde değerlendirme tarihinin dava tarihi olarak kabulu ile emsal incelemesi yapılarak değer biçilmesi yöntem itibari ile yasa hükümlerine uygundur. Ancak;
Bilirkişi heyeti raporunda incelenen emsal satışlara Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas alan m² değerlerine uygun bir inceleme yapılmadığı, kıyasi emsal olarak incelenen 692 parselin tapu kaydındaki yüzölçümünün bilirkişi raporunda belirtildiğinden daha fazla olduğu, diğer kıyasi emsal 538 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın ise anonim şirkete yapılan özel amaçlı satış olduğu ve dava konusu taşınmaza yakın olan parsellere kesinleşmiş mahkeme kararları ile önceki değerlendirme tarihine göre daha yüksek metrekare birim fiyatlarının da Dairemiz denetiminden geçtiği gözetildiğinde bilirkişi heyetince yapılan emsal incelenmesi inandırıcı olmadığından bu rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması,ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenle HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazine'ye irad kaydedilmesine, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.815,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya, 3.815,00-TL vekalet ücretinin de davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 08/02/2022 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne dair verilen kararın taraf vekillerin temyizi üzerine Dairenin çoğunluk görüşü doğrultusunda 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Ek-Madde 3 gereğinin yerine getirilmesi yönünden hükmün bozulmasına karar verilmiş ise de, bu görüşe katılmamaktayım. Şöyle ki;
Dairenin yerleşmiş uygulamalarına göre 6450 Sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önce 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’na göre yapılan kamulaştırmalarda malikin kamulaştırma tebliğinden veya ferağdan itibaren 30 günlük süre içerisinde bedele karşı dava açabilmesi mümkün iken (AYM’nin E. 2002/112, K. 2003/3-KT 10/04-2003) (AYM 2019/3667 E. 10.06.2015 tarihli kararlarında) kesinleşmiş kamulaştırma işleminde hak düşürücü sürelerin geçmesiyle malikin her türlü dava açma hakkının engellenmesi ve taşınmazın hiçbir karşılık ödenmeden idareye geçmesi mülkiyeti hakkının sınırlarını aşan, hakkın özünü zedeleyen ve Anayasanın 35. maddesinin ihlali niteliğinde bir durum olduğunun kabulü ile bankaya bloke edilen ihtilafsız kamulaştırma bedelinin ödenmesi yönünden açılan davalarda da kamulaştırmasız el atma olgusunun kabul edildiği gözetildiğinde 21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 gün 30988 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun'un 6. ve 7. maddesi ve 09.06.2021 tarihinde kabul edilerek 19.06.2021 gün 31516 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7327 sayılı Kanunun 20. ve 27. maddeleri ile 2942 sayılı Yasaya eklenen Ek-3 ve Geçici 15. maddeleri ile getirilen düzenlemenin;
Mülga 31.08.1956 tarihli 6830 sayılı İstimlâk Kanununun 16. ve 17. maddeleri ile 2942 sayılı Kanun'un Mülga 16. ve 17. maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların, eski malikleri tarafından; idareler aleyhine kamu bankalarına bloke edilen ancak kendilerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedellerinin ödenmesi talebi ile açacakları davalarda uygulanması gereken hesaplama yöntemine ilişkin olduğunun kabulü gerekir.
Aynı maddenin sonuna 09.06.2021 tarih ve 7327 sayılı Yasanın 20. maddesi ile getirilen ek cümle de “Bu hüküm” sözcükleri ile başlamakta olup ilk fıkrasına atıfta bulunarak kamu bankalarına bloke edilen ancak malike ödenmeyen ihtilafsız kamulaştırma bedeline ilişkin olduğu açıktır.
Bu durumda sözü edilen ek maddenin 16. ve 17. maddelere istinaden tescil edilen taşınmazlara ait ihtilafsız kamulaştırma bedeline ilişkin olduğunda şüphe yoktur. Bundan ayrı malike yapılan tebliğatın usulsüz olması gibi malikten kaynaklanmayan ve malike kusur izafe edilmesi de mümkün olmayan sebeplerle malikin kamulaştırma işlemlerinden haberdar olmaması mümkündür. (Eldeki davada olduğu gibi). Usulsüz tebligatlar geçerli kabul edilerek Kamulaştırma Kanunu'nun 16. ve 17. maddeleri uyarınca taşınmazın idare adına tescil edilmesi yolsuz tescil niteliğindedir ve malik her her zaman tapu kaydının iptali ile adına tescil isteme hakkına sahiptir. Kaldı ki Kamulaştırma Kanunu'nun 16. maddesine dayalı olarak açılan tescil dosyasında dava ölü Ali Ören'e karşı açılarak sonuçlandırılmış ve kararın usul ve yasaya uygun olarak kesinleştiği saptanmamış olup bu hususun araştırılması gerekir.
Bu durumda idare adına Kamulaştırma Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca tescil edilen taşınmazla ilgili olarak açılan ve ihtilafsız kamulaştırma bedelinin tahsiline ilişkin olmayan, kaldı ki ölü malike karşı açılan dava sonunda verilen tescil kararının usul ve yasaya uygun şekilde kesinleştiği tespit edilmeden Kamulaştırma Kanunu'na eklenen Ek-3 maddesinin uygulanması yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.