15. Hukuk Dairesi 2013/2612 E. , 2014/1781 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi : 27.02.2013
Numarası : 2009/179-2013/75
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat S. E. ile davalı vekili Avukat M.A. geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmış, davalı reddini savunmuş, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında imzalanan 09.01.2008 tarihli sözleşmeyle, 50.000,00 TL+KDV bedelle davalıya ait alışveriş merkezinin tadilatlarının yapılması ve mimari projesinin çizilerek belediyeye onaylattırılması, 28.01.2008 tarihli sözleşmeyle de 45.000,00 TL+KDV bedelle kapı üzeri ana saçak, rampalar ve durak üzeri saçakların yapılması kararlaştırılmıştır. Sözleşmeler, imzalandıkları tarih itibariyle mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinden olup davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Davada, gerçekleşen imalât bedeli 62.445,00 TL ile mimarı proje bedeli dahil edilerek toplam 115.545,00 TL alacaktan, davalının ödediği 67.445,00 TL"nin mahsubuyla kalan 48.100,00 TL"nin faturanın tebliğinden itibaren reeskont faiziyle birlikte tahsili istenmiş, dosyaya giren tarihsiz dilekçede, kalan alacağın proje bedeline ilişkin olduğu açıklanmıştır. Davalı, 62.445,00 TL dışında 5.000,00 TL"nin de mimari proje için ödendiğini, ancak davacının hazırladığı avam projenin belediyesinden onaylanmayacağı anlaşılınca 09.01.2008 tarihli sözleşmenin karşılıklı olarak feshedildiğini savunmuş ise de, bu savunmasını, kısacası feshin karşılıklı irade bildirimiyle gerçekleştiğini kanıtlayamadığından feshin davalı tarafça tek taraflı olduğu ve ifa henüz tamamlanmış olmadığından fesih edilebileceği sonucuna varılmıştır. Gerçekten projenin yasaya uygun olmadığı, buna göre çizilen mimari projenin onaylanmayacağı durumda davalı fesihte haklı görülebilir. Ne var ki, mahkemece bu hususta araştırma yapılmadan bilirkişilerin idari izin alabileceğine dair raporlarıyla yetinilerek hükme varılmıştır.
O halde mahkemece yapılması gereken iş, bilirkişi raporunun bir örneği ile avam projenin gönderilerek belediyeden onaylanıp onaylanmayacağını araştırmak, onaylanacağı anlaşıldığında, davalının fesihte haksız olduğu kabul edilerek 818 sayılı Yasa"nın 96. madde hükmünce davalının kâr mahrumiyetinden kaynaklanan davacı zararını ödemesi gerektiğinden, bilirkişilerden ek rapor alınarak, BK"nın 325. maddesi uyarınca davacının iş yapmadığından dolayı tasarruf ettiği, yahut diğer bir iş ile kazandığı ve kazanmaktan kasten kaçınmışsa kazanabileceği miktar tespit ettirilip kalan iş bedelinden mahsup edilmek suretiyle bulunacak kâr kaybını hüküm altına almak, projenin onaylanmasının yasal olarak mümkün görülmemesi durumunda davacının iş bedeli ve kâr mahrumiyetine hak kazanamayacağı gözetilerek davasının tümüyle reddine karar vermekten ibarettir. Bu hususlar üzerinde durulmadan, eksik incelemeyle verilen karar usul ve yasaya aykırı olmuş, bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 1.100,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalıya verilmesine, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 13.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.