Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/4990
Karar No: 2020/567
Karar Tarihi: 03.02.2020

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2018/4990 Esas 2020/567 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2018/4990 E.  ,  2020/567 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi


    Dava, rücüan tazminat istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesince davacı Kurum vekilinin istinaf isteminin esastan reddine, davalılar vekillerinin istinaf isteminin kısmen kabulü ile ilk derece mahkeme kararı kaldırılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı Kurum ile davalılardan ... İnş. San. Tur. Tic. A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi
    I-İSTEM:
    Davacı vekili dava dilekçesiyle, davalı ... İnş. San. Tur. Tic. A.Ş."nin alt işvereni olarak faaliyet gösteren diğer davalı ..."in çalışanlarından olan ..i"nun 04/01/2012 tarihinde meydana gelen trafik - iş kazası neticesinde vefat ettiklerini, meydana gelen iş kazası sonucu müteveffa sigortalı ..."nın hak sahiplerine 85.914,37 TL peşin sermaye değerli gelir bağlandığını, müteveffa sigortalı Bayram Şengül"ün hak sahiplerine 98.368,95 TL peşin sermaye değerli gelir bağlandığını, müteveffa sigortalı İbrahim Karaoğlu"nun hak sahiplerine 85.946,77 TL peşin sermaye değerli gelir bağlandığını, yaşanan iş kazası nedeniyle; 270.230,09 TL kurum zararı meydana geldiğini, meydana gelen iş kazasıyla ilgili olarak şoför ... hakkında ... Ağır Ceza Mahkemesince beraat kararı verilmiş olmasına karşın iş müfettişi ... tarafından düzenlenen 13/08/2013 tarihli raporda söz konusu kazasının iş kazası olduğu, müteveffa işçilerin kaza tarihi itibariyle sigortasız çalıştırıldıkları ve sigorta bildirimlerinin yapılmadığı bu nedenle davalıların 5510 sayılı Yasanın 23. maddesi gereğince meydana gelen kurum zararından sorumlu olduklarını ifade ederek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla ..."nın hak sahiplerine bağlanan gelir yönünden 8.591,43 TL, Bayram Şengül"ün hak sahiplerine bağlanan gelir yönünden 9.836,89 TL, İbrahim Karaoğlu"nun hak sahiplerine bağlanan gelir yönünden 8.594,67 TL olmak üzere toplam 27.022,99 TL"nin tahsisin onay tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacı kuruma verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Islah dilekçesiyle; ..."nın hak sahiplerine bağlanan gelir yönünden 85.194,37 TL, ...ün hak sahiplerine bağlanan gelir yönünden 78.695,16 TL, ..."nun hak sahiplerine bağlanan gelir yönünden 68.757,41 TL olmak üzere toplam 232.646,94 TL"nin tahsisin onay tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacı kuruma verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    II-CEVAP:
    Davalı ... Şirketi vekili cevap dilekçesiyle, davaya konu rücu talebinin zamanaşımına uğradığını, müteveffa işçilerin şirketlerinin çalışanı olmadığını, iş emniyetinin sağlanması için gerekli tedbirlerden diğer davalı ..."in sorumlu olduğunu, diğer davalının çalışanları bakımından hukuki eksiklerden şirketlerinin sorumlu tutulamayacağını, pasif husumet yönünden taraflarına yöneltilen davanın reddi gerektiğini, Ceza Yargılamasında kazaya karışan dava dışı ..."nun beraat ettiğini, beraat kararına rağmen kurumun eldeki davayı açmasının hukuki dayanağının olmadığını, davacı tarafın talep etmiş olduğu tazminat miktarının fahiş olduğunu ifade ederek davanın reddine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili cevap dilekçesiyle; yaşanan olayın "iş kazası" olarak nitelendirilmesinin haksız, yersiz ve dayanaksız olduğunu, davacı Kurumun, trafik kazasında vefat eden ..., ... ve İbrahim Karaoğlu"nun kaza günü öncesinde sigortasız çalışmalarını esas alarak, ancak davalı alt işveren Ahmet"in, kazaya neden olan aracı kullanan ..."nun, diğer sigortalı çalışanlar ... ve ..."ın beyanlarının aksine, sübjektif ve önyargılı biçimde görmezden gelinerek, vefat eden işçiler .... ve ..."in kaza tarihi olan 04.01.2014 tarihinde çalışmaya gittiklerinin kabul edildiğini, söz konusu kazanın "trafik kazası" olup "iş kazası" niteliğinde olmadığını, olayın meydana gelmesinde davalıların bir etkisi olmadığı gibi, kazazede işçilerin de işverenin talimatına aykırı davranışları söz konusu olup, kazanın işle ilgili olmadığını, vefat eden sigortalılar ... için 85.914,37 TL, Bayram Şengül için 98.368,95 TL,... için 85.946,77 TL ilk peşin sermaye değerlerinin fazla olduğunu, yeniden hesaplanmasının gerektiğini, sigortalıların hak sahiplerine araç sigortasından ve özel sigortalardan ödeme yapıldığını, bu ödemelerin mahsubunu talep ettiklerini ifade ederek davanın reddini savunmuştur.
    III-MAHKEME KARARI:
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Mahkemece "Davanın kabulü ile, Müteveffa ..."nın hak sahiplerine bağlanan gelirin ilk PSD"sinden 68.731,50 TL"nin onama tarihi olan 16/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, Müteveffa İbrahim Karaoğlu"nun hak sahiplerine bağlanan gelirin ilk PSD"sinden 68.757,41 TL"nin onama tarihi olan 21/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, Müteveffa Bayram Şengül"ün hak sahiplerine bağlanan gelirin ilk PSD"sinden 78.695,67 TL"nin onama tarihi olan 24/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine" şeklinde karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Bölge Adliye Mahkemesince"A-Davacı SGK vekilinin istinaf başvurusunun reddine,
    1-Davacı Kurum tarafından karşılanan istinaf kanun yolu yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
    B-Davalıların istinaf başvurularının Kısmen Kabulü ile;... Asliye (İş) Hukuk Mahkemesi"nin 17.01.2018 tarih, 2015/86 Esas - 2018/10 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 353/1-b.2 maddesi uyarınca kaldırılmasına,
    1-Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile,
    2-Müteveffa ..."nın hak sahiplerine bağlanan gelirin ilk PSD"sinden 68.731,50 TL"nin onama tarihi olan 16/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
    3-Müteveffa İbrahim Karaoğlu"nun hak sahiplerine bağlanan gelirin ilk PSD"sinden 68.757,41 TL"nin onama tarihi olan 21/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
    4-Müteveffa Bayram Şengül"ün hak sahiplerine bağlanan gelirin ilk PSD"sinden 78.695,67 TL"nin onama tarihi olan 24/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine," şeklinde karar verilmiştir.
    Ayrıca ilk derece mahkemesince red edilen miktar için davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olup Bölge Adliye Mahkemesince davalıların istinaf istemi bu yönden kısmen kabul edilerek ilk derece mahkeme kararı kaldırılarak "Red olunan miktar yönünden 21.80,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak ret sebebi ortak olan davalılara verilmesine" şeklinde karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı Kurum vekili temyiz dilekçesinde; ıslah dilekçesinde maddi hata ile fazla alacak talep edildiğini, maddi hata olduğu dikkate alınmadan davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, 5510 sayılı Kanunun 23"ncü maddesi kapsamında, Kurum zararının tamamının davalılardan tahsiline karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulması talep edilmiştir.
    Davalı ... vekili temiz dilekçesinde; kazalı sigortalıların diğer davalı ..."in çalışanları olduklarını, ... ile aralarında yapılan sözleşmede; iş kazalarından kaynaklanan sorumlulukların ..."e ait olduğunun düzenlendiğini, % 100 kaçınılmazlık durumunun tespit edilerek kimseye kusur verilmediğini belirterek kararın bozulması talep edilmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ:
    Hükme esas alınan kusur bilirkişi raporunda, davalıların ve kazaya karışan araç sürücülerinin kusurlarının olmadığı, % 100 kaçınılmazlık durumunun olduğu tespit edilmiştir. Kusur raporunda, Karayolları ile davalılar arasında, asıl-alt işveren ilişkisi olup olmadığı irdelenmemiştir.
    Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasanın 12 ve 21. maddeleri olup, davada öncelikle halledilmesi gereken sorun, iş kazasına maruz kalan sigortalıların işverenleri olan davalılar ile Karayolları Genel Müdürlüğü arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinin, bir başka ifade ile asıl işveren-taşeron ilişkisi olup olmadığının saptanmasıdır.
    5510 sayılı Kanunun 12. maddesi hükmüne göre aracı, bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde, iş alan ve bu iş için görevlendirdiği sigortalıları çalıştıran üçüncü kişidir.
    Asıl işveren taşeron ilişkisinin varlığı için öncelikle, işin başka bir işverenden alınmış olması, bir başka ifade ile asıl işverenin işverenlik sıfatına devredilen iş dolayısıyla sahip olması, asıl işyeri ya da işyerinden sayılan yerlerde kendi adına işçi çalıştırıyor olması gerekir.
    İşin belirli bir bölümünde değil de, tamamının bir bütün halinde, ya da bölümlere ayrılarak başkalarına devredildiği, işten bu yolla tamamen el çekildiği, sigortalı çalıştırılmadığı için işveren sıfatının haiz olunmadığı durumda ise, bunları devralan kişiler alt işveren, devredenler de asıl işveren olarak nitelendirilemeyecektir.
    Aracı sıfatının kazanılmasında diğer koşullar ise, asıl işverenden istenilen işin, asıl iş, ya da işyeriyle ilgili işin bir bölümünde veya işyeri eklentilerinde alınmış olması ve bu işte işi alanın kendi işçilerinin çalıştırılması ve bu nedenle de işveren sıfatına sahip olunmasıdır.
    Asıl işveren ile alt işveren arasında yapılan sözleşme ile iş kazası veya meslek hastalığına bağlı sorumluluğun alt işverene ait olduğunun kararlaştırılması ya da anahtar teslim iş olduğu ibaresinin konulmuş olması; bu sözleşmenin tarafı olmayan Kurumu bağlamaz.
    İşin bütünü başka bir işverene bırakıldığında, madde anlamında bir alt işverenlik, dolayısıyla dayanışmalı sorumluluk söz konusu olmayacaktır. Benzer şekilde, işveren kendisi sigortalı çalıştırmaksızın işi bölerek, ihale suretiyle farklı kişilere vermişse, iş sahibi (ihale makamı), asıl işveren olmayacağından, alt-asıl işveren ilişkisi de bulunmayacaktır. Burada önemli olan yön “devir” olgusudur. Devirden amaçlanan, yapılmakta olan işin, bölüm ve eklentilerinden tamamen bağımsız bir sonuç elde etmeye yönelik, işi alana bağımsız bir işveren kimliği kazandıracak bir işin devridir. Diğer iş yerlerinde sigortalı çalıştırması nedeniyle “işveren” sıfatına sahip olan kişi, devredilen iş dolayısıyla işverenlik sıfatına sahip olmadığı için asıl işveren olarak sorumlu tutulamayacaktır. Aynı şekilde, işi alan kişinin de işverenlik sıfatını, alınan işte ve o iş nedeniyle sigortalı çalıştırması sonucunda kazanmış olması aranacaktır. Alınan işte sigortalı çalıştırmayıp, tek başına işi yürüten kişi alt işveren olarak nitelendirilemeyecektir. Bu kimsenin diğer bir takım iş yerlerinde çalıştırdığı sigortalılar nedeniyle kazandığı işverenlik sıfatının sonuca etkisi ise bulunmamaktadır.
    Alınan iş, işverenin asıl işinin bölüm ve eklentilerindeki işin bir kesimi veya yardımcı işler kapsamında bulunmalıdır. Diğer bir anlatımla, bir işverene ait iş yerindeki üretim sürecine, başka bir işverenin dahil olması durumunda “aracıdan” söz edilebilecektir. Asıl işverenden alınan iş, onun sigortalı çalıştırdığı işe göre ayrı ve bağımsız bir nitelik taşımaktaysa, işi alan kimse alt işveren değil, bağımsız işveren sayılacaktır. Bu noktada belirleyici yön; yapılan işin, diğerinin yardımcı parçası olup olmadığıdır. İş yerindeki üretimle ilgili olmayan ve asıl işin tamamlayıcı niteliğinde bulunmayan bir işin üstlenilmesi durumunda aracıdan söz etme olanağı kalmayacak ve ortada iki bağımsız işveren bulunacaktır.
    İşin bütünü başka bir işverene bırakıldığında, iş anahtar teslimi verildiğinde veya işveren kendi iştigal konusu olmayan bir işi kendisi sigortalı çalıştırmaksızın bölerek ihale suretiyle farklı kişilere vermişse, iş sahibi (ihale makamı) Yasanın tanımladığı anlamda asıl işveren olmayacağından, bir alt-üst işveren ilişkisi bulunmayacaktır.
    Mahkemece, öncelikle yukarıda belirtilen maddi ve hukuki esaslar çerçevesinde, davaya konu iş kazasının meydana geldiği işyerinde Karayolları Genel Müdürlüğü’nün sigortalı çalıştırıp-çalıştırmadığı, işin tamamından el çekerek, anahtar teslimi şeklinde davalılara yaptırıp-yaptırmadığı, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün asıl işveren sıfatına sahip olup olmadığı hususları ayrıntılı olarak araştırılarak, varsa taraflar arasındaki sözleşmelerin bir sureti celp edilip, Karayolları Genel Müdürlüğü ile davalılar arasındaki asıl işveren ve taşeron ilişkisi irdelenerek ve kazaya konu lastiği patlayan aracın araç ruhsat ve tescil belgeleri ve muayene belgeleri celp edilerek bakım onarım periyotları incelenerek, patlayan lastiğin alınış tarihine ilişkin kayıt ve belgelerde celp edilerek İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişi heyetinden; kusur oran ve aidiyeti konusunda yeniden rapor alınarak hüküm kurulmalıdır.
    O hâlde, davacı Kurum ile davalılardan ... İnş. San. Tur. Tic. A.Ş. vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ... İnş. San. Tur. Tic. A.Ş."ye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 03/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi