6. Ceza Dairesi 2017/2120 E. , 2017/1261 K.
"İçtihat Metni"
Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 12.04.2007 gün 2005/316 esas ve 2007/97 karar sayılı hükümde; hükümlü ... hakkında mağdur ..."a yönelik yağma suçundan kurulan uyarlama hükmü ile ilgili olarak hükümlü savunmanının temyizi üzerine, Dairemizin 31.05.2010 gün ve 2008/3404 esas, 2010/7594 karar sayılı ilamı ile düzelterek onama kararına karşı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23.10.2014 gün ve KD-2014/282408 sayılı yazıları ile itiraz edilmiş olmakla;
TÜRK MİLLETİ ADINA
5271 sayılı CMK.nın 6352 sayılı Yasanın 99.maddesi ile değişik 308.maddesi gereğince yapılan incelemede;
1-) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Dairemizin 31/05/2010 gün ve 2008/3404 esas, 2010/7594 Karar sayılı kararının bozulması, bozmadan eyleme katılan ve hükmü itiraz konusu yapmayan hükümlüler ... ....ın da yararlandırılması talebinde bulunulmuş ise de;
Ceza Hukukunda genel kural, suçun işlendiği tarihte yürürlükte bulunan yasanın uygulanmasıdır. Sonradan yürürlüğe giren yasanın geçmiş suçlara uygulanabilmesi, lehe sonuç doğurması halinde mümkündür. Şayet önceki ve sonraki yasalara göre hükmedilecek cezalar ve güvenlik tedbirleri aynı ise sonraki yasanın uygulanması olanaklı değildir.
Lehe olan yasanın belirlenmesine ilişkin olan 5252 sayılı Türk Ceza Yasasının Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Yasanın 9/3. maddesinin; “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir” hükmü, 23.02.1938 gün ve 23/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve öğretide bu konuda ileri sürülen görüşler birlikte değerlendirildiğinde, lehe yasanın belirlenmesi amacıyla sabit kabul edilen maddi olaya suç tarihinde yürürlükte bulunan yasalar ile sonradan yürürlüğe giren yasaların hiçbir hükmü karıştırılmadan bir bütün halinde uygulanması ve uygulama sonucunda ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması gerekmektedir. Buna karşın, aynı konudaki önceki ve sonraki yasa hükümlerinin uygulanmaması yönünde mahkemece iradenin ortaya konulması halinde, uygulanmayan hükümlere ilişkin karşılaştırma yapılmasının olanaklı olamayacağı ortadadır. Ancak mahkemelerin yanılgılı uygulamaları sonucu temyiz edilmeksizin kesinleşen hükümlerde sanıklar hakkında fazla bir cezaya hükmedilmiş ise; bu durum somut olaya bağlı kalınmak suretiyle varsa hukuka aykırı bir yön hukuki uygulama birliği sağlanması için gereğinde olağan üstü kanun yolu ile ortadan kaldırılması sağlanmalıdır. Bu yönde bir uygulama ise hukuk mantığı, adalet ve nesafet kuralları ile bağdaşmaktadır.
Kanun yolu “olağan kanun yolu” ve “ olağan üstü kanun yolu” şeklinde ikili bir ayrıma sahiptir. Bu ayrımın ölçütü ise; kanun yoluna başvurulan kararın kesinleşip kesinleşmediğidir.
Kanun yoluna başvurulan karar kesinleşmemiş ise “olağan kanun yolu” şayet karar kesinleşmiş ise “olağanüstü kanun yolu” söz konusudur.
Olağan kanun yolu “ temyiz”, “istinaf”; olağanüstü kanun yolu ise “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı”, “Kanun yararına bozma” “Yargılamanın yenilenmesi”dir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itiraz yoluna sadece Yargıtay"ın ilgili Ceza Dairesi kararına karşı gidebilir. Kanun yararına bozma yoluna ise, hakim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerine karşı gidilebilir.
Temyiz davasının açılabilmesi için mahkeme tarafından verilen karara karşı süresinde bir isteğin bulunması gerekir. Sanıklardan birinin temyiz istemi, diğerinin de istemi yerine geçmez. Kanun yoluna başvuru talebi yoksa verilen karar kesinleşerek, kesin olmanın hukuki sonuçlarını doğurur. Temyiz etmeyen sanığın, hükmü temyiz edenlerden daha ağır bir ceza ile cezalandırılması adalete aykırı olduğundan, yasa koyucu, adli yanılgıları önleme ve adaleti sağlamak için genel kurallardan ayrılmış; temyiz isteminde bulunulmuş gibi inceleme yapılmasında yarar görmüş ve “bozmanın sirayeti” müessesesini kabul etmiştir. Sirayetin söz konusu olduğu durumlarda, bozma ilamı üzerine verilen uyma Kararı ile temyiz etmemiş sanık duruşmaya çağırılarak (lehe bozmalarda tebligat yapılarak) hakkındaki kesin hüküm kaldırılıp yeniden hüküm kurulması gerekmektedir.
1412 sayılı CMUK’nın 325. maddesine göre, sanık bozma kararının sonucundan yararlandırılmaktadır. Ancak, temyiz etmişcesine faydalanmanın kabul edilmesi, bu kimsenin bozmadan sonra yeniden verilecek yeni ve son kararı da temyiz edebilmesine olanak tanımamaktadır. Çünkü sirayet, yasa gereği kabul edilmiş bir haldir. Bu bağlamda sanık sadece bozma kararının sonucundan yararlandırılmaktadır.Somut olaya gelince;
Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığının 26.10.2000 gün 2000/3322 hazırlık numaralı iddianame ile; mağdur ... yönelik yağma suçundan hükümlüler ..., ..., ......hakkında 765 sayılı TCK"nın 495/1. maddesi uyarınca dava açıldığı;
Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 15.02.2001 gün 2000/270 Esas ve 2001/23 Karar sayılı kararı ile; Mağdur..."a yönelik yağma suçundan hükümlüler ..., ..., ... hakkında 765 sayılı TCK"nın 64/1 del. ile 495/1, 59. maddeleri uyarınca 8 yıl 4 ay hapis cezasına; hükümlüler .......ve ...hakkında 765 sayılı TCK"nın 495/1, 65/3, 59. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezasına mahkum edildikleri;
Tüm sanıkların temyizi üzerine; Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 13.06.2001 gün 2001/8229 Esas ve 2001/9741 Karar sayılı ilamı ile ONAMA kararı verilerek Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 15.02.2001 gün 2000/270 Esas ve 2001/23 Karar sayılı kararının kesinleştiği;
01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümleri çerçevesinde 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddesi uyarınca Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 12.04.2007 gün 2005/316 Esas ve 2007/97 Karar sayılı kararı uyarınca yapılan uyarlama yargılaması sonucunda;
Mağdur ..."a yönelik yağma suçundan hükümlü ... hakkında 5237 sayılı TCK" nın 148/1 del ile 149/1-c, 62. maddeleri uyarınca 8 yıl 4 ay hapis cezasına; hükümlüler ... ve ...hakkında 5237 sayılı TCK"nın 148/1 del ile 149/1-c, 39/2-c, 62. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezasına mahkum edildiği; hükümlü .. ... temyiz talebinde bulunmadığı, ve aleyhe de temyiz talebinde bulunulmamış olması nedeniyle Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 12.04.2007 gün 2005/316 Esas ve 2007/97 Karar sayılı kararı uyarınca yapılan uyarlama yargılaması sonucu hükümlü ... hakkında verilen mahkumiyet kararının kesinleştiği,
Hükümlüler ... ve ..."ın temyiz istemi sonucu Dairemizin 31.05.2010 gün ve 2008/3404 esas, 2010/7594 karar sayılı ilamı ile mağdur...a yönelik yağma suçundan hükümlü ... hakkında düzelterek onama, hükümlü ... ...ın hakkında bozma kararı verildiği,
01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümleri çerçevesinde 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddesi uyarınca Akhisar Ağır CezaMahkemesinin 09.08.2005 gün 2005/348 Değişik iş sayılı kararı uyarınca yapılan uyarlama yargılaması sonucunda;
Mağdur ..."a yönelik yağma suçundan hükümlüler ... ve ...hakkında, 5237 sayılı TCK"nın 149/1, 150/2, 62. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezasına; hükümlü ... ... hakkında ise 5237 sayılı TCK"nın 149/1, 39/1, 150/2, 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezasına mahkum edildikleri; hükümlüle...e bulunmadığı, diğer hükümlü ..."ın ise mağdur ...yönünden kurulan hükmü temyiz etmemiş olması ve aleyhe de temyiz talebinde bulunulmamış olması nedeniyle Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 09.08.2005 gün 2005/348 Değişik iş sayılı kararı uyarınca yapılan uyarlama yargılaması sonucu hükümlüler ... ... ve ... hakkında verilen mahkumiyet kararlarının kesinleştiği,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının temyiz itirazına konu edilen Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 31.05.2010 gün 2008/3404 Esas ve 2010/7594 Karar sayılı ilamında kurulan hükümlü ... hakkında mağdur ..."a yönelik yağma suçundan verilen DÜZELTEREK ONAMA kararını içerdiği, bunun dışında farklı şekilde kesinleşen hükümlüler ....ve ... ve ...hakkında kurulan hükümleri içermediği,
5271 sayılı CMK"nın 308/1. maddesinin "Yargıtay ceza dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, re"sen veya istem üzerine, ilâmın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kuruluna itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz." açık hükmü karşısında ancak Yargıtay Ceza Dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz hakkı bulunduğu;
Hal böyle olunca,
Hükümlüler ...kanun yararına bozma yolu ile kaldırılması sonucu yeniden uyarlama yargılaması mümkün olduğu görülmekle; adı geçen hükümlülerin bozma hükmünden yararlandırılması yönündeki Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının İTİRAZININ REDDİNE;
2-) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının hükümlü ... hakkında mağdur ..."a yönelik yağma suçundan etkin pişmanlığa ilişkin 5237 sayılı
TCK"nın 168. maddesinin uygulanması gerektiği yönünde yaptığı İTİRAZININ KABULÜNE,
Dairemizin 31.05.2010 gün ve 2008/3404 esas, 2010/7594 karar sayılı ilamının, hükümlü ... hakkında mağdur ..."a yönelik yağma suçundan düzeltilerek onama ilamının kaldırılmasına karar verilerek yerel mahkeme hükmünün yeniden incelenmesinde;
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Mağdur ..."ın Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 2000/270 Esas sayılı dosyasında 21.11.2000 tarihli ifadesinde, hükümlülerin kendisinden 32.000.000 TL (32,00 YTL) parasını aldıklarını, olaydan sonra hükümlü ..."in babasının kendisine gelerek 35.000.000 TL (35,00 YTL) parasını verdiğini, böylelikle zararının karşılandığının anlaşılması karşısında; hükümlü ... hakkında 5237 sayılı TCK 168/3. maddesinin uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi,
2- 5237 sayılı Yasanın 53/3. maddesi göz ardı edilerek, 53/1-c bendinde belirtilen haklardan hükümlülerin mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmiş olması,
Bozmayı gerektirmiş, hükümlü ... savunmanının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak BOZULMASINA, hükmün diğer kısımlarının aynen korunmasına, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddedilen kısmı için Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine, 05.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.