Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5427
Karar No: 2018/1373

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/5427 Esas 2018/1373 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2017/5427 E.  ,  2018/1373 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVALILAR : Hazine-...

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Yörede 1995 yılında yapılıp 10/03/1997 ila 08/04/1997 tarihleri arasında ilan edilen kadastro sırasında ...mahallesi, 128 ada 9 sayılı 414,44 m² yüzölçümündeki taşınmazın kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı yazılarak “Bahçe” vasfıyla Hazine adına tespit ve itirazsız kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir. Daha sonra 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa eklenen Ek-4. maddesine göre yapılan güncelleme çalışmasında, taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine “İş bu taşınmaz bahçe ve üzerindeki bina ... oğlu ...’ın kullanımındadır” şeklinde kullanıcı şerhi konulmuştur.
    Davacı ... vekili 30/10/2013 tarihli dilekçesiyle; öncesinde ... adına kayıtlı 21 Eylül 1970 tarih 64 sıra numaralı tapu kapsamında kalan taşınmazın, orman olduğu iddiasıyla tapusunun iptal edildiği ve bu yerin daha sonra yapılan çalışma ile 2/B madde olarak belirlenip 128 ada 9 parsel sayısını aldığı, müvekkilinin dava konusu taşınmazı 6292 sayılı Kanun kapsamında adına tescili için Kartal 7. Noterliğinin 06/06/2012 tarih 14723 yevmiye numarası ile eski tapunun maliki ...’dan muvafakat aldığını, müvekkilinin 6292 sayılı Kanundan yararlanarak taşınmazı doğrudan satın alma hakkına sahip olduğunu ancak 6292 sayılı Kanunun taşınmazı evveliyatının tapulu olması durumunda eski tapu kayıt maliklerinin veya mirasçılarının talep etmesi halinde hak sahibi olarak belirlenen kullanıcıların bu kanundan yararlanacaklarını ve taşınmazın bedelsiz olarak önceki tapu kayıt malikine veya mirasçılarına iadesini öngördüğünü, somut olayda müvekkilinin de akdi halef olduğu ve yasadan yararlanma hakkı olduğunu belirterek dava konusu taşınmazın bedelsiz olarak tapuda müvekkili adına tescili isteğiyle dava açmıştır.
    Mahkemece davanın kabulü ile Alemdağ mahallesi 128 ada 9 sayılı parselin davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 6292 sayılı Kanuna dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 2"nci maddesi gereğince, Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin değerlendirilmesi, yeni orman alanlarının oluşturulması, nakline karar verilen Devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köyler halkının yerleştirilmesi ve orman köylülerinin kalkındırılmasının desteklenmesi ile Hazineye ait tarım arazilerinin satışına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi amacıyla kabul edilerek 26.04.2012 gün ve 28275 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6292 sayılı Kanunun 7. maddesinin 1/a bendinde “Tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır. Ancak bu kararlardan infaz edilerek tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazlar ise ilgilileri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde idareye başvurulması hâlinde, bedelsiz olarak önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına iade edilir.” hükmü ile, 7/1-b maddesinde “Özel kanunları gereğince Devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskânen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına kayıtlı olan ancak daha sonra Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi konulan taşınmazların tapu kayıtları geçerli kabul edilir, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda Hazine adına tescil edilenler ise, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde ilgilileri tarafından idareye başvurulması hâlinde önceki maliklerine veya kanuni ya da akdî haleflerine bedelsiz olarak iade edilir. Ancak, bu kişilerden taşınmazlarına karşılık daha önce yer verilenlere veya bedeli ödenenlere iade işlemi yapılmaz” hükmü düzenlenmiştir.
    Bu yasal düzenlemeler ile tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre oluşan ve ilgilileri adına tapuya kaydedilen taşınmazlardan nitelik yitirdiği gerekçesiyle orman sınırı dışına çıkartılan taşınmazlar hakkında verilen tapu iptal ve tescil kararı kesinleşmiş ve infaz edilerek Hazine adına tescil edilmiş olan taşınmazlar, ilgililerinin 2 yıl içinde başvurusu halinde aynı maddenin dördüncü fıkrasındaki şartları taşımamaları halinde yalnızca önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına iade edilecektir. Şayet, iptaline karar verilip Hazine adına tapuya tescil edilen taşınmaz, özel kanunları gereğince Devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskânen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına oluşmuş tapu kayıtlarından ise, 6292 sayılı Kanunun 7/1-b maddesi uyarınca önceki maliklerine veya kanuni ya da akdî haleflerine bedelsiz olarak iade edilebilecektir. Görüldüğü üzere, iptal edilen tapu kaydının oluşumuna göre, iade edilecek kişilerde ilgili maddelerde açıkça belirlenmiştir.
    Ayrıca, aynı Kanunun 7/4. maddesinde “Bu maddeye göre ilgililerine iade edilmesi gereken taşınmazlardan orman olduğu iddiasıyla Orman Genel Müdürlüğünce açılan davalar sonucunda orman niteliğiyle Hazine adına tescil edilen, fiilen orman niteliğinde olan veya bu nedenle dava açılması gereken, ağaçlandırılmak üzere Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilen, kamu hizmetlerine ayrılan veya bu amaçla kullanılan, özel kanunlar gereğince değerlendirilmesi gereken veya Maliye Bakanlığınca belirlenen taşınmazlar ilgililerine iade edilmez. Bu taşınmazların yerine, idarece belirlenen ve ilgililerince itiraz ve dava konusu edilmeksizin kabul edilen rayiç bedelleri ödenebilir veya rayiç bedellerine uygun taşınmazlar verilebilir.” hükmü düzenlenmiştir.
    6292 sayılı kanunun uygulanma esas ve usullerini göstermek üzere çıkarılan 345 sayılı milli emlak genel tebliğinin 10 maddesinde “Tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan veya özel kanunları gereğince Devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskânen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına kayıtlı olan (karşılığında daha önce taşınmaz verilen ya da bedel ödenenler ile mahkemelerce verilen kararlara göre tazminat ödenenler hariç) taşınmazlardan açılan davalar sonucunda mahkemelerce kişiler adına olan tapuları iptal edilerek; orman vasfıyla tapuda Hazine adına tescil edilen ve daha sonra Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan veya doğrudan Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu gerekçesiyle Hazine adına tapuya tescil edilenler ilgililerine iade edilecektir.” hükmü bulunmakta ise de Anayasanın 138. maddesinde
    de yer alan, "Normlar hiyerarşisi" ilkesi uyarınca, hukuk kuralları yukarıdan aşağıya doğru "Anayasa", "Kanun", "Kanun Hükmünde Kararname", "Tüzük", "Yönetmelik" ve "Diğer alt düzenleyici işlemler (Yönerge, Genelge vb.)" şeklinde sıralanmakta olup, alt kademe yer alan bir normun üst kademedeki norma aykırı olması ya da onun kapsamını aşan düzenlemeler içermesi mümkün bulunmamaktadır. Bu durum, “Genel kurallar, usulü dairesinde değiştirilinceye veya kaldırılıncaya kadar, düzenleyici işlem tesis etme yetkisi olan makam ve kurumları da bağlar” şeklinde ifade edilen “Tu patere legem quam facisti” prensibi ile izah olunmaktadır. Bu ilkenin doğal sonucu olarak, normlar hiyerarşisinde üst kademede yer alan yasal kurallara aykırı düzenleyici tasarrufların idare tarafından yürürlüğe konulması durumunda idari tasarruf yerine yasal düzenlemenin uygulanması gerektiği şüphesizdir.
    Yukarıda yapılan açıklamalara göre, gerek 6292 sayılı Kanunda gerekse Kanunun gerekçesinde, orman olması nedeniyle iptal edilen şahıs tapularına konu alanların, sonradan 2/B uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılması halinde iade edileceklerine ilişkin bir düzenleme bulunmadığından, 345 sayılı milli emlak genel tebliğinde Kanunun kapsamını genişletecek şekilde yorum yapılması yerinde değildir. dosya kapsamında sureti yer alan 19.07.2013 günlü Maliye Bakanlığı Maliye Uzmanlığının 2013/ 2, 3, 5, 2 ve 3 sayılı inceleme raporunda da orman olduğu gerekçesi ile tapusu iptal edilen bir taşınmaza ilişkin iptal kararı sonrasında şahsın 6292 sayılı Kanun kapsamında hak sahibi olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı görüşüne yer verilmiştir.
    Tüm bu açıklamalar ışığında mahkemece davacı yanın dayanağı tapu kaydı kapsamında kalan taşınmazın tapusunun orman olduğu gerekçesi ile iptal edilerek Hazine adına tescil edilmesi ve aynı yerin daha sonra yapılan 2/B madde uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılması halinde iptaline karar verilen tapu maliki ve halefinin süresi içinde 6292 sayılı Kanuna dayalı olarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açabileceği yorumu ile davacının tapu malikinin halefi olduğu somut olayda davanın kabulüne karar verilmesi yerinde değildir.
    Şöyle ki; dosya kapsamının incelenmesinden; davacı yanın dayanağı 21 Eylül 1970 tarih 64 sıra numaralı tapu kaydının ½ hissesinin ... oğlu ..., ½ hissesinin Hasan oğlu ... adına kayıtlı iken 1971 yılında yapılan tapulamada 304 ve 305 parsellere revizyon gördüğü, 304 parsel sayılı taşınmazın 511,00 m2 yüzölçümü ve arsa vasfı ile ... oğlu ..., 305 parsel sayılı taşınmazın ise 559,00 m2 yüzölçümü ve arsa vasfı ile Hasan oğlu ... adına tespit edildiği, Üsküdar Tapulama Mahkemesinin 19/12/1977 tarih 1973/85-148 sayılı ilamı ile 305 parselin orman tahdit haritası hudutları içinde kaldığı anlaşıldığından tahdit haritası tapuya tescil edilmiş ise 766 sayılı Kanunun 46/son; edilmemiş ise 46/I maddesi gereğince tapu sicil muhafızlığınca işlem yapılmasına karar verildiği, hükmün kesinleşmesi sonrasında taşınmazın orman olarak terk edildiği, orman olarak terk edilen 305 nolu parsel ve civar parseller 400 nolu parsel adı altında orman olarak tescil edildiği; 400 nolu orman parselinin orman sınırları dışına çıkartılarak 431, 432, 433, 434 ve 435 parsellerin oluştuğu; 432 nolu parselin yörede 1995 yılında yapılıp 10/03/1997 ila 08/04/1997 tarihleri arasında ilan edilen kadastro sırasında Alemdağ mahallesi, 128 ada 9 sayılı 414,44 m² yüzölçümündeki taşınmaz olarak kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı yazılarak “Bahçe” vasfıyla Hazine adına tespit ve itirazsız kesinleşerek tapuya tescil edildiği, daha sonra 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa eklenen Ek-4. maddesine göre yapılan güncelleme çalışmasında, taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine “İş bu taşınmaz bahçe ve üzerindeki bina Fikri oğlu ...’ın kullanımındadır” şeklinde kullanıcı şerhi konulduğu anlaşılmıştır.
    Davacı vekili; müvekkilinin dava konusu 128 ada 9 parsel sayılı taşınmazın 6292 sayılı Kanun kapsamında adına tescili için Kartal 7. Noterliğinin 06/06/2012 tarih 14723 yevmiye numarası ile eski tapunun maliki ...’dan muvafakat aldığını, müvekkilinin 6292 sayılı Kanundan yararlanarak taşınmazı doğrudan satın alma hakkına sahip olduğunu ancak 6292 sayılı Kanunun taşınmazın evveliyatının tapulu olması durumunda eski tapu kayıt maliklerinin veya mirasçılarının talep etmesi halinde hak sahibi olarak belirlenen kullanıcıların bu kanundan yararlanacaklarını ve taşınmazın bedelsiz olarak önceki tapu kayıt malikine veya mirasçılarına iadesini öngördüğünü, somut olayda müvekkilinin de akdi halef olduğu ve yasadan yararlanma hakkı olduğunu belirterek dava konusu taşınmazın bedelsiz olarak tapuda müvekkili adına tescili isteminde bulunmuştur.
    6292 sayılı Kanunun 7. maddesinin 1/a bendinde belirtildiği üzere Tapu ve Kadastro veya İmar Mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda kişiler adına kayıtlı olan taşınmazların Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilmesi kişilerin 6292 sayılı Kanunda belirtilen haklardan yararlanması için yeterli ve gerekli olup davacı yanın akdi halefi olduğu eski tapunun maliki ...’ın tapusunun maliki ...’ın tapusunun revizyon gördüğü 305 parsel sayılı taşınmazın orman tahdit haritası hudutları içinde kaldığı anlaşıldığından orman olarak terk edilmiştir. Bu hali ile davacı yanın dayanağı tapunun revizyon gördüğü taşınmazın hükmen orman olduğu ve sonradan 2/B uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarıldığı anlaşılmakla yukarıda belirtilen kanun maddelerine uygun düşmeyen davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle kanun hükümlerinin hatalı yorumlanması ve delillerin yanlış taktiri ile yazılı olduğu gibi hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 26/02/2018 günü oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi