Esas No: 2019/12518
Karar No: 2022/2016
Karar Tarihi: 13.04.2022
Danıştay 10. Daire 2019/12518 Esas 2022/2016 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2019/12518 E. , 2022/2016 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/12518
Karar No : 2022/2016
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- ...
13- ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- ... Bakanlığı
VEKİLİ : 1. Huk. Müş. Y. ...
2- ... Bakanlığı
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN_KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
DAVANIN_KONUSU : Davacıların eşi ve babası olan Kazım Kaya'nın Diyarbakır ili, Sur ilçesi, .... köyü muhtarlığı görevini yaptığı sırada yasa dışı terör örgütü tarafından 05/03/1994 tarihinde uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürülmesi olayında yeterli güvenlik önlemleri alınmadığı için terör örgütü tarafından düzenlenen saldırı sonucunda hayatını kaybettiği, yeterince güvenlik görevlisi olmadığından kaçan faillerin yakalanmadığı, olayın yıllardır faili meçhul olarak kaldığı, soruşturmanın halen devam ettiği, tüm bu nedenlerle davalı idarelerin hizmet kusurunun bulunduğu, olayın terör olayı olması sebebiyle idarenin herhangi bir kusuru bulunmasa dahi sosyal risk ilkesi gereğince kusursuz sorumluluğu bulunduğu ileri sürülerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere şimdilik her bir davacı için 100,00 TL maddi ve her bir davacı için 25.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 1.300,00 TL maddi ve 325.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
YARGILAMA SÜRECİ :
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu ... İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacıların istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, ölüm olayı nedeniyle başlatılan ceza soruşturmasının devam ettiği, eylemin idariliğinin ancak soruşturmanın neticelenmesi ile öğrenilebileceği, eylemin idariliği ortaya konulmadan dava açma sürelerinin başlamayacağı, dolayısıyla davanın süresinde açıldığı belirtilerek İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idareler tarafından temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Davacıların temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının davanın süre aşımı reddi gerektiği gerekçesiyle onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY
Dava dosyasının incelenmesinden; davacılardan ...'nın eşi ve diğer davacıların babası olan Kazım Kaya'nın Diyarbakır İli, Sur İlçesi, ... mahallesi (köyü) muhtarlığını yaptığı sırada yasa dışı terör örgütü tarafından 05/03/1994 tarihinde uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürüldüğü, faillerin henüz bulunamadığı, maddi ve manevi tazminat ödenmesi istemiyle Adalet Bakanlığına 04/04/2018 tarihli, İçişleri Bakanlığına ise 29/03/2018 tarihli başvuruların yapıldığı, anılan başvuruların ... Bakanlığının ... tarih ve ... sayılı işlemi ile açıkça, İçişleri Bakanlığı tarafından ise zımnen reddedildiği, bunun üzerine toplam 1.300,00 TL maddi ve 325.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Doğrudan doğruya tam yargı davası açılması" başlıklı 13. maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce eylemin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği öngörülmüş olup; bu sürelerin, kişilerin haklarını ihlal eden eylemlerin, idare ile illiyet bağının kurulduğu, başka bir ifadeyle eylemin idariliğinin öğrenildiği tarihten itibaren başlatılacağı kuşkusuzdur.
Tam yargı davaları, idari eylem nedeniyle uğranılan zararın tazminini ifade etmektedir. Bu nedenle, tam yargı davasının açılabilmesi için eylemin idariliğinin ve yol açtığı zararın ortaya çıkması zorunludur.
İdari eylem, idarenin işlevi sırasında bir hareketi, bir davranışı, bir tutumu veya hareketsizliği; idari karar ve işlemle ilgisi olmayan, başka bir deyişle öncesinde, temelinde bir idari karar veya işlem olmayan salt maddi tasarrufları ifade etmektedir.
Söz konusu eylemlerin idariliği ve doğurduğu zarar bazen eylemin yapılmasıyla birlikte ortaya çıkarken, bazen de çok sonra, değişik araştırma, inceleme ve hatta ceza yargılamaları sonucu ortaya çıkabilmektedir.
Bu itibarla, 2577 sayılı Kanun'un 13. maddesinde öngörülen bir ve beş yıllık sürelerin, eylemin idariliğinin ortaya çıktığı tarihten itibaren hesaplanması zorunludur.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME
Uyuşmazlık konusu ölüm olayının 05/03/1994 tarihinde meydana geldiği, ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından aynı gün tanzim edilen ölü muayene ve otopsi zaptında kimlik tanığı ve cenazeyi teslim alan sıfatıyla müteveffanın amcasının oğlu ... tarafından müteveffanın terör örgütü mensuplarınca öldürüldüğü beyanlarına yer verildiği, dava dilekçesinde müteveffanın terör örgütü tarafından öldürüldüğünün Diyarbakır 4 No'lu ... Mahkemesinin E:..., K:... sayılı kararıyla sabit olduğunun belirtildiği, daha önce de terör örgütü mensupları tarafından müteveffaya satırlı saldırıda bulunulduğu gerek dava dilekçesinde gerekse ... isimli şahsın beyanlarında yer aldığı, müteveffanın oğlu olan Kazım Kaya tarafından ... Cumhuriyet Başsavcılığına verilen 09/12/2016 tarihli dilekçesinde babasının 1994 yılında terör örgütü tarafından şehit edildiğinin belirtildiği, davacılar tarafından dava dilekçesinde öncelikle idarece gerekli önlemlerin alınmaması nedeniyle hizmet kusurunun bulunduğu, hizmet kusurunun bulunmadığı kanısına varılması halinde ise sosyal risk ilkesi uyarınca idarenin sorumlu olacağının belirtildiği görülmektedir.
Bu durumda, davacıların olay anından itibaren yakınlarının terör örgütü mensupları tarafından öldürüldüğünü bildikleri, daha önce de yakınlarına aynı terör örgütü tarafından saldırıda bulunulduğu, bu nedenle eylemin idariliğinin de ölüm olayının gerçekleştiği tarihten itibaren bilindiği, eylemin idariliğinin ölüm olayının gerçekleştiği tarihte bilinmediği varsayılsa dahi, olayın terör örgütü tarafından gerçekleştiğini ihtiva eden davacılardan Kazım Kaya tarafından ... Cumhuriyet Başsavcılığına verilen 09/12/2016 tarihli dilekçe ile eylemin idariliğinin öğrenildiğinin kabulü gerektiği, bu tarihten itibaren 1 yıllık süre içerisinde (en geç 09/12/2017 tarihinde) başvuru yapılması gerekirken davacılar tarafından 29/03/2018 ve 04/04/2018 tarihlerinde yapılan başvuru üzerine açılan davada süre aşımı bulunmaktadır.
Bu itibarla, sonucu itibariyle doğru olan Bölge İdare Mahkemesi kararının belirtilen gerekçeyle onanması gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz isteminin REDDİNE,
2. Davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin ... İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ...tarih ve E:...., K:.... sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3. Yargılama giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına, artan posta ücretinin istemleri halinde davacılara iadesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın .... İdare Mahkemesine gönderilmesine, 13/04/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.