Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/12443
Karar No: 2017/7390
Karar Tarihi: 30.10.2017

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/12443 Esas 2017/7390 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı tarafın müvekkiline ait taşınmazların borca karşılık devredildiği, fakat tamamının ödenmemesi halinde mülkiyetin davalıya terkedileceği, ödenmesi halinde ise mülkiyetin iade alınacağı kararına varıldığı belirtilen bir tasfiye protokolü imzalandığı, verilen çeke karşılık ödeme yapıldığı ancak senetlerin tamamı ödenmediği için icra takibi başlatıldığı ve davacı tarafın bu senet ve 3 adet takip dışı senet için borçlu olmadığının tespiti ile davalı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesi istemiyle açtığı menfi tespit davasında, davacının iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak mahkeme kararında gerekçe yeterli şekilde açıklanmadığı için kararın bozulmasına hükmedilmiştir. Konuyla ilgili Anayasa'nın 141. maddesi ve HUMK'nun 388. maddesi hatırlatılıp açıklanmamıştır.
19. Hukuk Dairesi         2016/12443 E.  ,  2017/7390 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi,gereği konuşulup düşünüldü.
    K A R A R -
    Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalı tarafından başlatılan icra takibinin tasfiyesi için davalı ile tasfiye protokolü imzalandığını,bu protokol gereği davalıya 23.01.2014 tarihinde mülkiyetleri müvekkile ait taşınmazların devredildiğini, borca karşılık verilen 30/01/2014 tarihli 50.000,00 TL,28/02/2014 tarihli 50.000,00 TL, 30/03/2014 tarihli 50.000,00 TL’lik senet ve 160.000 TL’lik çekin ödenmemesi halinde taşınmaz mülkiyetinin davalıya terkedileceği, ödenmesi halinde ise mülkiyetin iade alınacağının kararlaştırıldığını,verilen çeke karşılık 110.000 TL ödeme yapıldığını bakiye 50.000 TL için icra takip konusu 30.04.2014 tarihli senedin verildiğini,protokol gereği ödemenin yapılmaması halinde mülkiyet davalıda kalacağından verilen senetlerin iade edilmediğini ve haksız olarak 30.04.2014 tarihli senet için icra takibi başlatıldığını belirterek icra takibine konu senet ve davalı uhdesinde bulunan takip dışı 3 adet senetten dolayı borçlu olunmadığının tespiti ile davalı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin davalı ile aralarındaki borç tasfiye protokolü gereği taşınmazların mülkiyetini aldığını,taşınmaz değerinin protokolde belirlenen çek ve senet bedellerine eş değer olduğunu, icra takip konusu senet alacağının taraflar arasındaki tasfiye protokolü dışında bir alacak olduğunu, bu senet dışında protokoldeki 3 adet senetten dolayı davacının borcunun olmadığını, davacının, borçtan kurtulmak için dava açtığını savunarak davanın reddi ile davacı aleyhine %20 kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.Mahkemece yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, menfi tespit davalarında yerleşmiş Yargıtay içtihatları ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/19-1155 E. 2014/660 K. 14/05/2014 tarihli kararı da dikkate alınarak davacının iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Anayasanın 141,III hükmüne göre, “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” HUMK"nun 388’inci (HMK m.297), maddesinde de mahkeme kararının içeriğinde bulunması gereken öğeler açıklanmıştır. Gerekçe, kararın denetiminin yapılabilmesi ve tarafların kararın doğruluğu veya yanlışlığı konusunda fikir sahibi olmasını sağlayarak kanun yollarına başvurma konusundaki tutumlarının belirlenebilmesi açısından önemli bir işlev görür. Bu Anayasal ve yasal zorunluluklara rağmen, mahkemece verilen kararda HUMK"nun 388’inci (HMK m.297) maddesine aykırı davranılarak kararın yeterli gerekçe ihtiva etmeksizin yazılması usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 30/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi