Abaküs Yazılım
8. Daire
Esas No: 2018/4736
Karar No: 2022/2655
Karar Tarihi: 13.04.2022

Danıştay 8. Daire 2018/4736 Esas 2022/2655 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2018/4736 E.  ,  2022/2655 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    SEKİZİNCİ DAİRE
    Esas No : 2018/4736
    Karar No : 2022/2655


    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
    VEKİLİ : Av. ...
    KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Üniversitesi
    VEKİLİ : Av. ...
    İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin .... gün ve E:..., K:... sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Doğuş Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Psikoloji Bölümünde öğretim üyesi olarak görevan davacının, kamuoyunda “akademisyenler bildirisi” olarak bilinen bildiriyi imzalaması nedeniyle yapılan soruşturma neticesinde sözleşmesinin feshedilmesine ilişkin ... Üniversitesi Disiplin Kurulu'nun ... tarih ve ... sayılı kararının iptali ve bu karar nedeniyle oluşan parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesince verilen ... tarih ve E:..., K:.. sayılı kararda; dosya içeriğindeki soruşturma raporu ve eklerinin incelenmesinden; davacıya atfedilen eylemlerin sübuta erdiği, söz konusu bildirinin Anayasanın 26. maddesinde belirtilen düşünce hürriyetinin kapsamı içerisinde yer almadığı anlaşıldığından, uyuşmazlık konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı vekili tarafından, müvekkilinin profesör olmasına rağmen soruşturma komisyonunda yardımcı doçent ünvanlı öğretim üyesinin bulunmasının disiplin usul hükümlerine aykırı olduğu, müvekkilinin sözleşmesinin feshine gerekçe olarak gösterilen bildirinin, ifade hürriyeti kapsamında bulunduğuna Anayasa Mahkemesince karar verildiği ve Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda da müvekkili hakkında açılan adli soruşturmanın beraat ile sonuçlandığı ileri sürülerek istinaf kararının bozulması istenilmiştir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davacının Olağanüstü Hal kapsamınsa çıkarılan 686 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarıldığı, dolayısıyla davacının bir daha kamu hizmetinde görev alamayacağı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:

    MADDİ OLAY :
    Doğuş Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü'nde öğretim üyesi olarak görev yapmakta olan davacının, bir grup akademisyen tarafından yayınlanan ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Güneydoğu'da teröre karşı sürdürdüğü mücadeleyi "katliam", "kasıtlı ve planlı kıyım" ve "bilinçli sürgün" olarak tanımlayan bildiriye imza attığı gerekçesiyle hakkında yapılan soruşturma neticesinde Doğuş Üniversitesi Disiplin Kurulu'nun ... tarih ve ... sayılı kararıyla sözleşmesinin fesih edilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan dava açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    Dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte; Anayasa Mahkemesi'nce 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 53. maddesinin (b) fıkrasının ikinci cümlesinin iptaline karar verilmesinden sonra henüz yasal düzenleme tamamlanmadığından, Yükseköğretim personelinin disiplin işlemlerinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun disipline ilişkin hükümleri uygulanarak dava konusu işlem tesis edilmiştir.
    Devlet Memurları Kanunu'nun 125/E-b maddesinde "Yasaklanmış her türlü yayını veya siyasi veya ideolojik amaçlı bildiri, afiş, pankart, bant ve benzerlerini basmak, çoğaltmak, dağıtmak veya bunları kurumların herhangi bir yerine asmak veya teşhir etmek," fiilinin kamu görevinden çıkarma cezası ile cezalandırılması gerektiği düzenlenmiştir.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Dava konusu olayda; davacı hakkında 11/01/2016 tarihinde internet üzerinde yayınlanan "Bu suça ortak olmayacağız" başlıklı bildiriye imza attığından bahisle 18/01/2016 tarihinde idari soruşturma başlatıldığı, açılan idari soruşturma sonucunda; Devletin teröre karşı sürdürdüğü mücadeleyi katliam, kasıtlı ve planlı kıyım olarak nitelendiren bildiriye imza atmasıyla 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/E-b bendinde yer alan "ideolojik amaçlı bildiri, afiş, pankart, bant ve benzerlerini dağıtmak" şeklinde tanımlanan ve "devlet memurluğundan çıkarma cezası" karşılanan disiplin suçunun bütün unsurlarıyla oluştuğuna kanaat getirilerek sözleşmesinin feshedilmesi gerektiğine Üniversite Disiplin Kurulunca karar verilmesi üzerine 25/04/2016 tarih ve 2016/06 sayılı Üniversite Mütevelli Heyet Kararı ile sözleşmesinin feshedildiği görülmektedir.
    Anayasa Mahkemesi’nin 26/07/2019 tarih, 2018/17635 Başvuru Nolu “Zübeyde Füsun ÜSTEL ve Diğerleri” konulu kararında; başvurucuların imzalamış oldukları ve basında “bu suça ortak olmayacağız” başlığıyla yayınlanan bildirinin, nesnel anlamı gözetildiğinde bir bütün olarak PKK terörünün övülmesi, terörizme destek gösterisi, şiddet kullanımına, silahlı direnişe ya da başkaldırıya doğrudan veya dolaylı teşvik olarak nitelendirilmesinin mümkün görünmediği, somut olayın koşullarında başvuruya konu bildirinin internette yayımlanmasının devlet ve toplum hayatında olumsuz sonuçlar doğurduğu, devletin terörle mücadele faaliyetleri üzerinde kayda değer bir etkisi olduğunu göstermediği, hazırlanmasında veya imzalanmasında güdülen diğer amaçlar ne olursa olsun ve hangi dil ve üslup kullanılırsa kullanılsın nihai olarak bildiride o tarihlerde sürmekte olan çatışmaların sona erdirilmesi talebinin baskın olduğu, bildirinin imzalanmasına neden olan operasyonları yürüten kamu gücüne karşı ağır eleştirilerde bulunulabileceğinin öngörülmesi ve demokratik çoğulculuk açısından bunlara daha fazla tahammül edilmesi gerektiği belirtilerek başvurucuların ifade özgürlüğüne yapılan müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmadığından Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade “özgürlüğünün” ihlal edildiğine karar verilerek başvurucuların başvurusu kabul edilmiştir. Anayasa Mahkemesi, ilgili kararda özetle dava konusu işleme gerekçe olarak gösterilen bildirinin hazırlanmasının ve yayınlanmasının Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan “ifade özgürlüğü” kapsamında bulunduğuna oyçokluğuyla karar vermiştir.
    Yukarıda belirtilen Anayasa Mahkemesi kararı sonrasında davacı hakkında ... Ağır Ceza Mahkemesi’nin E:... sayılı ceza davasında; Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvuru sonucu verdiği ihlal kararları, soyut ve somut norm denetiminden farklı olarak her ne kadar sadece başvuruda bulunan kişi ve başvuruya konu idari işlem ya da karar açısından geçerli ve bağlayıcı ise de Anayasa Mahkemesi’nin 26/07/2019 tarih, 2018/17635 Başvuru sayılı “Zübeyde Füsun ÜSTEL ve Diğerleri” konulu kararında, başvuruya konu bildiri ve dava konusu bildirinin aynı olması ve cezalandırılması istenen suç maddesinin de aynı olması sebebiyle dava konusu bildirinin “ifade hürriyeti” kapsamında bulunduğuna ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin ilgili kararı ve Anayasa’nın 153/6 maddesine göre Anayasa Mahkemesi kararlarının, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağladığı yönündeki amir hükmü uyarınca, davacı hakkında terör örgütü propagandası suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı kanaatine varılarak CMK 223/2-a maddesi uyarınca beraat kararı verilmiştir.
    Hukuk devleti ilkesi gereğince; idarenin bütün eylem ve işlemleri yargısal denetime açıktır ve bu noktada, idari işlemlerin hukuka uygunluğunun sağlanmasındaki en etkin araçlardan birinin de "iptal davaları" olduğu kuşkusuzdur. 2577 sayılı Kanun'un 2. maddesinin 1/a bendine göre; iptal davaları, idare tarafından tesis edilen işlemler nedeniyle menfaatleri ihlal edilen kişiler tarafından anılan işlemin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat unsurları yönünden hukuka aykırı oldukları iddialarıyla açılan davalardır.
    İdari işlemlerde sebep unsuru, idari işlemden önce gelen ve onun dışında yer alan, idareyi bir işlem yapmaya sevkeden hukuki ve fiili etkenlerdir. İptal davalarında, sebep unsuru yönünden hukuki denetim yapılırken idareyi o işlemi yapmaya sevk eden gerekçelerin hukuka uygunluğunun incelemesi yapılmaktadır. Sebep unsurundaki bir sakatlığın işlemi de sakat hale getireceği tartışmasızdır.
    Uyuşmazlıkta; davalı üniversite ile imzalanan sözleşmeye istinaden öğretim üyesi olarak göreve başlayan davacının; sözleşmesinin, basında "akademisyenler bildirisi" olarak yer alan bildiriye imza attığından bahisle başlatılan idari soruşturma sonucunda, Üniversite Disiplin Kurulu kararı doğrultusunda Mütevelli Heyet Kararı ile feshedildiği anlaşılmaktadır.
    Bu durumda; dava konusu işleme gerekçe olarak gösterilen bildirinin, ifade hürriyeti kapsamında bulunduğuna dair Anayasa Mahkemesi kararı ile Anayasa Mahkemesi kararı sonrası "Terör Örgütü Propagandası Yapmak" suçunun unsurları oluşmadığı gerekçesiyle verilen kesinleşmiş beraat kararı birlikte değerlendirildiğinde; oluşan yeni hukuki durum karşısında, dava konusu işlemin gerekçesinin hukuken ortadan kalktığı ve işlemin sebep unsuru yönünden hukuka aykırı hale geldiği anlaşılmaktadır.
    Öte taraftan; davacının dava konusu işlem nedeniyle mahrum kaldığı parasal haklarının, üniversite ile yapmış olduğu sözleşme süresi ile sınırlı olmak üzere kamu kamu görevinden çıkarıldığı 07/02/2017 tarihine kadar ödenmesi gerekmedir.
    Bu itibarla, davanın reddi yönündeki kararına yönelik istinaf isteminin reddine ilişkin temyize konu Bölge Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,
    2. ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... gün ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 13/04/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğu ile karar verildi.

    KARŞI OY :

    (X)- Davalar arasında bağlantı bulunması durumunda, davanın aynı maddi veya hukuki sebepten doğması veya biri hakkında verilecek olan kararın diğerini de etkileyecek nitelikte olması gereklidir. Bu durum, davalardan birinde verilecek kararın diğerinin dayanağı olmasından başka, biri hakkında verilecek kararın diğerini herhangi bir şekilde etkileyecek olması, davalardan biri hakkında karar verilmesinin diğerindeki bir takım hususları açıklığa kavuşturacak olması, birindeki kararın diğerinde kanıt oluşturması gibi durumları da kapsamaktadır. Bu yönüyle uyuşmazlıkların adil ve etkili çözümü için, davaların aralarındaki bağlantı gözetilerek incelenip karara bağlanması gerekmektedir.
    Dava dosyasının incelenmesinden; davacının 07/02/2017 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 686 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarıldığı görüldüğünden, sözleşmesinin feshine ilişkin dava konusu işlem ile aralarındaki ilişki sebebiyle, bağlantı kararı verilerek davacının, kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlemin iptaline yönelik dava ile birlikte incelenip karara bağlanması gerektiği düşüncesiyle oluşan çoğunluk kararına katılmıyorum.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi