Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/12233
Karar No: 2018/471
Karar Tarihi: 22.01.2018

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/12233 Esas 2018/471 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2016/12233 E.  ,  2018/471 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17/12/2015 tarih ve 2013/351-2015/530 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleşen davada davacılar vekili ve ihbar olunan vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Asıl ve birleşen davada davacılar vekili; müvekkili ...."ün 18/03/2013 tarihinde 6 yaşında iken davalı şirkete ait servis aracıyla okula gittiğinde servis aracının içinde unutulduğunu, küçüğün sabah 08.00"den akşam üzeri 15.30’a kadar toplam 7,5 saat serviste kapalı kaldığını, davalı ...’ın servis şoförü ve davalı ...’ın servis hostesi olduğunu, bu durumun çocuğun sağlığı ve psikolojisi üzerinde onarılmaz hasarlar bıraktığını, bu olaydan sonra çocuğun sessizleştiğini, içine kapandığını, yalnız kalmak istemediğini, sürekli annesi ve babasıyla beraber olmaya ve yanından ayrılmamaya çalıştığını, müvekkilleri olan anne ve babanın da bu olaydan dolayı ruh sağlıklarının bozulduğunu ve manevi yönden büyük zarar gördüklerini ileri sürerek asıl davada müvekkili .... için 40.000,00 TL ve anne ... için 10.000,00 TL manevi tazminatın, birleşen davada ise müvekkili .... için 40.000,00 TL ve baba ... için 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Asıl ve birleşen davada davalı şirket vekili; müvekkilinin küçük ....’ün serviste uyuyakalması sonucunda gelişen olayda tüm sorumluluklarını yerine getirdiğini, manevi tazminat isteminin zenginleştirme amacı taşıyamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Asıl ve birleşen davada davalı ...; olay sonrasında okulun kapanmasına kadar çocuğun okula devam ettiğini, psikolojisinde herhangi bir bozulma olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Asıl ve birleşen davada davalı ...; davalı şirkete ait serviste hostes olarak çalıştığını, dava konusu olayda herhangi bir kusurunun olmadığını savunrak davanın reddini istemiştir.
    Asıl ve birleşen davada ihbar olunan vekili; olayda müvekkili şirketin bir ilgisinin bulunmadığını, ayrıca verilen servis hizmetindeki kusur ve ihmallerden de hukuki bir sorumluluğunun olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; 18/03/2013 tarihinde 6 yaşında olan küçük ...."ün sabah servis aracına bindiğinde okula gelip indirilmesi sırasında araçta saat 15.30"a kadar unutulduğu, 6 yaşındaki bir çocuğun 7,5 saat gibi bir süre kapalı yerde kalması çocuğun gerek sağlığında gerekse psikolojisinde onarılmaz hasarlar yaratacağı, ayrıca çocuğun bu durumundan anne ve babanın da etkileneceğinin bir gerçek olduğu, davalı ...’ın servis şoförü olması nedeniyle çocuk ile ilgilenme yükümlülüğü bulunmadığı, ancak davalılardan ..."ın serviste çocuklarla ilgili görevli olması, davalı şirketin servis aracının malik ve işleteni olması ve ...’nın da üst işveren durumunda bulunmalarından dolayı, adam çalıştıran sıfatını taşıması nedenleriyle sorumlu oldukları gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kısmen kabulü ile davalı ... yönünden açılan davanın pasif husumet nedeniyle reddine, küçük ...için 5.000,00 TL manevi tazminatın, davacı anne ... ve baba ... yönünden 1.500,00"er TL manevi tazminatın sorumlu olan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, asıl ve birleşen davada davacılar vekili ve ihbar olunan vekili temyiz etmiştir.
    1- Asıl ve birleşen dava, öğrenci taşıma sözleşmesinden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, işin esasına girilerek asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, asıl ve birleşen dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK"nin 4. maddesi uyarınca Ticaret Kanunu"nda düzenlenmiş olan hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılmakta olup, TTK’nin 5/1 maddesi uyarınca da ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesinde görülür. TTK"nin 5/3. maddesi "asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır." hükmünü haizdir.
    Somut olayda da taraflar arasındaki uyuşmazlık taşıma sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, 6102 sayılı TTK"nin 4. maddesi uyarınca, taşıma hukukundan doğan hukuk davaları, ticari dava niteliğinde olduğundan, davaya bakma görevi asliye ticaret mahkemelerine aittir. Mahkemelerin görevi yargılamanın her aşamasında re"sen göz önünde bulundurulması gereken bir dava şartı olduğundan, mahkemece, işbu davanın mutlak ticari dava olması nedeniyle davaya bakma görevinin ticaret mahkemesine ait olduğu nazara alınmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
    2- Kabule göre, asıl ve birleşen davada ...... Eğitim Hizmetleri Tic. A.Ş. aleyhinde usulüne uygun şekilde açılmış bir dava bulunmamaktadır. Yargılama sırasında davalıların talebi üzerine anılan şirketin işletmesi olan ... ....Eğitim Kurumları’na dava ihbar edilmiş, ancak asıl ve birleşen davada taraf olmamasına rağmen aleyhine hüküm kurulmuştur. Oysa, Türk hukuk sisteminde hüküm, sadece davada taraf olanlara yönelik olarak verilebilir. HMK’nin 61 ve diğer maddeleri uyarınca ihbar olunan kimse davada davalı sıfatını
    kazanamayacağı gibi, bu kişi aleyhine hüküm de kurulamaz. Buna göre, aleyhinde davacı tarafından usulüne uygun açılmış bir dava olmadığı halde asıl ve birleşen davada ihbar olunan aleyhine hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
    3- Bozma sebep ve şekline göre, asıl ve birleşen davada davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davacılar vekilinin ve ihbar olunan vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davada davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 22/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi