17. Hukuk Dairesi 2016/7475 E. , 2019/2663 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili dava dilekçesinde; 22.05.2009 tarihinde, davalılardan ..."un, sevk ve idaresindeki ve diğer davalı şirkete ait olan ... plaka sayılı araç müvekkiline çarparak ağır şekilde yaralanmasına sebep olduğunu, kazada kusurun tamamının ... plakalı araç sürücüsüne ait olduğunu, kazadan 2,5 yılı aşkın süre geçmesine rağmen henüz denge sorunu yaşayan ve tek başına serbestçe yürüyemeyen müvekkilinin yaşadığı bütün bu fiziksel ve manevi acıların ve manevi zararın tazimininin gerektiğini, kazadan sonra 2 yıla yakın yatağa bağlı kalan müvekkilimize bakması öncelikli yatılı bakıcı tutulduğunu ve kendisine her ay için 550 USD ödendiğini, 1 yılın sonunda yatılı bakıcıya gerek kalmadığı için bundan sonra gündüz bakıcısı ile anlaşıldığını, bu tarihten itibaren aylık 700,00 TL ücret ile gündüz bakıcısı ile anlaşıldığını, müvekkilinin yatalak halinde oturma sürecine geçişinde tekerlekli sandalye alındığını, müvekkilinin kazadan sonraki 1 yılın sonunda tekerlekli sandalyeyi kullanmaya başladığını, 1 yıl boyunca tekerlekli sandalyeyi kullandıktan sonra ise Volkır alarak onunla yürümeye başladığından bahisle, 15.000,00 TL maddi zararı ile 20.000,00 TL manevi zararının 22/05/2009 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri cevap dilekçelerinde davanın reddine karar verilmesini dilemişlerdir.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, sorumlu olan işleten davalı hakkındaki davadan feragat edilmesi, diğer müteselsil sorumlu yönünden de teselsülden feragat niteliğini taşıdığından her iki davalı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf, tam teselsülde olduğu gibi, bütün zararının tazminini müteselsil borçlulardan her ikisinden isteyeceği gibi birisinden de isteyebilir. Kaza tarihinde yürürlükte olan Borçlar Kanunu’nun 145. maddesi hükmüne göre, sorumlulardan birinin zararı ödemesi halinde, diğerleri bu oranda borçtan kurtulurlar. Ancak, müteselsil borçluların borçtan tamamen veya kısmen kurtulabilmeleri, alacaklının bilfiil tatmin edilmiş olması halinde söz konusudur. Bunun aksinin kabul edilebilmesi için ya alacaklının teselsülden açıkça feragat etmiş olması yahut da böyle bir feragatin durumdan kesin olarak anlaşılması lazımdır. Yine, Borçlar Kanunu’nun 147. madde hükmüne göre, rücu hakkından yararlanan müteselsil borçlulardan her biri ödediği miktar oranında alacaklının haklarına halef olacağına ve alacaklının diğerleri zararına, müteselsil borçlulardan birinin durumunu iyileştirdiği takdirde bu fiilin neticelerini şahsen tahammül edeceğine dair hükmüne havidir.
Somut olayda; davacı vekili 01.10.2013 tarihli duruşmada, celse arasında davalı ... Gıda San.Tic.Ltd.Şti vekili ile anlaştıklarını, sadece bu davalı yönünden davadan feragat ettiklerini, diğer davalı ve ihbar olunanlar yönünden davalarını devam ettirdiklerini beyan etmiştir.Davacı vekilinin haksız fiil sorumlusu olan sürücü davalı ... yönünden tazminat taleplerinin devam ettiğini belirtmesine rağmen, mahkemece toplanan ve toplanacak delillere göre bu davalı yönünden bir karar verilmesi gerekirken, hatalı ve yanılgılı değerlendirme ve gerekçeyle her iki davalı yönünden davanın reddine hükmedilmesi doğru değildir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 07/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.