17. Hukuk Dairesi 2016/7747 E. , 2019/2652 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; davalı ... yönetimindeki davalı ..."ye ait aracın çarpması sonucu davacı ..."un yaralandığını, kazanın davalı sürücünün kusuru nedeniyle gerçekleştiğini belirterek her bir müvekkili için kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 5.000,00 TL"den 15.000,00 TL manevi ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 9.000,00 TL maddi tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiş, 23.03.2015 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini 131.281.95 TL"ye yükseltmiş, ıslah harcını 21.04.2015 tarihinde yatırmıştır.
Davalılar davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, maddi tazminat yönünden davanın kabulü ile 131.281,95 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile beraber davalılardan müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile davacı ... yönünden 3.000,00 TL, davacılar... ve... yönünden 1.000,00 "er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile beraber davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş; hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davalı ... vekilinin davacı ... ve ... yönünden hükmedilen manevi tazminata ilişkin temyiz talebinin incelenmesinde; 6100 sayılı HMK"nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2015 tarihinden itibaren 2.080,00 TL’ye çıkarılmıştır.Temyize konu kararda hükmedilen manevi tazminat miktarları anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir.
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı ... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3- Yargılama sırasında yürürlüğe giren ve 2918 sayılı Yasanın 98. maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Yasanın 59. maddesinde “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın "Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı", Yasanın geçici 1. maddesi ile de "Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59. maddesine göre belirlenen tutarın % 20"sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği" öngörülmüştür. Daire uygulamamıza göre sigortalının yatırdığı primin bir bölümünün SGK"ya aktarılması nedeniyle işleten ve sorumluluğunu üstlendiği sürücünün de belgeli tedavi giderleri yönünden sorumluluğu sona ermektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-1. Maddesinde, sigortacı poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği, düzenlenmiştir. Karayolları Trafik Kanuna göre, zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmak zorunludur.
Somut olayda, hükme esas alınan tedavi giderlerine ilişkin bilirkişi raporu konusunda uzman doktor bilirkişiden alınmamış olup denetime elverişli değildir, hesaba dahil edilen giderler arasında belgeli tedavi giderlerinin de bulunduğu anlaşıldığından, davacının kazaya ilişkin olan özellikle davacı tarafından ödendiği iddia edilen tedavi giderleri tespit edilerek 2918 sayılı Yasanın 98. maddesi kapsamında kalanların ve Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğuna esas olanların belirlenmesi için uzman tıp doktoru bilirkişiden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesi kapsamında kalan tedavi giderleri olduğunun tespit edilmesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumu"nun davaya dahil edilmesi ve bu tedavi giderleri yönünden Sosyal Güvenlik Kurumu"nun, yasa kapsamı dışında kalan tedavi gideri, bakıcı veya tedaviye bağlı sair giderlerden ise davalıların sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
4-2918 sayılı KTK.nun 109/1. maddesi "motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar." hükmünü öngörmektedir. Aynı Kanunun 109/2. maddesinde ise, "dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir." hükmüne yer verilmiştir. Davaya konu kaza 21.09.2002 tarihinde gerçekleşmiş, davacı vekilince 09.10.2002 tarihinde dava açılmış, 23.03.2015 tarihli dilekçe ile dava ıslah edilmiş, 21.04.2015 tarihinde harcı yatırılmıştır.Davalı vekiline 27.04.2015 tarihli celsede ıslah dilekçesi tebliğ yerine geçmek üzere elden teslim edilmiş olup, davalı vekili süresi içinde ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı definde bulunmuştur. Yerel mahkeme, davalı vekilinin ıslaha karşı ileri sürdüğü zamanaşımı defini değerlendirmeksizin davanın kabulüne karar vermiştir. Kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan ceza kanunu 765 Sayılı TCK’dır. Davaya konu kazada bir kişinin yaralanmış olmasına göre, eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK"da öngörülen dava zamanaşımı süresi dikkate alınması gerekir.
O halde mahkemece tüm bu açıklamalar ışığında, ıslahla talep edilen kısım için davalı vekilinin ıslah dilekçesine karşı süresinde bulunduğu zamanaşımı def"inin değerlendirilerek bir sonuca varılması gerekirken bu hususta bir değerlendirme yapılmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin davacı ... ve Orhan yönünden hükmedilen manevi tazminata ilişkin temyiz dilekçesinin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."a geri verilmesine, 07/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.