Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/449
Karar No: 2020/2682
Karar Tarihi: 06.02.2020

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/449 Esas 2020/2682 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2020/449 E.  ,  2020/2682 K.

    "İçtihat Metni"




    6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar İle Diğer Aletler Hakkında Kanun"a muhalefet ve silahla tehdit suçlarından sanık ... Çito"nun, 6136 sayılı Kanun"un 15/1 ve 765 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/2. maddeleri gereğince 6 ay hapis, 6 ay hapis ve 440,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresi belirlenmesine dair, İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 22/02/2011 tarihli ve 2004/1043 esas, 2011/100 sayılı kararının 12/07/2011 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde 18/03/2013 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan mahkum edilmesinin ihbar edilmesi üzerine, 5271 sayılı Kanun"un 231/11. maddesi uyarınca hükümlerin açıklanması ile 6136 sayılı Kanun"un 15/1 ve 765 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/2. maddeleri gereğince 6 ay hapis, 6 ay hapis ve 440,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına dair, İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 09/05/2019 tarihli ve 2019/62 esas, 2019/396 sayılı kararının, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 10/12/2019 gün ve 94660652-105-34-12578-2019-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16/12/2019 gün ve 2019/126936 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daire"ye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:

    Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
    Sanığın üzerine atılı suçu 07/07/2004 tarihinde işlediği, hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ise 12/07/2011 tarihinde kesinleştiği, denetim süresi içerisinde 18/03/2013 tarihinde yeniden suç işlediği, 5271 sayılı Kanun"un 231/8-son cümlesi gereğince 12/07/2011 ila 18/03/2013 tarihleri arasında dava zamanaşımı süresinin duracağı, 765 sayılı Kanun"un 102/4 ve 104/2. madde ve fıkraları gereğince, suç tarihi itibariyle olağanüstü dava zamanaşımı süresinin ise 7 yıl 6 ay olduğu dikkate alındığında, suç tarihi olan 07/07/2004 gününden hükmün açıklanmasına ilişkin kararın verildiği 09/05/2019 tarihine kadar bu sürenin geçtiği gözetilmeden, davanın düşürülmesi yerine yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    I-Olay:
    6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar İle Diğer Aletler Hakkında Kanun"a muhalefet ve silahla tehdit suçlarından sanık ... Çito"nun, 6136 sayılı Kanun"un 15/1 ve 765 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/2. maddeleri gereğince 6 ay hapis, 6 ay hapis ve 440,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresi belirlenmesine dair, İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 22/02/2011 tarihli ve 2004/1043 esas, 2011/100 sayılı kararının 12/07/2011 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde 18/03/2013 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan mahkum edilmesinin ihbar edilmesi üzerine, 5271 sayılı Kanun"un 231/11. maddesi uyarınca hükümlerin açıklanması ile 6136 sayılı Kanun"un 15/1 ve 765 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/2. maddeleri gereğince 6 ay hapis, 6 ay hapis ve 440,00 Türk lirası adli para cezaları
    ile cezalandırılmasına dair, İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 09/05/2019 tarihli ve 2019/62 esas, 2019/396 sayılı kararının, sanığın üzerine atılı suçu 07/07/2004 tarihinde işlediği, hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ise 12/07/2011 tarihinde kesinleştiği, denetim süresi içerisinde 18/03/2013 tarihinde yeniden suç işlediği, 5271 sayılı Kanun"un 231/8-son cümlesi gereğince 12/07/2011 ila 18/03/2013 tarihleri arasında dava zamanaşımı süresinin duracağı, 765 sayılı Kanun"un 102/4 ve 104/2. madde ve fıkraları gereğince, suç tarihi itibariyle olağanüstü dava zamanaşımı süresinin ise 7 yıl 6 ay olduğu dikkate alındığında, suç tarihi olan 07/07/2004 gününden hükmün açıklanmasına ilişkin kararın verildiği 09/05/2019 tarihine kadar bu sürenin geçtiği gözetilmeden, davanın düşürülmesi yerine yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.

    II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
    Sanık ... Çito"ya yükletilen silahla tehdit ve 6136 sayılı Kanuna aykırılık suçları yönünden dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin ve buna bağlı olarak sanığın atılı suçlardan mahkumiyetine dair, İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 09/05/2019 tarihli ve 2019/62 esas, 2019/396 sayılı kararında isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.

    III- Hukuksal Değerlendirme:
    Suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçmesine rağmen, kamu davasının açılmaması veya açılan davanın sonuçlanmaması yahut da kurulan hükmün kesinleşmemesi halinde izlenen suç siyaseti gereğince artık devletin o suçtan dolayı cezalandırma yetkisinden vazgeçmesinin ifadesi olarak dava zamanaşımı kabul edilmiştir. Dava zamanaşımı kanun aksini kabul etmediği müddetçe bütün suçlar bakımından geçerli olup soruşturma ve kovuşturma makamlarınca resen gözetilip uygulanacaktır. Şüpheli veya sanığın dava zamanaşımından vazgeçmesi mümkün değildir.
    Dava zamanaşımı kural olarak tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden, teşebbüs hâlinde kalan suçlarda son hareketin yapıldığı günden, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden, çocuklara karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen suçlarda çocuğun onsekiz yaşını bitirdiği günden itibaren işlemeye başlayacaktır. Suçun işlendiği gün zamanaşımı süresinin birinci günüdür. Zira suçun işlendiği gün dahi kamu davasının açılması mümkündür. Bu nedenle dava zamanaşımının da dava açmak hakkı mevcut olduğu andan itibaren başlaması tabiidir. Kanun koyucu bazı hallerde dava zamanaşımının süresinin başlangıcını özel olarak belirlemek gereğini hissetmiştir. Örneğin, iftira suçunda mağdurun fiili işlemediğinin sabit olduğu, evlenme yasaklarına aykırılık suçlarında ise evlenmenin iptali kararının kesinleştiği tarihten itibaren dava zamanaşımının işlemeye başlayacağı kabul edilmiştir. (TCK m. 267/8 ve 230/4)
    Dava zamanaşımı suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâlleri de göz önünde bulundurularak kanunda öngörülen soyut cezaya ve şüpheli veya sanığın yaşına göre belirlenen sürenin son gününün hitamı ile gerçekleşecektir. Zamanaşımı süresinin son günü zamanaşımı süresine dâhildir.
    Dava zamanaşımı süresinin kesintisiz bir şekilde işleyip tamamlanması mümkün ise de sürenin işlemesi sırasında bir takım engellerle karşılaşılması da söz konusu olabilir. Bu engeller zamanaşımının durması ve kesilmesi halleridir.
    Suç tarihinde yürürlükte bulunan ve zamanaşımı açısından sanık lehine olan 765 sayılı TCK"nın 102. maddesi;
    "Kanunda başka türlü yazılmış olan ahvalin maadasında hukuku amme davası:
    1-Ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis ve müebbed ağır hapis cezalarını müstelzim cürümlerde yirmi sene,
    2-Yirmi seneden aşağı olmamak üzere muvakkat ağır hapis cezasını müstelzim cürümlerde on beş sene,
    3-Beş seneden ziyade ve yirmi seneden az ağır hapis veya beş seneden ziyade hapis yahud hidematı ammeden müebbeden mahrumiyet cezalarından birini müstelzim cürümlerde on sene,
    4-Beş seneden ziyade olmamak üzere ağır hapis veya hapis yahud sürgün veya hidematı ammeden muvakkaten mahrumiyet cezalarını ve ağır para cezasını müstelzim cürümlerde beş sene,
    5-Bir aydan ziyade hafif hapis veya otuz liradan ziyade hafif para cezasını müstelzim fiillerde iki sene,
    6-Bundan evvelki bendlerde beyan olunan mikdardan aşağı cezaları müstelzim kabahatlerde altı ay geçmesile ortadan kalkar.
    Bu kanunun ikinci kitabının birinci babında yazılı ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis veya müebbed yahud muvakkat ağır hapis cezalarını müstelzim cürümlerin yurd dışında işlenmesi halinde dava müruru zamanı yoktur." şeklinde,
    Anılan Kanun"un 104. maddesi;
    "Hukuku amme davasının müruru zamanı, mahkumiyet hükmü yakalama, tevkif, celb veya ihzar müzekkereleri, adli makamlar huzurunda maznunun sorguya çekilmesi, maznun hakkında son tahkikatın açılmasına dair olan karar veya C. müddeiumumisi tarafından mahkemeye yazılan iddianame ile kesilir.
    Bu halde müruru zaman, kesilme gününden itibaren yeniden işlemeğe başlar.
    Eğer müruru zamanı kesen muameleler müteaddid ise müruru zaman bunların en sonuncusundan itibaren tekrar işlemeğe başlar. Ancak bu sebepler müruru zaman müdetini 102 nci maddede ayrı ayrı muayyen olan müddetlerin yarısının ilavesile baliğ olacağı müddetten fazla uzatamaz." biçiminde düzenlenmiştir.
    765 sayılı TCK’da dava zamanaşımını kesen nedenler bakımından, dava zamanaşımı süresi bir yıldan az ve fazla olan suçlar olmak üzere ikili bir ayrıma gidilmiş ve bu suçlar için birbirlerinden farklı kesme nedenleri belirlenmiş, birinci gruba giren suçlarda her türlü usulü muamelenin dava zamanaşımını keseceği kabul edilmiş iken ikinci gruba giren suçlarda kesme nedenleri tek tek ve sınırlı sayıda gösterilmiştir. 5237 sayılı TCK"da ise bu şekilde bir ayrıma gidilmeksizin bütün suçlar bakımından kesme nedenleri ortak olarak düzenlenmiştir. 765 sayılı TCK"nun 104. maddesinde dava zamanaşımının; mahkûmiyet hükmü, yakalama, tevkif, celb veya ihzar müzekkereleri, adli makamlar huzurunda sanığın sorguya çekilmesi, sanık hakkında son tahkikatın açılmasına dair karar veya Cumhuriyet savcısı tarafından mahkemeye yazılan iddianame ile kesileceği öngörülmüş, 5237 sayılı TCK"nun 67/2. maddesinde ise yakalama, celb, ihzar müzekkereleri ve sanık hakkında son tahkikatın açılmasına dair olan karara yer verilmeyerek daha dar kapsamlı biçimde ve kesme nedenlerinin sirayeti konusunda nesnel sistem esas alınarak bir suçla ilgili olarak şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi, şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi, iddianame düzenlenmesi, sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi halinde dava zamanaşımının kesileceği kabul edilmiştir.
    Dava zamanaşımının durması ise, kanunda açıkça sayılan bazı hallerde soruşturma veya kamu davasının yürütülememesinden dolayı, bu halin ortaya çıkmasından, kalkması anına kadar geçen sürede zamanaşımının işlememesini ifade etmektedir. Zamanaşımını durduran nedenlerin varlığı halinde, zamanaşımı süresi en son kesen işlemden itibaren, durdurucu nedenin ortaya çıktığı ana kadar işleyecek, bu engelin kalkmasıyla duran zamanaşımı süresi kaldığı yerden işlemeye
    başlayacaktır. Zamanaşımı süresinin hesaplanmasında ise önceden işleyen süre ile sonradan işleyen süreler birbirine eklenmek suretiyle zamanaşımı süresi belirlenecektir.
    Anayasının 38. maddesinde dava zamanaşımının kanunilik ilkesi kapsamında olduğu benimsenmiş olup dava zamanaşımını durduran veya kesen nedenlerin kanunda açıkça gösterilmesi gerekir, bu nedenlerin yorum veya kıyas yoluyla genişletilmesi mümkün değildir.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 07/03/2017 tarihli ve 2015/8-268 esas ve 2017/124 sayılı, 17/01/2017 tarihli ve 2015/15-536 esas ve 2017/14 sayılı, 01/03/2016 tarihli ve 2015/3-599 esas ve 2016/99 sayılı kararlarında ayrıntıları açıklandığı üzere; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi durumunda dava zamanaşımı, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği tarihte durmaya başlayıp, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde yeni suç işlendiği veya denetimli serbestlik tedbiri yükümlülüklerine aykırı davranıldığı tarihte yeniden işlemeye başlayacaktır. Anayasa"nın 38/4 ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6/2. maddelerinde düzenlenmiş bulunan "masumiyet karinesi" gereğince suçluluğu kanunen sabit oluncaya kadar herkesin masum sayılacağı cihetle, hükmün açıklanabilmesi için denetim süresi içinde işlendiği ihbar olunan kasıtlı suçla ilgili mahkûmiyet kararının kesinleşmiş olması gözetilmelidir.

    İncelenen dosyada;
    Sanık ... Çito"nun, 04/07/2004 tarihinde işlediği iddia olunan silahla tehdit ve 6136 sayılı Kanuna aykırılık suçları nedeniyle, 765 sayılı TCK"nın 191/2, 466/1, 36, 6136 sayılı Kanun"un 15/1.. maddeleri uyarınca yargılanıp cezalandırılması talebiyle kamu davası açıldığı, yargılama neticesinde İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 22/02/2011 tarihli ve 2004/1043 esas, 2011/100 sayılı kararıyla sanığın, 6136 sayılı Kanun"un 15/1 ve 765 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/2. maddeleri gereğince 6 ay hapis, 6 ay hapis ve 440,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verildiği, kararın 12/07/2011 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde 18/03/2013 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan mahkum edilmesinin ihbar edilmesi üzerine, İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 09/05/2019 tarihli ve 2019/62 esas, 2019/396 sayılı kararıyla 5271 sayılı Kanun"un 231/11. maddesi uyarınca hükümlerin açıklanması ile sanığın 6136 sayılı Kanun"un 15/1 ve 765 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/2. maddeleri gereğince 6 ay hapis, 6 ay hapis ve 440,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına hükmolunduğu, kararın, kanun yoluna müracaat edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır.

    Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
    Silahla tehdit ve 6136 sayılı Kanuna aykırılık suçlarına konu eylemlerin tarihinin 04/07/2004 olduğu ve bahsi geçen suçların 765 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 102/4 ve 104/2. maddelerine göre 5 yıllık olağan zamanaşımı ile 7 yıl 6 aylık olağanüstü dava zamanaşımı süresine tâbi bulunduğu, sanık hakkında verilen 22/02/2011 tarihli hükümlerin açıklanmasının geri bırakılması kararının, 12/07/2011 tarihinde kesinleştiği, sanığın denetim süresi içinde 18/03/2013 tarihinde yeni bir kasıtlı suç işlediği ve bu suça ilişkin mahkûmiyet hükmünün de kesinleştiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile duran dava zamanaşımının denetim süresinde işlenen yeni suç tarihinden itibaren yeniden işlemeye başladığının anlaşılması karşısında; suç tarihine göre sanığın eylemlerine uyan 765 sayılı Kanunun 191/2 ve 6136 sayılı Kanunun 15/1. maddelerinde öngörülen hapis cezalarının
    miktarı ve nev’i itibariyle tabi olduğu 765 sayılı Kanun"un 102/4 ve 104/2. maddeleriyle, suç tarihinden sonra 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın silahla tehdit suçuna karşılık gelen 106/2-a ile 6136 sayılı Kanunun 15/1. maddelerinin zamanaşımı yönünden tabi olduğu 5237 sayılı TCK"nın 66/1-e, 2, 67/4. maddelerinin ayrı ayrı ve bir bütün olarak uygulanması sonucu, 5237 sayılı Kanun"un 7/2, 5252 sayılı Kanun"un 9/3. maddeleri ışığında, dava zamanaşımı bakımından 765 sayılı Kanun hükümlerinin sanık yararına olduğu ve 765 sayılı TCK"nın 102/4, 104/2. maddelerine göre hesaplanan, zamanaşımını son kesme nedeni olan 06.10.2007 tarihindeki savunmadan itibaren 5 yıllık olağan ve suç tarihinden itibaren 7 yıl 6 aylık olağanüstü dava zamanaşımına, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmesinden, deneme süresinde işlenen suç tarihine kadar geçen durma süresi de eklendikten sonra, daha önce açıklanması geri bırakılan hükümlerin açıklandığı 09.05.2019 tarihinden önce olağan ve olağanüstü dava zamanaşımının gerçekleştiği gözetilmeden, sanığın silahla tehdit ve 6136 sayılı Kanuna aykırılık suçlarından cezalandırılmasına dair, İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 09/05/2019 tarihli ve 2019/62 esas, 2019/396 sayılı kararında isabet bulunmadığı anlaşılmıştır.

    IV- Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    1)Kanun yararına bozma istemine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarnamede yer alan bozma nedeni yerinde görüldüğünden, sanık hakkında silahla tehdit ve 6136 sayılı Kanuna aykırılık suçlarından kurulan, İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 09/05/2019 tarihli ve 2019/62 esas, 2019/396 sayılı kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    2)Karardaki hukuka aykırılık sanığın cezalarının kaldırılmasını gerektirmekle, aynı Kanun maddesinin 4-d fıkrası uyarınca,
    Sanığın silahla tehdit ve 6136 sayılı Kanuna aykırılık suçlarından mahkumiyetine dair hüküm fıkralarının,
    "a)Dava zamanaşımı bakımından 765 sayılı Kanun hükümlerinin sanık yararına olması karşısında, 765 sayılı TCK"nın 102/4, 104/2. maddelerine göre hesaplanan, zamanaşımını son kesme nedeni olan 06.10.2007 tarihindeki savunmadan itibaren 5 yıllık olağan ve suç tarihinden itibaren 7 yıl 6 aylık olağanüstü dava zamanaşımına, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmesinden, deneme süresinde işlenen suç tarihine kadar geçen durma süresi de eklendikten sonra, hükümlerden önce olağan ve olağanüstü dava zamanaşımının gerçekleştiği anlaşıldığından, 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddesi uyarınca KAMU DAVALARININ DÜŞMESİNE,
    b)Yargılama giderlerinin kamu üzerinde bırakılmasına," şeklinde DÜZELTİLMESİNE, 06/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi