5. Hukuk Dairesi 2020/9996 E. , 2021/3688 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl ve birleştirilen dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Asıl davanın husumetten reddine, birleştirilen davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, birleştirilen dosya davalısı ... vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Asıl ve birleştirilen dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece uyulan bozma kararı uyarınca inceleme ve işlem yapılarak asıl davanın husumetten reddine ve birleştirilen davanın kabulüne dair verilen karar, birleştirilen dosya davalısı İstanbul Büyükşehir Belediyesi vekilince temyiz edilmiştir.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığına karşı açılan asıl davanın husumetten reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği gibi ;İstanbul Büyükşehir Belediyesine karşı açılan birleştirilen davada arsa niteliğindeki Üsküdar İlçesi, Abdullahağa Mahallesi 691 ada 27 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibariyle doğru ise de, bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
Kamulaştırma Kanununun 11/1-g maddesine göre arsa niteliğindeki taşınmazlara değer biçilirken dava konusu taşınmaz ile emsalin zaruret olmadıkça yakın bölgelerde ve benzer yüzölçümlü olması, değerlendirme tarihine yakın satışların emsal alınması ve kamulaştırma gününden önceki özel amacı olmayan satışlara göre değer biçilmesi gerekir.
1-Hükme esas raporda; bilirkişi kurulunca emsal alınan taşınmazların satışına ilişkin akit tabloları Tapu Müdürlüğünden istenilip,emsal alınan taşınmaz ile dava konusu taşınmazın 2017 yılında, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m2 değerleri ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Müdürlüğünden getirtilip, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibariyle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazın ise bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibariyle fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi oldukları ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup, alınacak cevaplara göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmadığı gibi;
Emsal olarak esas alınan ... Mahallesi 239 ada 121 parsel ve ... Mahallesi 253 ada 122 parsel sayılı taşınmazlar, farklı mahallede olup dava konusu taşınmazdan farklı yer ve özellikte olduğundan taşınmaza emsal olacak nitelikte olmadığı ve emsal alınan satışlar işhanı ve banka şubesi nitelikli taşınmazlara ait olup her ne kadar yapının değeri hesaplanıp satış bedelinden düşülmüş ise de taşınmazın değeri içerisinde dükkanın ticari değeri bulunduğundan söz konusu ticari amaçlı satışın değerlendirmede esas alınması nedeniyle rapor inandırıcı ve hüküm kurmaya elverişli değildir.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2- Hükmedilen bedele birleştirilen dava tarihi olan 28.09.2017 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerekirken faiz başlangıç tarihinin açıkça gösterilmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Birleştirilen dosya davalısı İstanbul Büyükşehir Belediyesi vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve aşağıda yazılı kalan temyize başvurma harcının alınarak Hazineye irad kaydedilmesine, 18/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.