Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/24175
Karar No: 2019/22632
Karar Tarihi: 05.12.2019

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/24175 Esas 2019/22632 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2016/24175 E.  ,  2019/22632 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, davacının davalı şirkette 12/09/2005-11/06/2009 tarihleri arasında çalıştığını, davacıya sözleşmeye göre ödenecek günlük ücretin 40,00 TL olduğunu, 2008 yılı Eylül ayından sonra ödenen ücretten sigorta gideri adı altında her ay 125,00 TL kesilmesi üzerine davacının duruma itiraz ettiğini ve 11/06/2009 tarihinde işine son verildiğini öne sürerek 08/09/2008-11/06/2009 tarihleri arasında ücretten haksız olarak yapılan kesintinin iadesi ile kıdem tazminatı alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere göre bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı gerekçe ile ücretten haksız olarak yapılan kesintinin iadesi talebinin reddine, kıdem tazminatı talebinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle temyiz nedenlerine göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Taraflar arasında davacının hizmet süresi konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Somut uyuşmazlıkta; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının davalıya ait işyerinde 718 gün çalışması bulunduğu kabulüne göre hesaplama yapılmış ise de; çalışma süresinin hatalı dikkate alındığı ve bilirkişi raporunda kabul edilen sürenin denetime elverişli olmadığı anlaşılmaktadır.
    Şöyle ki; davacının açtığı hizmet tespiti davasında ... İş Mahkemesi’nin 15.01.2015 tarih, 2009/230 esas ve 2015/7 karar sayılı ilamı ile davacının 2005/9-2008/9 tarihleri arasında Sosyal Güvenlik Kurumu"na bildirilmeyen 660 gün hizmet süresi olduğu belirlenmiş olup, sözü edilen karar davalılar temyizi üzerine Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 18.06.2015 tarih, 2015/5495 esas ve 2015/12240 karar sayılı ilamı ile onanmıştır. İlgili döneme ilişkin olarak sigortalı hizmet cetvelinin incelenmesinde, davacının 2005/9-2008/9 tarihleri arasında işverence Sosyal Güvenlik Kurumu"na bildirilen bir çalışma süresi olmadığı görülmektedir. Buna karşın, ilgili dönem için Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda hizmet tespiti davası ile belirlenen ve kesinleşen 660 gün çalışma süresi yerine 718 gün sürenin dikkate alınmasının nedeni anlaşılamamış olup rapor bu yönüyle denetime elverişli değildir.
    Öte yandan, davacının hizmet tespiti davası ile belirlenen çalışma süresi dışında davalıya ait işyerinde 8.9.2008-12.6.2009 tarihleri arasında da çalışması bulunmakta olup bu tarihler arasındaki çalışmanın davalı işverence Sosyal Güvenlik Kurumu"na bildiriminin zaten yapılmış olduğu görülmektedir. Ne var ki; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu dönem çalışma süresinin hiç dikkate alınmadığı görülmektedir.
    Şu halde; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda denetime elverişsiz şekilde davacının 2005/9-2008/9 tarihleri arasındaki çalışması süresi 718 gün olarak kabul edilmiş ve işverence sigortaya bildirilen 08.09.2008-12.06.2009 tarihleri arasındaki süre ise hiç dikkate alınmamıştır.
    Açıklanan nedenle; Mahkemece, yukarıdaki eksiklikleri gidermeye yönelik olarak yeniden denetime elverişli olacak şekilde bilirkişi raporu alınmalı sonucuna göre kıdem tazminatı hesaplanmalıdır.
    Mahkemece bu husus gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    3- Taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık; 08/09/2008-11/06/2009 tarihleri arasında her ay davacının ücretinden 125,00 TL haksız şekilde yapılan bir kesinti olup olmadığı buna göre davacıya ödenmesi gereken ücret alacağı bulunup bulunmadığı noktasındadır.
    Mahkemece, ücret bordrolarına göre davacının ücretinden bir kesinti yapılmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma hüküm kurmaya elverişli değildir.
    Mahkemece davacının uyuşmazlık konusu dönemde günlük brüt 40,00 TL ücret ile çalıştığı kabul edilmiştir. Oysa uyuşmazlık konusu dönem bakımından ücret bordroları incelendiğinde, bordroların asgari ücrete göre bulunan günlük ücret miktarına göre hazırlanmış olduğu görülmektedir. (2008 yılında günlük brüt 21.29 TL, 2009 yılında günlük brüt 22,2 TL) Dolayısıyla ücret bordroları davacının ücretin tam olarak ödendiğini ispata elverişli değildir.
    Öte yandan; davacı, dosya içerisinde bulunan cari personel föyleri ile her ay ücretinden 125,00 TL kesinti yapıldığının açık olduğunu iddia etmiş, ayrıca ücret ödemesinin 2008 yılının 9. ayından itibaren ... Katılım Bankası ... Şubesi aracılığıyla ödendiğini beyan etmiştir.
    Mahkemece ücretin miktarını ispatla işçinin ancak belirlenen günlük ücretin ödendiğini ispatla yükümlü olanın işveren olduğu gözönünde tutularak, öncelikle davacının ücretinin ödendiği banka hesap kayıtları temin edilmeli, banka kayıtları ile dosya içerisinde bulunan cari personel föyleri, ücret ödeme belgeleri ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek davacının uyuşmazlık konusu dönemde belirlenen çalışma süresine göre günlük brüt 40,00 TL ücretinin işverence tam olarak ödenip ödenmediği belirlenmeli, sonucuna göre ve taleple bağlı kalınarak ücret alacağı talebi hakkında bir karar verilmelidir.
    Mahkemece bu husus gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının talep halinde ilgililere iadesine, 05.12.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi