5. Ceza Dairesi Esas No: 2014/8741 Karar No: 2015/17241 Karar Tarihi: 10.12.2015
Zimmet - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2014/8741 Esas 2015/17241 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanıklar, polis memurları olarak çalışırken, hurdacılık yapan bir mağdurun kayıp altın ve bileziklerini hasarsız teslim etmişler ancak belge düzenlemeden ve kayıt altına alınmasını sağlamadan mal edinmişlerdir. Mahkeme, atılı zimmet suçunun tüm unsurlarının oluşmaması nedeniyle sanıkların beraatine karar verilmesi gerektiğini ancak yanılgılı değerlendirme ile basit zimmetten suçlu bulunmaları gerektiğine hükmetmiştir. Sanıkların cezalarında ise suç tarihindeki ekonomik koşullar ve zimmete konu altınların yaklaşık değerinin az olması nedeniyle TCK'nın 249. maddesi uyarınca indirim yapılması gerektiği gözden kaçırılmıştır. Ayrıca, suçu TCK'nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen sanıklar hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna karar verilmemesi de eksiklik olarak belirtilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri ise şöyledir: CMUK'nın 310, 317, 321 ve 326. maddeleri ile TCK'nın 249, 53/1-a ve 53/5. maddeleri.
5. Ceza Dairesi 2014/8741 E. , 2015/17241 K. "İçtihat Metni"
Tebliğname No : 5 - 2014/132694
İNCELENEN KARARIN; MAHKEMESİ : Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi TARİHİ : 27/11/2012 NUMARASI : 2010/401 Esas, 2012/375 Karar SUÇ : Zimmet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi; 26/02/2012 günü usulüne uygun olarak tebliğ edilen hükmün müşteki Hazine vekili tarafından CMUK"nın 310. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süreden sonra 20/03/2014 tarihinde temyiz edildiği anlaşılmakla, süresinde yapılmayan temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK"nın 317. maddesi gereğince REDDİYLE, incelemenin sanıklar müdafıilerin temyiz itirazları ile sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü: Bağcılar İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliğinde polis memuru olan sanıkların, hurdacılık yapan mağdurun bulduğunu söylediği altın ve bileziklerin hırsızlık konusu olabileceğinin isimsiz biri tarafından ihbar edilmesi üzerine olayı araştırmakla görevlendirildikleri, evine gittikleri mağdurun çöpte bularak tanık yengesine teslim ettiğini ileri sürdüğü beş adet bilezik ile bir adet yarım altını ondan teslim aldıkları halde hiç bir belge düzenlemeden mal edindikleri iddia ve kabul edilmiş ise de; zimmetin konusunu belirli bir değere sahip para, para yerine geçen belge veya senetler ile sair malların oluşturduğu, bu suçun sanığın görevi gereği ve yasal olarak kendisine tevdii olunan malların haksız bir şekilde mal edinmesiyle oluşacağı, mal edinme sonucunda failin mal varlığındaki artış kadar, idarenin zarara uğraması veya zarar olasılığıyla karşı karşıya kalmasının şart olduğu, zarar doğurmayan veya zarar olasılığı bulunmayan eylemlerin zimmet olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı, somut olayda suça konu eşyalar ele geçirilemediğinden, sanıklara teslimi sırasında veya daha sonra bir değere sahip olup olmadıklarının belirlenemediği, altın olduklarını gösteren kesin maddi kanıt veya tanık anlatımının bulunmadığı, mağdurun bunları çöpte bulduğuna ilişkin beyanı nedeniyle kaynağına bakılarak da değerinin saptanamayacağı, bu durumda atılı suçun konusu olabilecek bir malın varlığı ve sanıklara teslim edildikleri konusunun, dolayısıyla zarar veya riskinin oluşup oluşmadığının kuşkulu kaldığı nazara alındığında atılı zimmet suçunun tüm unsurlarının oluşmaması nedeniyle beraatleri yerine yanılgılı değerlendirme ile yazılı biçimde mahkumiyet hükümleri kurulması, Kabule göre de; Sanıkların mağdurdan teslim aldıkları altınları belge düzenlemeden ve kayıt altına alınmasını sağlamadan mal edinme eylemlerinin, ilgilisinin beyanının alınması ve daire dışı inceleme sonucu ortaya çıkarılması nedeniyle nitelikli zimmet suçunu oluşturduğu gözetilmeden basit zimmetten hüküm kurulması, Mağdur İ.. A.."ın suça konu altınlardan bir tanesini kuyumcuya götürdüğünde değerinin 900 ila 1.000 TL arasında değişeceğini söylendiğini beyan etmesi ve toplam sayısı karşısında, suç tarihindeki ekonomik koşullara, paranın satın alma gücüne ve Dairemiz uygulamalarına göre zimmete konu altınların ortaya çıkan yaklaşık değerinin az olması nedeniyle sanıkların cezalarında TCK"nın 249. maddesi uyarınca indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, Yüklenen suçu TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen sanıklar hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna karar verilmemesi, Anayasa Mahkemesinin hükümden sonra 08/10/2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı Kararı ile TCK"nın 53. maddesinde yer alan bazı ibarelerin iptaline ilişkin kararının dikkate alınamaması, Kanuna aykırı ve sanıklar müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 10/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.