14. Hukuk Dairesi 2015/10337 E. , 2018/2894 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 01.09.2008 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesine dayanılarak açılmış geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir.
Davacı, genel yola çıkmak için yeterli yolu bulunmayan dava konusu 311 ada 22 parsel sayılı taşınmazı için geçit hakkı kurulmasını istemiştir.
Davalı ..., davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile, 09.05.2014 tarihli fen bilirkişilerinin raporunda ... Merkez Aksu Mahallesi 311 Ada 27 parsel içinde kalan krokide K harfi ve kırmızı renkte gösterilen 27,32 m2 lik yer ve devamında paşaarkı denilen yerde kalan krokide L harfi ve sarı renkle gösterilen 13,04 m2 lik yer ve devamında 634 Ada 5 nolu parselde kalan krokide M harfi ve yeşil renkle gösterilen 10,07 m2 lik yerden daha önce tesis edilen geçit irtifakına ilave olarak 311 Ada 22 parsel lehine geçit irtifakı tesisine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı Hazine ve davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergâh saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazların kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi olanaklı değil ise bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilecekse, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Saptanacak bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir.
Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin saptanmasından sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 maddesi uyarınca tapu siciline kaydı da gereklidir.
Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
Somut olaya gelince;
Mahkemece, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/772 Esas-2008/332 Karar sayılı ilamı ile 337 ada 4 parsel sayılı taşınmaz lehine 634 ada 4 parsel sayılı taşınmaz ile 311 ada 22, 27 ve 4 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine tesis edilen geçit hakkına ilave suretiyle geçit hakkı kurulması doğru değildir. ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/772 Esas-2008/332 Karar sayılı ilamı ile aleyhine geçit hakkı kurulmasına karar verilen taşınmaz maliklerinin geçit yükü ağırlaşacağından, aleyhine geçit hakkı kurulan taşınmaz malikleri lehine de bedele hükmedilmeli; davacıya ait taşınmaz lehine, 09.05.2014 tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide belirlenen güzergaha, anılan mahkeme kararı ile hüküm altına alınan güzergah ilave edilmeksizin bağımsız olarak geçit hakkı kurulmak suretiyle karar verilmelidir.
Mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine ve davalı ... vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde davacıya iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 10.04.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.