9. Hukuk Dairesi 2018/2794 E. , 2018/23788 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 30. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : 25. İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve sendikal tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın işe iade yönünden kabulüne, sendikal tazminat yönünden ise, reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı taraflar avukatları istinaf başvurusunda bulunmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi;
A-Davalı avukatının istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir.
B-Davacı avukatının istinaf başvurusunu kabul ederek, sendikal tazminata hükmetmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi"nin kararı süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A)Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; "Müvekkilinin 24.08.2015- 25.03.2016 tarihleri arasında davalı şirket nezdinde şekerleme imal işçisi çalıştığını, ancak işe giriş bildiriminin ..."ya geç yapıldığını, 25.03.2016 tarihinde iş akdine son verildiğini, feshin asıl nedenin sendikaya üye olması olduğunu, zira 20.11.2015 tarihinde iş kazasına maruz kalan, gece vardiyasında 7,5 saatten fazla çalıştırılan, ustabaşılar tarafından sindirilmeye çalışılan davacının Diske bağlı ... Sendikasına üye olduğunu ve sendikal faaliyetlere başladığını, sendikada yönetim kurulu üyesi olan davacının bu faaliyetlerden sonra müvekkilin sendika üyeliğini öğrenen işverenin, performans yetersizliği şeklindeki gerçek olmayan nedenle iş akdini feshettiğini" iddia ederek feshin geçersizliği ile müvekkilinin işe iadesini, 6356 sayılı Yasanın 25/5. maddesi uyarınca bir yıldan az olmamak üzere sendikal tazminat ödenmesini talep etmiştir.
B)Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; "davacının sendika üyesi olup olmadığının veya hangi sendikaya üye olduğunun bilinmesinin mümkün olmadığından sendikal tazminat şartlarının bulunmadığını, işyerinde yetki almış bir sendika da bulunmadığını, işverenlikçe yapılan performans incelemelerinde davacının hedefleri gerçekleştiremediğinin, haklı veya geçerli nedeni olmamasına rağmen aynı işi yapan işçiler ile aynı iş sonuçlarını sağlayamadığının tespit edildiğini, performansını ve çalışmasını iyileştirmesi için yöneticiler tarafından pek çok kez sözlü ihtarlar verilmesine karşın davacının performansında hiçbir düzelme olmadığını, bu durumun diğer çalışanların iş yüküü artırarak işyerinde olumsuzluklara neden olduğunu, sözlü uyarı şeklinde son çare ilkesine uyulduğunu ancak davacının taahhüt ettiği performansı kendisine verilen sürede gerçekleştiremediğini" savunarak davanın reddinin talep etmiştir.
C) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk derece mahkemesince, “…Sendikanın verdiği cevabi yazıya göre davalıya ait işyerinde 15 adet sendika üyesinden 4 adedi (% 26 sı) çıkarılmış olup, bunların aynı tarihte çıkarıldığı ve bu süreçte başkaca (sendikalı olmayan) hiçbir işçi çıkarılmadığı yönünde bilgi mevcut değildir.
Tüm bu deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacının feshin sendikal nedenle yapıldığı yönündeki iddiasını inandırıcı bir şekilde yasal deliller de gözetilerek kanıtlayamadığı vicdani kanaatine varılmıştır.
Fesih bildiriminin açık olmadığı ve davacının verimliliğine veya davranışına dayanan geçerli nedenle fesihten önce savunma alınmadığı, performans değerlendirme sisteminin bulunmadığı ve işçiye tebliğ edilmediği, fesih bildiriminde yer almamakla birikte cevap dilekçesinde fesih gerekçesi yapılan davacının performansına ilişkin olarak objektif sistem oluşturulduğuna ve değerlendirmenin rasyonal şekilde yapıldığına dair belgeler sunulmadığı, davacının yeterli olmadığı kabul edilse dahi, esaslı olsa bile davacıya İş Kanunu"nun 22. madde çerçevesinde usulüne uygun olarak herhangi bir teklif yapılmadığı ve bu bağlamda fesihte son çare ilkesine uyulmadığı sonucuna varılmaktadır. Bu durumda yukarıda açıklandığı şekilde davalının üzerine düşen ispat yükümlülüğünü yerine getiremediği görülmekle mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre davacının işe iadesine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış, bunun dışındaki iddia ve savunmalara dosya kapsamındaki deliller karşısında itibar etmenin mümkün olmadığı ve sonuca etkili olmadığı da değerlendirilerek mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının işe iadesine ve sendikal fesih talebinin reddine karar vermiştir.
Ç) İstinaf başvurusu :
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, taraflar istinaf başvurusunda bulunmuştur.
D) İstinaf Sebepleri:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Davacının davalı işyerinde çalışırken iş akdinin sendikal nedenle feshedildiğini, davacının işe girdikten sonra 30/09/2015 tarihinde ... Sendikasına üye olup sendikanın denetim kurulu üyeliğine seçildiğini, davacının işe girdikten sonra işyerinde sendikanın konuşulmaya başlandığını, davacının sendikal hareketleri nedeniyle işten çıkarıldığını, sendikal tazminat talebinin kabul edilmesi gerektiğini beyanla istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Davacının performansının düşük olması nedeniyle işveren tarafından işten çıkarıldığını davacının iş akdinin feshinde sendikal herhangi bir yönün bulunmadığı, davacının sendikal fesih iddiasını ispatlayamadığı, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın tümden reddine karar verilmesi gerektiğini beyanla istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
E) Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge adliye mahkemesince, “Davacının iş akdi, işveren tarafından yazılı fesih bildirimi ile performans kriterlerini sağlayamadığı gerekçesiyle geçerli nedene dayanılarak 25/03/2016 tarihli yazılı fesih bildirimi ile feshedilmiştir. Bu fesih nedenine rağmen 4857 sayılı Yasanın 19/2. maddesinde düzenlenen geçerli fesih halinde davacının savunmasının alınması yasal zorunluluğuna uyulmadan davacının iş akdinin feshedilmiş olması nedeniyle salt bu nedenle davacının işe iadesi gerekmekte olup ilk derece mahkemesi kararı bu yönden doğru olduğundan davalı tarafın bu yönü kapsayan istinaf başvurusuna itibar edilmemiştir.
Sendikal fesih iddiasında; davacı işçinin davalı işyerinde 05/09/2015 tarihinde işe girdikten sonra hemen 30/09/2015 tarihinde ... Gıda İş Sendikası"na üye olduğu, sendikaya üye olduktan sonra davacının sendika içindeki faaliyetleri nedeniyle sendikanın denetim kurulu üyeliğine 29/11/2015 tarihinde seçildiği, dinlenen davacı tanığı ..."ın beyanına göre davalı işyerinde davacının işe girmesinden sonra sendikal konuşmaların başlandığı, sendikal özgürlük kapsamında ilk hareketlerin ve diğer işçilere sendikal bilgi verilmesinin davacının öncülüğünde oluşmaya başladığı, davalı işyerinde sendikal örgütlenmenin işveren tarafından engellenmeye çalışıldığını, davacı tanığı Türkiye Gıda İşçileri Sendikasının ... temsilcisi ... tarafından da doğrulandığı sabit olduğu, davalı işverenin işyerinde sendikal örgütlenmenin önüne geçmek amacıyla davacı işçinin iş akdini sona erdirdiği anlaşıldığından, davacı tarafın sendikal tazminat talebinin kabulüne karar vermek gerektiği, bu nedenle HMK.nın 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine, davacının başvurusu ve davalı işverence işe başlatılması veya başlatılmaması şartına bağlı olmaksızın, ödenmesi gereken sendikal tazminat miktarının fesih nedeni dikkate alınarak, takdiren 1 yıllık brüt ücreti olarak tespitine, davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin gerektiğine dair karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle, ilk derece mahkemesinin karar ve gerekçesinin yerinde olmadığına, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulüne ve davacının iş akdinin sendikal nedenle feshedildiğine karar verilmiştir.
F) Temyiz Başvurusu :
Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı davalı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
G) Gerekçe:
Davacı, iş akdinin sendikal nedenle feshedildiğini iddia etmiş, bu iddiasını da davalı işyerine girdikten sonra sendikal faaliyetler hakkında konuşulduğu ve davalı işyerinin sendikal faaliyetleri engellemeye çalıştığı hususlarına dayandırmıştır.
Her ne kadar bölge adliye mahkemesince, davacının iş akdinin sendikal nedenle feshedildiğine karar verilmiş ise de, gerekçede yer alan 27/04/2010 tarihli olayın davacının iş akdinin feshinden yaklaşık 1 ay sonra meydana geldiği, fesihten sonra meydana gelen olayın feshin sendikal nedenle yapıldığına delil olmayacağı anlaşılmakla; Bölge Adliye Mahkemesi’nin temyiz edilen kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve Dairemizce 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/3. maddesi uyarınca aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
H) HÜKÜM:
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Bölge Adliye Mahkemesi’nin temyiz edilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın kabulü ile, feshin geçersizliğine, davacının davalı işveren nezdindeki İŞİNE İADESİNE,
3-Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni ve davacının talebi de dikkate alınarak takdiren davacının 4 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4-Davacının işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının tahsilinin gerektiğinin TESPİTİNE,
5- Davacı vekille temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. uyarınca belirlenen 2.180,00 TL. maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6- Alınması gereken 35,90 TL. karar-ilam harcından, 29,20 TL. peşin harcın mahsubu ile 6,70 TL. bakiye karar-ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Davacının yaptığı harçlar dahil toplam 307,70 TL. yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının varsa kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve isteği halinde ilgilisine iadesine,
9-Yatırdığı temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,
10-Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, Kesin olarak 20.12.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
SL