17. Hukuk Dairesi 2018/3776 E. , 2019/2639 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Asıl ve birleştirilen dosyada davacılar vekili, davalı ... Tur. A.Ş.’nin işleteni olduğu, davalı ... idaresindeki otobüsün, davalı ... idaresinde bulunan aracın önünü keserek tartıştıkları sırada başka bir araçla yolculuk yaparken olayı görerek olay yerine gelen davacılar desteği ... ve diğer yayalara davalı ... idaresinde bulunan aracın çarpması sonucu davacıların desteğinin vefat ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, davacı eş ... için 10.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi, çocuklar için ayrı ayrı 3.500,00 TL maddi, 1.500,00 TL manevi, desteğin anne ve babası için ayrı ayrı 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, ayrı ayrı davanın reddini savunmuştur.
Yapılan yargılama sonucu davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm, davalı ... Sigorta A.Ş vekili, davalı ... Tur. A.Ş vekili ile davalı ... vekilinin temyizi üzerine, Dairemizin 27.05.2014 gün ve 2014/3515-2014/8453 sayılı ilamı ile bozulmuştur. Mahkemece, uyulmasına karar verilen bozma ilamı, toplanan delillere göre; asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece birleşen dosya davalısı otobüs maliki ... yönünden davacı desteği kazada vefat eden ...’un otobüs yolcusu olmaması nedeniyle TTK"nun 850 vd maddelerinde düzenlenen taşıma kurallarına göre taşıyan olarak doğan zarardan sorumluluğunun tartışılmasına gerek olmaması ve dava konusu kazanın kusur değerlendirmesinin muris yaya ... ile muris yayaya çarpan ...’a ait araç arasında yapılması gerektiğinden taşımacılık kurallarının burada geçerli olmadığı, davacı desteği kazada vefat eden otobüs yolcusu olmayan ...’un ölümünden otobüsün malikinin sorumlu tutulmasının mümkün olmaması gözetilek birleşen dosya davalısı ... yönünden davanın reddi gerekirken davacıların murislerinin ölüm sonucunun doğrudan kendi kusuru ile meydana gelmiş olması kazanın diğer tarafları olan davalıların murisin ölümünde kusurunun olmaması gerekçesi ile davanın reddine dair hatalı gerekçe ile hüküm kurulmuş ise de, sonuç itibarı ile birleşen davanın reddine dair verilen karar isabetli olup sonucu itibariyle doğru olan kararın HUMK.nun 438/9.maddesi uyarınca değişik bu gerekçeyle onanması gerekmiştir.
2-Asıl dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dairemizin 27.05.2014 gün ve 2014/3515-2014/8453 sayılı ilamında; “Dosya kapsamına göre davalı ... Tur. A.Ş"ne ait ... idaresindeki otobüsün, davalı ... idaresinde bulunan aracın önünü keserek tartıştıkları sırada olayı görerek olay yerine gelen davacılar desteği ... ve diğer yayalara davalı ... idaresinde bulunan aracın çarpması sonucu davacıların desteğinin vefat ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacılar desteği ve diğer yayaların tedbirsiz şekilde karayolu üzerinde bulunmaları nedeniyle %37.5 oranında, davalı otobüs sürücüsünün diğer aracı durdurmak için aracı ile karayolu üzerinde durarak yolu trafiğe kapatması nedeniyle %37.5 oranında, aracı ile yayalara çarpan davalı ...’un ise %25 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir. Dava konusu olay nedeniyle ... Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2010/330 E-2013/201K. Sayılı dosyasında sanıklar ..., ... ve ... hakkında yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna göre sanıkların kusurunun bulunmadığı, yayaların tam kusurları ile kazaya sebebiyet verdikleri gerekçesi ile sanıklar hakkında beraat kararı verilmiş olup dosyanın temyiz incelemesinde olduğu anlaşılmaktadır. Ceza Mahkemesi kararlarının Hukuk Mahkemesine etkisi Borçlar Kanununun 53. ve TBK.nun 74.maddesinde düzenlenmiş olup hukuk hakimi ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında esas bakımından ilke olarak bağımsız kılınmıştır. Borçlar Kanunu"nun 53.maddesinde, “Hakim, kusur olup olmadığına yahut haksız fiilin failinin temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için Ceza Hukukunun sorumluluğa ilişkin hükümleri ile bağlı olmadığı gibi Ceza Mahkemesinde verilen beraat kararı ile de mukayyet değildir. Bundan başka Ceza Mahkemesinin kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarının tayini hususunda dahi Hukuk Hâkimini takyit etmez” hükmü öngörülmüştür. Bu açık hüküm karşısında, Ceza Mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların Hukuk Hâkimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Ceza Mahkemesinde bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun Hukuk Mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir (Y.H.G.K. 11.10.1989 gün ve E.1989/11-373, K.472 sayılı ilamı). Bunun nedeni, ceza yargılamasındaki ispat araçları bakımından Ceza Hâkiminin Hukuk Hâkiminden çok daha elverişli konumda bulunmasıdır. O halde bir Ceza Mahkemesinin uyuşmazlık konusu olayın tespitine; diğer bir söyleyişle maddi olgulara ilişkin kesinleşmiş saptamasının, aynı konudaki Hukuk Mahkemesinde de kesin delil oluşturacağı açıktır. Hukuk Genel Kurulu - 2008/4-564 E, 2008/536 K. Açıklanan nedenlere her ne kadar hukuk mahkemesi hakimi ceza mahkemesi tarafından belirlenen kusur oranı ile bağlı değil ise de tespit edilen maddi olgular ile bağlı olup somut olay itibariyle maddi olgu bakımından da raporlar arasında çelişki meydana gelmiştir. Mahkemece ceza mahkemesi dosyasının sonucu beklenerek, yukarıda açıklanan hususlar hep birlikte tartışılarak varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” şeklinde belirtilen gerekçe ile yerel mahkemenin verdiği ilk hüküm bozulmuştur. Mahkemece, bozmaya uyulduktan sonra ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/330 E.sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde; meydana gelen trafik kazasında ölen davacılar murisi ..."un, kendi can güvenliğini tehlikeye atacak şekilde gece vakti uygun kıyafetler olmaksızın karşı yönden gelen araçlara ait kesime geçmek suretiyle kendi ölümüne sebebiyet verdiği, yani ölüm sonucunun davacılar murisinin gerekli tedbir önlemlerini almaksızın karşı yöne geçmesiyle meydana geldiği, bu nedenle de kazanın diğer tarafları olan davalıların murisin ölümünde kusurunun bulunmadığı hususunun maddi olgu olarak saptandığı ve saptanan bu hususun mahkemece yeniden tartışılamayacağı, böylelikle kusurları oranında davalılardan tazminat talebinde bulunabilecek olan davacıların, murislerinin ölüm sonucunun doğrudan kendi kusuru ile meydana gelmiş olması nedeniyle davalılardan tazminat talep edemeyecekleri gerekçesiyle de davanın reddine karar verilmiştir.
Oysa ki, davacı desteği kazada vefat eden ...’un otobüs yolcusu olmaması nedeniyle TTK"nun 850 vd maddelerinde düzenlenen taşıma kurallarına göre taşıyan olarak doğan zarardan sorumluluğunun bu davada tartışılmasına gerek olmadığı gibi dava konusu kazanın kusur değerlendirmesinin muris yaya ... ile muris yayaya çarpan ...’a ait araç arasında yapılması gerektiği ve taşımacılık kurallarının burada geçerli olmadığı göz önünde bulundurulduğunda davacı desteği kazada vefat eden otobüs yolcusu olmayan ...’un ölümünden otobüsün malikinin, sürücüsün, işletenin, sigortasının sorumlu tutulması mümkün değildir. O halde, mahkemece yapılacak iş; seçilecek uzman bilirkişi kurulundan alınacak bilirkişi raporu ile dava konusu muris yaya ...’un ölümüne sebep olan kazada muris yaya ... ile muris yayaya çarpan ...’a ait araç arasındaki kusur dağılımını, kazada vefat eden otobüs yolcusu ... mirasçılarının açtıkları tazminat davalarında alınan ve Dairemizce de oluşa uygun olduğu 07.03.2019 gün ve 2018/3453-2019/2635 sayılı ilam ile kabul edilen Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyeti tarafından tanzim edilen kusur raporunda muttevefa Müslüh’ün kazanın oluşumunda % 37.5, davalı ..." nın % 37,5, davalı ..." un % 25, ve davalı ..." nin kusursuz bulunduğu da güçlü delil kabul edilerek tüm dosya kapsamına göre hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenip sonucuna göre karar vermek olacaktır. Yazılı şekilde eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Bozma neden ve şekline göre, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin birleşen davaya ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile buna dair hükmün HUMK.nun 438/9. maddesi uyarınca gerekçesi değiştirilerek ONANMASINA,(2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile asıl davada verilen hükmün BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve aşağıda dökümü yazılı 8,50 TL kalan onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 07/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.