19. Hukuk Dairesi 2016/11684 E. , 2017/7358 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı, davalı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av... gelmiş olduğundan duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR-
Davacı vekili, davalı şirket ile dava dışı ... arasında 28.09.2006 tarihinde temsilcilik sözleşmesi imzalandığını, bu anlaşmaya göre davalının... ’dan getirdiği gübre ve kimyasal maddelerin Türkiye’deki satışlarından, satış bedeli üzerinden % 2 oranında komisyon ödenmesinin kararlaştırıldığını, 03.03.2008 tarihinde imzalanan ek sözleşme ile komisyon oranının % 2,5’a çıkarıldığını, ... ın davalı şirketten olan alacaklarını müvekkili şirkete temlik ettiğini, davalının aradaki sözleşmeyi feshettiğini, müvekkilinin davalıdan olan temlik edilen alacaklarının ödenmesini ihtarname ile istediğini, ödenmeyince ... 1. İcra Müdürlüğü’nün 2014/5442 esas sayılı icra dosyası ile takip başlattığını, davalının takibe itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptaline, takibin devamına ve % 20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ... ile olan sözleşmenin 09.08.2011 tarihinde feshedildiğini, ... a bir borcun olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, üç kişilik bilirkişi kurulu tarafından hazırlanan rapora itibar edildiği, davalı ile dava dışı ... arasındaki ilişkinin hukuki niteliğinin eski TTK’nun 116. maddesinde tanımı yapılan aracı acentelik yetkisi veren bir acentalık sözleşmesi olduğu, davalı ... ın iş bu acentelik sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarını davacı şirkete temlik ettiği, ancak davacı tarafın ticari defterlerinde temlik eden ... tan temlike konu 1.903.465,05 TL bir alacağının olduğuna dair bir kaydın bulunmadığı, bu sebeple bu temlikin muvazaalı olduğunun kabulü gerektiği, ... ile davacı şirketin iktisadi bütünlük içinde ortak menfaat grubu oluşturdukları, dava konusu alacağın sebepsiz olarak davacı şirkete temlik edildiği, ... la imzalanan 2006 tarihli sözleşmenin 3/2. maddesinde her ayın beşinde önceki ayda yapılan satışların hesaplanacağı, bu satışlar karşılığı yapılan ödemelerin toplamı üzerinden ayın onuna kadar kesilecek fatura karşılığında yüklenici olan ... a ödeme yapılacağının belirlendiği, bu hükümlerin tarafları bağlayıcı nitelikte olduğu, ... ın sözleşme kapsamında davalıya kestiği 4 adet faturanın toplam 61.188,40 TL bedelinin ödendiği, öyleyse başkaca faturanın bulunmaması halinde sözleşme konusu bir alacağın da olmayacağı, öte yandan davaya konu acentelik komisyon ücretinin ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/280 esas sayılı dava dosyasında iktisadi ve ticari bütünlük içerisinde yer alan ve ortak menfaat grubunu oluşturan şirkete ödenmiş olduğu, zira davalı şirketin dava dışı... Ltd. Şti. ile 2002 yılında acentelik sözleşmesi var ve devam ederken dava dışı ... Ltd. Şti.’nin yetkili müdürü ve ortaklarının sıhri hısımı olan ... ile 2006 yılında ikinci bir acentelik sözleşmesini, dava dışı ... Ltd. Şti. ile imzalanan 2002 tarihli sözleşmenin iktisadi bütünlük içerisinde sona erdiğini düşünerek imzaladığı, açıklanan sebeplerle davalının icra takibine itirazının haklı olduğu, ancak davacının takip başlatmakta kötü niyetli olduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın ve davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Öte yandan yargılama aşamasında mahkemece 09.02.2015 tarihinde davalı aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmiş, iş bu ihtiyati haciz kararına davalı vekilince itiraz edilmiş, mahkemenin 02.04.2015 tarihli kararı ile “davalının mahkemenin 09.02.2015 tarihli ihtiyati haciz kararına itirazının reddine” karar verilmiş olup, ihtiyati haciz kararına itirazın reddine dair iş bu mahkeme kararı davalı vekilince süresinde temyiz edilmiştir.
(1) Davacı... Ltd. Şti., dava dışı ... ın davalı şirketten olan alacağını 15.08.2011 tarihinde temlik aldığını, temliğin davalıya ihbarına rağmen ödeme yapılmadığını, bunun üzerine takip başlatıldığını ve itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamak üzere itirazın iptali davasını açtıklarını ileri sürmüştür. Davacının talebi temlik alınan alacağa dayalı olduğundan öncelikle temlik tarihi itibariyle davalının dava dışı ... a bir borcunun bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekmektedir.
Dava dışı ... ın temlik tarihi itibariyle alacaklı olduğunun saptanması durumunda, davalının borcuna yönelik olarak temlikten sonra bir ödeme olup olmadığı, şayet ödemelerin 3. kişilere yapıldığı belirlenirse, temlik eden dava dışı... ın temlikin ihbarından önce, temlik alan davacı şirketin ise temlikin ihbarından sonra 3. kişilere ödeme talimatı olup olmadığı araştırılıp incelendikten sonra takip tarihindeki davacı alacağının belirlenmesi gerekmektedir.
Bu durumda mahkemece açıklanan hususlar dikkate alınarak iddia ve savunma doğrultusunda konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınarak rapor sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi, iktisadi bütünlük kavramından hareketle temlik eden dava dışı... ın ya da temlik alan davacı şirketin talimatı olmadan, dava dışı üçüncü kişilere yapılan ödemelerin temlik eden dava dışı ... ’ın davalı nezdinde oluşan alacağı için yapıldığının kabulü de isabetsizdir.
(2) İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK.nun 257. maddesi uyarınca alacağın muhtemel varlığına kanaat getirilmesi yeterli ise de alacaklının bu kanaati oluşturacak bilgi ve belgeleri talebine eklemesi gerekmektedir.
Somut olayda ihtiyati haciz talep tarihinde, alacağın muhtemel varlığını gösterecek nitelikte talep ekinde bilgi ve belge bulunmamaktadır. Bu nedenle ihtiyati haciz kararı yerinde olmadığından, borçlunun ihtiyati haciz kararına itiraz talebinin kabulü gerekirken ihtiyati hacze itirazın reddi yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıdaki (1) nolu bendde açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının esas hükme yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle borçlunun ihtiyati hacze itirazının reddine dair 02.04.2015 tarihli mahkeme ek kararının BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdiren 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 26/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.