Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: 1-Hükmün bozulması halinde davaya yeniden bakacak mahkemece taraflara bozmada belirtilen ve aleyhlerine sonuç doğuracak olan hususlarda beyanda bulunma, kendilerini savunma ve bu konudaki kanıtları sunma olanağı tanınmasının zorunlu olduğu dikkate alınmadan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesinin yollaması ile 1412 sayılı CMUK"un 326/1 (5271 sayılı CMK"nın 307/1) maddesine aykırı davranılarak duruşma açmadan, sanık ile katılanın bozma ilamına karşı beyanları alınmadan yazılı biçimde evrak üzerinden karar verilmesi, Kabule göre de; 3-Bozma ilamında, dolandırıcılık suçu yönünden; sanığın suç kastının bulunmaması sebebiyle beraat kararı verilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen, 5271 sayılı CMK’nın 223/2-c bendi yerine aynı Kanun’un 223/2-a bendi uyarınca beraat kararı verilmesi, 4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 14/4. maddesi uyarınca, kendisini vekil ile temsil ettirip hakkında beraat kararı verilen sanık yararına maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafii ile katılan ... vekilinin temyiz istemleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 28.10.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.