Esas No: 2021/3061
Karar No: 2022/1415
Karar Tarihi: 14.04.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/3061 Esas 2022/1415 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/3061 E. , 2022/1415 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/3061
Karar No : 2022/1415
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Kurulu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 10/02/2021 tarih ve E:2017/6535, K:2021/217 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile bu karara karşı yaptığı yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin aynı Kurulun … tarih ve … sayılı kararının iptali, bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 10/02/2021 tarih ve E:2017/6535, K:2021/217 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde, davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası ise ciddi görülmediğinden işin esasına geçildiği,
"Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacı hakkında silahlı terör örgütüne üyelik suçundan ceza davası açıldığı ve … Ağır Ceza Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında yargılamanın devam ettiğinin anlaşıldığı,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgüte müzahir dershaneye gittiğine, üniversitede örgüt evlerinde kaldığına, sınavlara örgütün hakim-savcı sınav çalışma evlerinde hazırlandığına, hakim adaylığı döneminde örgütün staj evlerinde kaldığına ve ev abiliği yaptığına, örgüte himmet verdiğine, kod adı kullandığına ve diğer hususlara yönelik kararda yer verilen ifadeler ile davacının bu ifadelere karşı beyanlarının ve Tokat Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 04/09/2019 tarihli dosya inceleme ve değerlendirme tutanağının değerlendirilmesi sonucunda, davacının beyanlarına itibar edilmeyerek FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararlarla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediği,
Dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediğinden davacının bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesine yönelik isteminin de reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine, 3600 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu meslekten çıkarma kararının, ceza hukuku anlamında bir ceza olduğu, 15 Temmuz 2016 tarihi öncesi veya en erken tarih olarak 26 Mayıs 2016 tarihi öncesi yapılan yasal faaliyetlerin terör örgütü ile irtibat, iltisak veya üyeliğe dayanak yapılamayacağı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nde korunan birçok hakkın ihlal edildiği, bağımsızlık ve tarafsızlığına aykırı davrandığını gösteren tek bir somut bulgu bulunmadığı gibi, bu yönde ortaya konulmuş hiçbir iddianın da mevcut olmadığı, temyize konu kararın Danıştay içtihatlarıyla çeliştiği, temel haklara müdahalenin yasal dayanaktan yoksun olduğu, kanunilik ilkesinin, suç ve cezaların geçmişe yürümezliği ilkesinin ihlal edildiği, "iltisak veya irtibat" kavramlarının net ve belirgin olmadığı, keyfiliğe yol açacak nitelikte olduğu, itirafçı tanıkların beyanlarının gerçeklikten uzak, soyut beyanlar olduğu, darbe girişiminden yaklaşık 10 yıl önce gittiği dershane nedeniyle terör örgütü üyesi ilan edilmesinin ve bu husus gerekçe gösterilerek davanın reddedilmesinin hukuka aykırı olduğu, üniversite hayatı boyunca ailesinin yanında kaldığı, banka hesap hareketlerinden örgüte himmet vermediğinin açık olduğu, kod adı kullandığına dair tanık ifadesinden dönüldüğü, tanığa soru sorma hakkının elinden alındığı, tanığın ifadesinin tutanağa yanlış yazılmasına rağmen SEGBİS kayıtlarının incelenmediği, tedbirin ölçülü olmadığı, sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğine dair herhangi somut bir delil bulunmadığı, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülüklere uyulmadığı, çekirdek haklara müdahalede bulunulduğu, insan haklarının ihlal edildiği, davalı idare lehine hükmedilen vekalet ücretinin hak arama özgürlüğünü ihlal edecek mahiyette olduğu, adli yardım talebi kabul edildiği halde aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … 'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Öte yandan, UYAP ortamından yapılan inceleme sonucu davacı hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan … Ağır Ceza Mahkemesi nezdinde açılan ceza davasında, anılan Mahkemece verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı kararla, davacının 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Kurulumuzun karar tarihi itibarıyla söz konusu mahkumiyet kararının kesinleşmediği anlaşılmaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 10/02/2021 tarih ve E:2017/6535, K:2021/217 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderlerinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Dairesince müzekkere yazılmasına,
4. Kesin olarak, 14/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.