Esas No: 2021/5706
Karar No: 2022/2215
Karar Tarihi: 14.04.2022
Danıştay 5. Daire 2021/5706 Esas 2022/2215 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 5. Daire Başkanlığı 2021/5706 E. , 2022/2215 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/5706
Karar No : 2022/2215
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ...Başkanlığı / ...
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri Av. ...
Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdare Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davalı idare bünyesinde gelir uzmanı olarak görev yapmakta iken, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listesinde ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, kamu görevine iade edilmesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu'na yapılan başvurunun reddine ilişkin ...tarih ve ...sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararında; Uyap kayıtları üzerinde yapılan incelemede; davacının "silahlı terör örgütüne üye olma" suçlamasıyla yargılandığı davada .... Ağır Ceza Mahkemesinin ...tarihli ve E:..., K:...sayılı kararıyla davacı hakkında beraat kararı verildiği, söz konusu kararın kaldırılması istemiyle yapılan başvurunun ise ilgili istinaf dairesince henüz karara bağlanmadığı, anılan kararda davacının Bank Asya'daki hesap hareketliliklerinin örgüt liderinin çağrısı ile uyumlu olmadığının tespit edildiği, ara karara cevaben Müflis Asya Katılım Bankası A.Ş. tarafından dosyaya sunulan CD'nin incelenmesinden; davacı tarafından hesap açılış tarihinin 06/03/2013 olduğu, hesabında en son hesap hareketinin Ocak 2016 olduğu, davacının örgüt liderinin talimatından sonra ilk defa yeni bir hesap açmadığı gibi başka bankalardan tüketici kredisi kullanmak suretiyle anılan hesabına para yatırmadığı, Bankasya'da bulunan hesaba para yatırma işlemlerinin 29/05/2015 tarihi sonrasında, banka yönetimine TMSF tarafından el konulmasından sonra da devam ettiğinin görüldüğü, öte yandan davacının yargılandığı ceza mahkemesi kararında da "söz konusu Bank Asya hesap hareketlerinin örgüt liderinin talimatı ile uyumlu olmadığı" şeklindeki değerlendirme sonucunda davacı hakkında beraat kararı verildiği, mahkemelerince yapılan ara karara rağmen davalı idarece davacının örgüte irtibat veya iltisakını ortaya koyan başkaca herhangi bir bilgi veya belgenin sunulmadığı, ayrıca davacının FETÖ/PDY terör örgütü tarafından örgüt içi iletişimde kullanılan bylock, eagle, cacao gibi programları kullandığına ilişkin herhangi bir verinin bulunmadığı, davacının FETÖ/PDY'ye muzahir dernek, sendika gibi herhangi bir sivil toplum kuruluşunda üyelik kaydının da bulunmadığı, komisyon kararında belirtilen Kimse Yok mu Derneği'ne para gönderdiği ve SMS yolu ile para gönderdiği bilgisinin ise salt örgüte yardım maksadıyla gönderildiği anlamına gelmeyeceği ve bunun aksini ortaya koyan bilgi ve belgenin de davalı idarece dava dosyasına sunulmadığı anlaşıldığından, davacının kamu görevine iade edilmesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine dair işlemde hukuki isabet görülmediği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdare Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararıyla; dava dosyası ve UYAP kayıtlarının incelenmesinden, .... Ağır Ceza Mahkemesinin ...tarihli ve E:..., K:...sayılı kararı ile "...sanığın alınan savunmasında, Bank Asyayı faizsiz olduğu için birikimini burada yaptığını beyan ettiği, sanığa ait Bank Asya hesapları incelendiğinde, örgüt liderinin 2. talimatından sonra da 2016 yılında Bank Asyaya para yatırmaya devam ettiği, sanığın hesap hareketlerinin örgüt liderinin talimatı ile uyumlu olmadığı..." gerekçesiyle sanığın örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme kastının her türlü şüpheden uzak bir şekilde tespit edilemediği, böylece söz konusu banka kayıtlarının şüpheli hakkında örgüte yardım suçu yönünden aleyhe değerlendirilmediğinin görüldüğü, ancak davacının terör örgütüne yardım ettiğinin kabul edilemeyeceği açık olmakla birlikte; idarece, davacı hakkında yürütülen ceza yargılamasından bağımsız olarak Milli Güvenlik Kurulu'nca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplar ile irtibatının veya iltisakının bulunup bulunmadığı yönünde değerlendirme yapıldığı, bu itibarla davacının talimat dönemlerinde Bank Asya'ya para yatırdığı ve katılım hesapları açtığı dikkate alındığında, davacının FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibatının olduğu sonucuna varıldığı, dava konusu komisyon kararında; davacının FETÖ/PDY'ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle kapatılan Kimse Yok Mu Derneği'ne 01/05/2014-16/12/2015 tarihleri arasında 1.285,00 TL tutarında, ayrıca Ekim 2014-Nisan 2015 tarihleri arasında SMS yolu ile para gönderdiği bilgisinin bulunduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde; davacının FETÖ-PDY ile irtibatının/iltisakının varlığına kanaat getirilmesine yeterli düzeyde verinin dosyada mevcut olduğu, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılarak, istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, 2577 sayılı Kanunun değişik 45/4.maddesi uyarınca yeniden yapılan inceleme sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; hakkında silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan yapılan yargılama sonucunda Ceza Mahkemesince beraat kararı verildiği ve bu kararın kesinleştiği, sadakat yükümlülüğüne aykırı bir eyleminin bulunmadığı, 2004 yılında Türkiye Finans Katılım Bankası'nda işe başlaması üzerine maaş hesabının bu bankada bulunduğu, 8 ay sonrasında gelir uzmanı olarak İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı bünyesinde çalışmaya başladığı, yıllar boyunca aldığı maaşı faizsiz finans kurumu olması nedeniyle Türkiye Finans Katılım Bankası'nda değerlendirdiği, her ay maaşını bu bankaya aktararak tüm işlemleri ve birikimini bu banka aracılığıyla gerçekleştirdiği, 58 adet katılım hesabının bulunduğu, daha sonra çalıştığı iş yerine iki dakika yürüme mesafesinde Bank Asya Nuruosmaniye şubesinin açıldığı, bunun üzerine iş yerine çok yakın olması, işlemlerini gerçekleştirmek için kolaylıkla gidebilecek olması ve bankanın da faizsiz finans kurumu olması nedeniyle Türkiye Finans Katılım Bankası'ndaki hesabını kapatmak suretiyle bu bankada hesap açtırdığı, Bank Asya hesap hareketleri incelendiğinde, her ay aldığı maaşını diğer bankada da olduğu şekilde düzenli olarak Bank Asya müşteri hesabına aktardığı, Bank Asya hesabındaki parayla kredi kartı ödemelerini yaptığı, bu hesaptaki birikimlerini bir tür yatırım hesabı olan katılım hesaplarına aktararak değerlendirdiği, ayrıca kişisel borç alışverişlerinde kullandığı,14 Mart 2015'te gerçekleştirilen umre ibadetine ve Emlak Konuttan çıkan daireye ilişkin harcamalar yaptığı, bu nedenle anılan tarihlerden sonra çok fazla birikim yapamayıp borç ödemelerini gerçekleştirdiği, Bank Asya nezdindeki hesap hareketlerinin rutin bankacılık faaliyeti olduğu, örgüt talimatı ile ilgisi olmadığı, nitekim dava dosyasına sunduğu tüm belgelerden de anılan şubenin iş yerine yakınlığının ve umre ibadetine ve Emlak Konut ev bedeline ilişkin yapılan ödemelerin görülebileceği, anılan bankanın TMSFye devredilmesinden sonra da bankacılık faaliyetlerine devam ettiği, Kimse Yok Mu Derneği'ne insani yardım amacıyla para gönderdiği, örgüte finansal destek sağlamadığı, işe girdiği ilk zamandan beri farklı yardım kampanyaları bünyesinde yardımlar gönderdiği, mahallede yapılan Cami Derneği, Çocuk Esirgeme Kurumu gibi birçok ihtiyaç sahibine de elinden geldiğince yardımda bulunduğu belirtilerek Bölge İdare Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğu iddia edilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından; Bölge İdare Mahkemesi kararında usul ve esas bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı, davacının temyiz iddialarının 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uymadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Davacının temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY ve İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye'de 15 Temmuz 2016 gecesi, kendilerini “Yurtta Sulh Konseyi” olarak isimlendiren bir grup Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensubu tarafından, demokratik biçimde halk tarafından göreve getirilen Türkiye Büyük Millet Meclisini (TBMM), Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ve Cumhurbaşkanı'nı devirmek ve anayasal düzeni ortadan kaldırmak amacıyla darbe teşebbüsünde bulunulmuş, bu teşebbüs Türk Milleti tarafından akamete uğratılmıştır.
Anayasa'nın olay tarihinde yürürlükte bulunan 118. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca Milli Güvenlik Kurulu (MGK) tarafından 20/07/2016 tarihli toplantıda yapılan değerlendirmede, darbe teşebbüsünün TSK içindeki Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensupları tarafından başlatıldığı, bu örgütün kuruluş aşamasından itibaren etkisi altına aldığı eğitim kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, medya kuruluşları, ticari kuruluşlar ve kamu görevlileri aracılığıyla Milleti ve Devleti kontrol altında tutmayı amaçladığı belirtilmiştir.
MGK'nın anılan toplantısında "demokrasinin, hukuk devleti ilkesinin, vatandaşların hak ve özgürlüklerinin korunmasına yönelik tedbirlerin etkin bir şekilde uygulanabilmesi amacıyla" Hükûmete olağanüstü hâl ilan edilmesi tavsiyesinde bulunulması hususu kararlaştırılmıştır. Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu 20/07/2016 tarihinde, ülke genelinde 21/07/2016 Perşembe günü saat 01.00'den itibaren geçerli olmak üzere doksan gün süreyle olağanüstü hâl ilan edilmesine karar vermiştir. Anılan karar 21/07/2016 tarih ve 29777 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve aynı gün TBMM tarafından onaylanmıştır.
01/09/2016 tarih ve 29818 sayılı (Mükerrer) Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 672 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Kamu Personeline İlişkin Alınan Tedbirlere Dair Kanun Hükmünde Kararname'nin ''Kamu Personellerine İlişkin Tedbirler'' başlıklı 2. maddesinde: ''(1) Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti (Anayasa Mahkemesi'nin 24/06/2021 tarih ve E:2018/81, K:2021/45 sayılı kararıyla 7086 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun'un 1. maddesinin 1. fıkrasının birinci cümlesinde yer alan "...üyeliği, mensubiyeti veya..." ibaresinin iptaline karar verilmiştir.) veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan; a) Ekli (1) sayılı listede yer alan kişiler kamu görevinden, b) Ekli (2) sayılı listede yer alan kişiler Emniyet Genel Müdürlüğü teşkilatından, c) Ekli (3) sayılı listede yer alan kişiler Jandarma Genel Komutanlığı teşkilatından, ç) Ekli (4) sayılı listede yer alan kişiler Sahil Güvenlik Komutanlığı teşkilatından, başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın çıkarılmıştır. Bu kişilere ayrıca herhangi bir tebligat yapılmaz. Haklarında ayrıca özel kanun hükümlerine göre işlem tesis edilir.'' hükmüne yer verilmiştir.
Davacı, Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesinde gelir uzmanı olarak görev yapmakta iken, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listesinde ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılmış, kamu görevine iade edilmesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu'na yaptığı başvuru 20/09/2018 tarih ve 2018/35326 sayılı işlem ile reddedilmiştir.
Bunun üzerine, anılan kararın iptaline karar verilmesi istemiyle temyizen incelenen davayı açmıştır.
Diğer yandan, davacının ceza yargılaması sonucunda .... Ağır Ceza Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:... sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun (CMK) 223/2-e maddesi uyarınca beraatine karar verilmiş, Dairemizin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan beraat kararının temyiz edilmeden kesinleştiği görülmüştür.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca terör örgütlerine veya MGK'ca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen kamu görevlilerinin, “meslekten veya kamu görevinden çıkarılmasına" ilişkin kararlar, adli suç veya disiplin suçu işlenmesi karşılığında uygulanan yaptırımlardan farklı olarak terör örgütleri ile millî güvenliğe karşı faaliyette bulunduğu kabul edilen yapıların kamu kurum ve kuruluşlarındaki varlığını ortadan kaldırmayı amaçlayan “olağanüstü tedbir" niteliğindedir.
AİHM "demokratik bir devletin, memurlarından anayasal prensiplere sadakat göstermesini isteme hakkı bulunduğunu" belirtmektedir (Sidabras ve Džiautas/Litvanya, B. No: 55480/00 ve 59330/00, 27/07/2004, § 52; Volkmer/Almanya (k.k.), B. No: 39799/98, 22/11/2001; Petersen/Almanya, B. No: 39793/98, 22/11/2001). AİHM'e göre "kamu çalışanlarının devlete sadık kalmaları genel yararı korumakla ve güvence altına almakla yükümlü devlet otoriteleri ile çalışmalarının doğasında bulunan bir şarttır." (Sidabras ve Džiautas/Litvanya, B. No: 55480/00 ve 59330/00, 27/07/2004, § 57; Žičkus/Litvanya, B. No: 26652/02, 07/04/2009, § 28).
Terör örgütleri ile millî güvenliğe karşı faaliyette bulunduğu kabul edilen yapılara iltisak veya bunlarla irtibat, kamu görevlilerinin devlete sadakat yükümlülüğünü yitirildiğini ortaya koyan ve bahse konu olağanüstü tedbirin uygulanmasını gerektiren hâllerdir.
Anayasa Mahkemesi 14/11/2019 tarih ve E:2018/89, K:2019/84 sayılı kararında iltisaklı kavramını ''kavuşan, bitişen, birleşen'', irtibatlı kavramını ise ''bağlantılı'' olarak tanımlamıştır. Bu kavramlar ile kişilerin cezai sorumluluğunu gerektiren örgüte üyelik ve mensubiyet kavramlarına nazaran terör örgütleri ile daha az yoğun ve atipik bir bağlantının vurgulandığı açıktır. Bu kapsamda kişilerin terör örgütleri ile irtibat ve iltisaklarının ortaya konulabilmesi için, örgütün amaçlarının gerçekleştirilmesi ya da örgütten yarar sağlamak maksadıyla gerek örgütten gelen talimatlar doğrultusunda gerekse inisiyatif alarak bulundukları hal ve hareketler neticesinde örgüte veya kendilerine yarar sağladıkları ya da örgüt ile amaç birliği veya sosyal birliktelik görünümü içinde oldukları yönünde kanaat oluşması yeterli olacaktır.
Her ne kadar Bölge İdare Mahkemesi kararında; komisyonca; davacının Bank Asya'da 4025424 müşteri numarası ile açılmış hesabının bulunduğu, mezkur hesaba 15/04/2014 tarihinde 2.722,00 TL, 23/01/2015 tarihinde 2.743,00 TL, 16/02/2015 tarihinde 4.778,00 TL para yatırdığı ve aynı hesaba muhtelif tarihlerde farklı tutarlarda para girişi olduğu, ayrıca davacının Bank Asya'da 21/07/2014 tarihinde 3.901,00 TL tutarlı 31 günlük, 01/08/2014 tarihinde 11.850,00 TL tutarlı 372 günlük, 04/09/2014 tarihinde 11.650,00 TL tutarlı 31 günlük, 16/01/2015 tarihinde 1.227,80 TL tutarlı 31 günlük, 16/02/2015 tarihinde 3.578,33 TL tutarlı 31 günlük, 16/04/2015 tarihinde 1.612,16 TL tutarlı 31 günlük katılım hesapları açtığının tespit edildiği, ceza yargılaması esnasında söz konusu hesap hareketlerinin terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme suçu kapsamında aleyhine değerlendirilmemiş olmasının irtibat/iltisak noktasında değerlendirilmesine engel oluşturmayacağı, bu itibarla davacının talimat dönemlerinde Bank Asya'ya para yatırdığı ve katılım hesapları açtığı, FETÖ/PDY'ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle kapatılan Kimse Yok Mu Derneği'ne 01/05/2014-16/12/2015 tarihleri arasında 1.285,00 TL tutarında, ayrıca Ekim 2014-Nisan 2015 tarihleri arasında SMS yolu ile para gönderdiği, davacının FETÖ-PDY ile irtibatının/iltisakının varlığına kanaat getirilmesine yeterli düzeyde verinin dosyada mevcut olduğu tespitlerine yer verilmiş ise de,davacı tarafından bu tespitlerle ilgili olarak, 2004 yılında Türkiye Finans Katılım Bankası'nda işe başlaması üzerine maaş hesabının bu bankada açıldığının, 8 ay sonra gelir uzmanı olarak İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı bünyesinde gelir uzmanı olarak çalışmaya başladığının, yıllar boyunca aldığı maaşı faizsiz finans kurumu olması nedeniyle Türkiye Finans Katılım Bankası'nda değerlendirdiğinin, her ay maaşını bu bankaya aktararak tüm işlemlerini ve birikimini bu banka aracılığıyla gerçekleştirdiğinin ve 58 adet katılım hesabının bulunduğunun, daha sonra çalıştığı iş yerine iki dakika yürüme mesafesinde Bank Asya şubesinin açılması üzerine, iş yerine çok yakın olması, işlemlerini gerçekleştirmek için kolaylıkla gidebilecek olması ve bankanın da faizsiz finans kurumu olması nedeniyle Türkiye Finans Katılım Bankası'ndaki hesabını kapatmak suretiyle bu bankada hesap açtırdığının, Bank Asya hesap hareketleri incelendiğinde, her ay aldığı maaşını diğer bankada da olduğu şekilde düzenli olarak Bank Asya müşteri hesabına aktardığının, Bank Asya hesabındaki parayla kredi kartı ödemelerini yaptığının, bu hesaptaki birikimlerini bir tür yatırım hesabı olan katılım hesaplarına aktararak değerlendirdiğinin, ayrıca kişisel borç alış verişlerinde kullandığının, 14 Mart 2015'te gerçekleştirilen umre ibadetine ve Emlak Konuttan çıkan daireye ilişkin harcamalar yaptığının, bu nedenle anılan tarihlerden sonra çok fazla birikim yapamayıp borç ödemelerini gerçekleştirdiğinin, Bank Asya nezdindeki hesap hareketlerinin rutin bankacılık faaliyeti olduğunun, örgüt talimatı ile ilgisi olmadığının, nitekim dava dosyasına sunduğu tüm belgelerden de anılan şubenin iş yerine yakınlığının ve umre ibadetine ve Emlak Konut ev bedeline ilişkin yapılan ödemelerin görülebileceğinin, anılan bankanın TMSF'ye devredilmesinden sonra da bankacılık faaliyetlerine devam ettiğinin, Kimse Yok Mu Derneği'ne insani yardım amacıyla para gönderdiğinin, örgüte finansal destek sağlamadığının, işe girdiği ilk zamandan beri farklı yardım kampanyaları bünyesinde yardımlar gönderdiğinin, mahallede yapılan Cami Derneği, Çocuk Esirgeme Kurumu gibi birçok ihtiyaç sahibine de elinden geldiğince yardımda bulunduğunun ileri sürüldüğü görülmüştür.
UYAP kayıtları ve dava dosyasının incelenmesinden, davacı hakkında yürütülen ve kesinleşen ceza yargılaması neticesinde, .... Ağır Ceza Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararında; "...sanığın alınan savunmasında, Bank Asyayı faizsiz olduğu için birikimini burada yaptığını beyan ettiği, sanığa ait Bank Asya hesapları incelendiğinde, örgüt liderinin 2. talimatından sonra da 2016 yılında Bank Asyaya para yatırmaya devam ettiği, sanığın hesap hareketlerinin örgüt liderinin talimatı ile uyumlu olmadığı..." yolundaki tespitler ile davacının yukarıda aktarılan beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının 2004 yılında Türkiye Finans Katılım Bankası'nda çalışmaya başlaması üzerine anılan bankada açılmış hesabının bulunduğu, 2004 yılı itibarıyla anılan banka hesap dökümlerinin incelenmesinden; gelir uzmanı olarak göreve başlamasından sonra da farklı bankalardan maaş almasına rağmen maaşından arta kalan tutarların aylara sari olarak bu bankaya aktarıldığı, bir çoğunun katılım hesaplarında değerlendirildiği, bahsi geçen tarihlerden hesabın kapatıldığı tarihe kadar söz konusu işlemlerin devam ettiği, ayrıca Kimse Yok Mu Derneği'ne de anılan tarihten itibaren muhtelif tarihlerde yardım kapsamında para gönderildiği, kişisel harcama ve kredi kartı ödemelerinin gerçekleştirildiği, 06/03/2013 tarihinde ise davacının Bank Asya Nuruosmaniye şubesi nezdinde hesap açtığı, dosyaya sunulan krokilerin incelenmesinden anılan şubenin davacının iş yerine yürüme mesafesinde olduğunun sabit olduğu, bununla birlikte Bank Asya hesap hareketlerinin de yine Türkiye Finans Katılım Bankası hesap hareketleriyle uyumlu şekilde maaşından arta kalan tutarların aylar itibariyle vadesiz hesaba aktarılmasını müteakip genel itibarla katılım hesapları, dolar ve altın hesapları nezdinde değerlendirildiği, bir çok katılım hesabının vadesinden önce kapatılmak ve vadesiz hesabında biriken paralar da eklenmek suretiyle yeniden açıldığı ve birbirinin devamı niteliğinde olduğu, anılan bankanın TMSF'ye devir tarihinden sonra da bankacılık işlemlerine devam ettiği, hesap açılışının ilk talimat tarihiyle uyumlu olmadığı, davacının beyanlarını doğrular şekilde rutin olarak anılan hesaba tasarruf boyutunu aşmayacak şekilde para yatırıldığının görüldüğü, söz konusu bankacılık işlemlerinin tasarruf amacı dışında, terör örgütü liderinin talimatı doğrultusunda örgütsel amaçla yapıldığına dair somut bir tespitin bulunmadığı, Kimse Yok Mu Derneği'ne yapılan bağışların ise 2004 yılından itibaren devam ettiği, anılan yardımların insani duygular dışında örgüte mali destek sağlamak amacıyla yapıldığına dair dava dosyasında herhangi bir somut tespit bulunmadığı, davalı idarece davacı hakkında FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibatlı ve iltisaklı olduğuna dair başkaca bir bilgi, belge de sunulmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulüyle kararın kaldırılarak davanın reddine ilişkin temyize konu ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdare Dava Dairesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kabulüyle mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddi yolundaki temyize konu ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdare Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının yukarıda özetlenen gerekçeyle BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan ...-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdare Dava Dairesine gönderilmesine, 14/04/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.