5. Ceza Dairesi 2013/14868 E. , 2015/17178 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 4 - 2012/17577
MAHKEMESİ : Ankara 1. Sulh Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 24/11/2011
NUMARASI : 2009/1212 Esas, 2011/1748 Karar
SUÇ : İhmali davranışla görevi kötüye kullanma
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
KİT rejimine tabi bulunan PTT Genel Müdürlüğünde 233 ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameler kapsamında istihdam edilen personel, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 11/b maddesi uyarınca, “ifa ettikleri görevlerinden doğan suçlardan dolayı” kamu görevlisi sayılmaktadırlar. Diğer taraftan, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 1. maddesi gereği anılan Kanun hükümlerine göre tebligat işlemlerini yapmakla PTT Genel Müdürlüğü yetkili kılınmış ve Kanunun 52. maddesi uyarınca “bu kanunun tatbikinde vazifeli bulunan memur ve hizmetliler ile mahalle, köy muhtar ve ihtiyar heyeti ve meclisi azalarının” işledikleri suçlardan ötürü kamu görevlisi gibi ceza görecekleri kabul edilmiştir. Açıklanan yasal düzenlemeler uyarınca 7201 sayılı Kanun gereği tebligat işlemlerinde görevlendirilecek personelin PTT Genel Müdürlüğü personeli olması zorunlu olup, hizmet satın alınması suretiyle kurulan hukuki ilişkiye dayalı olarak yüklenici firma çalışanına tebligat görevi verilmesinin yasaya uygun olmadığı, nitekim 5584 sayılı Posta Kanununun “Ulaştırma Sözleşmeleri” başlıklı 10. maddesinin gerek önceki metnine ve gerekse 29/04/2009 tarihli ve 5893 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle eklenen “PTT İdaresi postaların ayrım ve dağıtım işlerini ihale yoluyla üçüncü şahıslara gördürebilir” şeklindeki ikinci fıkrasına göre de tebligat işlemlerinin yüklenici firma çalışanına gördürülmesinin yasal düzenlemelere uygunluk taşımadığı, sadece ayrım ve dağıtım işlerinin ihale yoluyla gördürülebilecek işlerden olduğu, tebligat işlemlerinin kapsam dışında tutulduğu,
Ayrıca; kamu görevlisinin tanımının yapıldığı 5237 sayılı TCK"nın 6/1-c maddesinin gerekçesinde kamusal faaliyetin Anayasa ve kanunlarda belirlenmiş olan usullere göre verilmiş olan bir siyasal kararla, bir hizmetin kamu adına yürütülmesi olduğu, kamusal faaliyetin yürütülmesinin ihaleye dayalı olarak özel hukuk kişilerince üstlenilmesi durumunda ise bu kişilerin kamu görevlisi sayılamayacağı anlaşılmakla;
Ankara PTT Müdürlüğüne müzekkere yazılarak sanığın PTT personeli mi yoksa yüklenici firma elemanı olarak mı istihdam edildiği sorulup, kamu görevlisi tarafından işlenebilen görevi kötüye kullanma suçunun faili olup olamayacağının açıklığa kavuşturulmasından sonra, Ankara 14. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2009/899 Esas ve 2010/248 Karar sayılı dosyanın onaylı suretinin temin edilip eklenmesi, suça konu tebligat evrakından, okunaklı olmadığı takdirde de PTT barkod sorgulama sisteminden suç tarihinin tespit edilip, dava konusu eylemler arasında irtibat bulunup bulunmadığı, suç ve dava tarihleri itibariyle hukuki kesinti olup olmadığı ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı üzerinde durularak ve uygulanacak ise TCK"nın 3/1 ve 61/1. maddeleri de gözetilerek sanığa aynı Kanunun 257/2. maddesi gereğince verilecek cezadan 43/1. maddesi uyarınca arttırım yapıldıktan sonra kesinleşen dava dosyasından verilen cezanın bu cezadan mahsubu ile cezasının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre de;
Yüklenen suçu TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle işleyen ve adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilen sanık hakkında, 53/5. maddesi gereğince hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA,
09/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.