17. Hukuk Dairesi 2016/7980 E. , 2019/2624 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; 15/04/2012 tarihinde davalı ... sevk ve idaresindeki araç ile seyir halinde iken anayoldan gelen davacıya ait plakalı motosiklete çarparak yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kazanın oluşumanda davalı ..."nun tam kusurlu olduğunu, davacının hiçbir kusuru bulunmadığını, davalı ... şirketinin davalı ..."na ait aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasını yapanın sigorta şirketi olduğunu, kaza sırasında müvekkil davacının beyin travması geçirdiğini ve beyninde hasar meydana geldiğini, kaza tarihinde asgari ücretle işçi olarak çalıştığını ve kazadan sonra işine son verildiğini, bu nedenlerle davacının uğradığı manevi zararın tazmini amacıyla 25.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalıdan olay tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini, kaza nedeniyle davacının çalışamadığı günlerdeki gelir kaybı olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili; davacı tarafın iddialarının yersiz ve dayanaksız olduğunu beyan etmiş ve davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile 34.989,67 TL maddi tazminatın davalı ... yönünden olay tarihi olan 15/04/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı ... şirketi yönünden ise dava tarihi olan 25/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 7.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 15/04/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."ndan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 10/IV. maddesi “Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından vekalet ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir” hükmünü içermektedir. Buna göre mahkemece maluliyet tazminatı yanında manevi tazminat talep edilmesi ve bu kalemler yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olması bakımından maddi ve manevi tazminat taleplerinin kabul edilen miktarları için AAÜT"nin 3. kısmına göre davacı lehine her iki davalı yönünden ayrı ayrı nispi vekalet ücretine hükmedilmesi ve hükümde ayrı ayrı gösterilmesi gerekirken, tek vekalet ücreti verilmesi doğru olmamıştır.
2-Kabule göre; Davacı vekili tarafından 28.04.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat miktarı 34.615,78 TL olarak talep edilmiş ve mahkemece tam kabul kararı verilerek bu miktar hüküm altına alınmıştır. Buna göre davalı ... lehine takdir edilen 2.160,00 TL vekalet ücretinin red edilen manevi tazminata ilişkin olduğunun kabulü gerekmektedir. Mahkemece davalı ... lehine 2.16,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi ve hükmedilen vekalet ücretinin hangi talebe ilişkin olduğunun kararda açıkca gösterilmemiş bu suretle tereddüt yaratılmış olması doğru görülmemiştir.
3-Kabule göre; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 10/II. maddesi “Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez” hükmünü içermektedir. Buna göre mahkemece red edilen manevi tazminat yönü ile davalı ... lehine hükmedilen vekalet ücreti davacı lehine verilen vekalet ücretini geçemeyeceğinden, davacı lehine takdir edilmesi gereken vekalet ücreti 840,00 TL olup, davalı lehine de aynı miktara karar verilmesi gerekirken, davalı ... yönü ile 2.160,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır.
4-Dava Borçlar Kanunu"nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK m. 54) gereğince çalışma gücü kaybı nedeniyle maddi tazminat ve 47. maddesi (TBK m. 56) gereğince manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK. m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Dosya kapsamından, kaza sonucu davacının Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu raporuna göre, %14,3 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı ve iyileşme süresinin 15/04/2012 tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği bu süre zarfında mesleğini icra edemeyeceğinin tespit edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece davacı için 7.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Manevi tazminatın değerlendirilmesinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğunun niteliği, davacıdaki yaralanmanın niteliği ve etkisi ile kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de gözönünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Somut olayda olayın meydana geliş şekli ve davacıdaki yaralanmanın niteliği dikkate alındığında davacı için hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir miktar daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1), (2), (3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 07/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.