3. Hukuk Dairesi 2020/5306 E. , 2021/3805 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı tarafından kendisinden satın alınan mısır ürününün parasından bir kısmının ödenip, bakiye 85.254,39 TL’nin ödenmemesi nedeniyle davalı hakkında başlatılmış olan icra takibine yönelik itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı; davacı ile aralarında iddia edildiği gibi bir alım satım ilişkisi bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşme ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, davacı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 02.04.2014 tarihli ve 2013/28252 Esas 2014/10025 Karar sayılı ilamıyla; dosya kapsamından taraflar arasında hukuki ilişkinin bulunduğu sabit olup davacının talepleri değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne, davalının vaki itirazının iptali ile takibin devamına, borçlu-davalının takibe yönelik itirazının haksızlığı nedeniyle 17.050,88 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine olarak verilen karar, davalın temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 26.09.2017 tarihli ve 2016/10217 Esas 2017/8569 Karar sayılı ilamıyla; dosyanın bilirkişi heyetine tevdii ile davacının talepleri, davalı tarafa belirtildiği hususlar, önceki raporlara itirazlarla birlikte değerlendirilerek toplam satılan ürün ve ödenmeyen ürün bedeli konularında detaylı araştırma yapılarak, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine açık rapor alınıp oluşacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği bozulmuştur.
Mahkemece; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davanın kabulüne davalının vaki itirazının iptali ile takibin devamına, borçlu - davalının takibe yönelik itirazının haksızlığı nedeniyle 17.050,87 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davalı tarafın icra inkar tazminatına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu"nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için diğer yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın çözümü kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir .
Somut olayda; alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden, İİK"nın 67. maddesinde düzenlenen icra inkar tazminatına ilişkin koşullar oluşmamıştır.
Buna göre mahkemece, icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nın 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle, davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle, hüküm fıkrasının iki numaralı bendinde yer alan "2-Borçlu-Davalının takibe yönelik itirazının haksızlığı nedeniyle 17.050,87 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine," ifadesinin çıkartılarak, yerine "2-Alacak likit olmadığından ve yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine" ifadesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.