Esas No: 2016/7548
Karar No: 2019/2621
Karar Tarihi: 07.03.2019
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/7548 Esas 2019/2621 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ile davalı ...Ş vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; davacıların oğlu ..."ın 26.07.2012 tarihinde motosikleti ile arkasında kız arkadaşı ile seyahat etmekte iken, karşı araç sürücüsü davalı ......"ın kusuru ile sebebiyet verdiği trafik kazasında hayatını kaybettiğini, motosikletin ise çarpmanın etkisi ile alev alarak tamamen yandığını, davalı ... ..."ın olayda asli ve tam kusurlu olduğunu, müvekkilleri anne babanın biricik oğullarının yaşam boyu varlığından ve desteğinden yoksun kaldıklarını, cenazesini defnederek yüklü miktarda masraf yaptıklarını, sosyal ve ekonomik durumlarının alt üst olduğunu, davacı kardeşin ise ağabeyinin maddi ve manevi desteğinden yoksun kaldığını, müteveffanın sağlığında ... Ev Sanatları isimli takı firmasında usta başı olarak görev yaptığını, geliri ile yaşlı ve bakıma muhtaç olan anne babasına iyi bir yaşam düzeyi sağladığını, BK"nun 53. maddesi gereğince davacı anne baba için cenaze ve defin giderleri, destekten yoksun kalma tazminatı, ulaşım ve konaklama giderlerinin davalılarca karşılanması gerektiğini, bu nedenlerle şimdilik 100.000,00 TL maddi tazminatın (50.000’er TL) olay tarihinden itibaren davalı ... şirketleri için başvuru tarihinden ve poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla müştereken ve müteselsilen tahsiline, yaşadıkları acı nedeniyle anne baba için 300.000,00’er TL, kardeş için 200.000,00 TL manevi tazminatın davalı ... ..."dan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... ... vekili; olayda müvekkilinin tam kusurlu olmadığını, tazminat isteminin fahiş olduğunu, davalının kullandığı aracın kasko sigortası ve trafik sigortasının mevcut olduğunu, zararların sigorta poliçelerinden karşılanması gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... vekili; davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...Ş vekili; kazanın oluşumunda sigortalı motosiklet sürücüsünün kusuru bulunmadığından müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın haksızlığını savunmuş ve reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacılar ... ve ..."ın maddi tazminat istemleri yönünden davanın kısmen kabulüne, destekten yoksun kalma talebi yönünden davacı ... için 18.402,12 TL maddi tazminatın davalı ... ... yönünden 26.07.2012 olay tarihinden itibaren, davalı ... Sig.A.Ş için 12.11.2012 temerrüt tarihinden itibaren, davalı ... Sig. A.Ş için dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmek suretiyle adı geçen davacı yararına davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, (davalı ... şirketlerinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmak üzere), fazla istemin reddine, destekten yoksun kalmaya ilişkin davacı ... için 16.552,44 TL maddi tazminatın davalı ... ... yönünden 26.07.2012 olay tarihinden itibaren, davalı ... Sig.A.Ş için 12.11.2012 temerrüt tarihinden itibaren, davalı ... Sig. A.Ş için dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmek suretiyle adı geçen davacı yararına davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, (davalı ... şirketlerinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmak üzere), fazla istemin reddine, cenaze giderlerine ilişkin olarak, davacı ... için 5.250,00 TL, davacı ... için 5.250,00 TL olmak üzere toplam 10.500,00 TL maddi tazminatın davalı ... ... yönünden 26.07.2012 olay tarihinden itibaren, davalı ... Sig. A.Ş için 12.11.2012 temerrüt tarihinden itibaren, davalı ... Sig. A.Ş için dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmek suretiyle adı geçen davacı yararına davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, (davalı ... şirketlerinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmak üzere), fazla istemin reddine, ... plakalı motorsiklet hasarı yönünden davacı ... için 4.925,00 TL, davacı ... için 4.925,00 TL olmak üzere toplam 9.850,00 TL maddi tazminatın davalı ... ... yönünden 26.07.2012 olay tarihinden itibaren, davalı ... Sig. A.Ş için 12.11.2012 temerrüt tarihinden itibaren, davalı ... Sig. A.Ş için dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmek suretiyle adı geçen davacı yararına davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, (davalı ... şirketlerinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmak üzere), fazla istemin reddine, davacıların manevi tazminat istemi yönünden davanın kısmen kabulüne, davacı ... için 10.000,00 TL, ... için 10.000,00 TL, ... için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 25.000,00 TL manevi tazminatın 26.07.2012 olay tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmek suretiyle adı geçen davacılar yararına davalı ... ..."dan tahsiline, davacıların fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili, davalı ...Ş vekili ile davalı ... A.Ş vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazası nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı, manevi tazminat, cenaze ve defin gideri ile araç hasar tazminatı istemine ilişkindir.
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, müteveffa ile davacıların yakınlık derecesi, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar lehine takdir olunan manevi tazminatın az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
2-Davadaki haklılık durumunun açıldığı tarihteki duruma göre belirlenmesi gerekirken, mahkemece dava açıldıktan sonra davalı ... A.Ş tarafından yapılan ödemeden dolayı kısmen kabul, kısmen red kararı verilmiştir. Dava 30.12.2012 tarihinde İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesi"nde açılmış, mahkemece görevsizlik kararı verilmiş, kararın kesinleşmesinden sonra dosya görevli olan Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmiştir. Dolayısı ile eldeki dava görevsiz mahkemede açılan davanın devamı niteliğindedir ve davanın açılma tarihi 30.12.2012"dir.
Davanın açılması sonrası davacı tarafça, işbu davadaki taleplere halel gelmemek üzere, öncelikle faiz ve ferilere mahsuben kabul edilen davalılardan Anadolu Anonim Türk Sigorta A.Ş"nin ödemesi, 01.03.2013 tarihinde olup, maddi tazminat bakımından davanın açılmasına sebebiyet veren davalılar lehine, dava tarihinden sonraki ödeme nedeniyle kısmen kabul ve kısmen red kararı verilerek vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır.
3-Somut olayda, dava 30.12.2012 tarihinde açılmış olup, davalı ... şirketince 01.03.2013 tarihinde hak sahiplerine toplam 76.933,35 TL, 83.645,83 TL ödeme yapılmıştır. Mahkemece, hükme esas alınan hesap bilirkişisi raporunda ödemeler güncellenerek tazminattan mahsup edilmiştir. Oysa, yargılama devam ederken davadan sonra yapılan ödeme tutarının yasal faiz eklenmeksizin hesaplanan tazminattan indirilmesi gerekir. Bu durumda hesap bilirkişisi raporunda, davadan sonra yapılan ödemenin güncellenmeden mahsup edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru değildir.
4-Davalı ...Ş vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Davalı ...Ş. davacıların desteği ..."ın kullandığı motosikletin zorunlu mali sorumluluk sigortasıdır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-1.maddesinde, sigortacı poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği, düzenlenmiştir.
ZMMS sözleşmesi ile motorlu araç işletenin 3. kişilere verdiği zararlar nedeniyle onlara karşı olan hukuki ve mali sorumluluğu güvence altına alınmaktadır. Bu tür sigortada kazaya neden olan araç işleteninin hukuki sorumluluğu güvence altına alınmış olduğundan sigortacının zarar giderim yükümlülüğünün de bu ilke çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir. Buna göre, sigorta şirketleri sigortalısının kusuru oranında ve poliçe limiti dahilinde zarar miktarından sorumludur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir.
Somut olayda dava ve ceza davası kapsamında alınan bilirkişi raporlarında sigortalı araç sürücüsü/işleten müteveffa, davalı ...Ş’ye sigortalı ... plakalı araç sürücüsü ...’ın meydana gelen kazada kusurunun bulunmadığı, karşı araç sürücüsü ...’ın ise %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Somut olayda davalı ...Ş’ye zorunlu trafik sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olmadığının belirlenmiş olması karşısında, mahkemece TBK. ve KTK. hükümlerine göre davalı ...Ş"nin sorumluluğunun bulunmadığı dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, belirlenen tazminat tutarının tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
5-Davalı ... A.Ş vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.1. maddesine göre; "Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder."
Somut olayda, davalı ..., hasara neden olan ... plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olup, 26.07.2012 kaza tarihindeki poliçe limiti araç başına maddi 22.500.00 TL’dır. Dosya kapsamından davadan önce davalı ... tarafından,
25.07.2013 tarihinde davacı anne ve babaya 11.250,00’er TL, toplam 22.500,00 TL ödeme yaptığı ve poliçe limitinin tamamının davacılara ödendiği anlaşılmaktadır. Buna göre mahkemece, 9.850,00 TL tazminattan, davalı ...’nin diğer davalılarla birlikte poliçe limiti ile sınırlı olarak müteselsilen sorumluluğuna karar verilmesi doğru olmamıştır.
6-Görevsiz mahkemede açılan ilk dava tarihi 30.11.2012 olup, gerekçeli kararda dava tarihi 17.01.2014 olarak yazılmış ise de, bu husus mahallinde düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak değerlendirilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1), (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ...Ş vekilinin, (5) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalılar ... Sigorta A.Ş. Ve ..."ne geri verilmesine 07.03.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.