17. Hukuk Dairesi 2016/7933 E. , 2019/2619 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkilinin birlikte yaşadığı eşi olan ..."nın kendisinin sürücü konumunda olduğu ve plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen tır sürücüsünün karışmış olduğu kazada vefat ettiğini ve müvekkilinin bu şekilde tek desteğinden yoksun kaldığını, ... Yönetmeliği"nin 9-a maddesi gereğince sigortalının veya sigortayı yaptırmakla sorumlu olanın tespit edilememesi durumunda bedensel zararlar için kişi başına sakatlık halinde kaza tarihi itibariyle 175.000,00 TL bedeni teminat sağladığını, meydana gelen kaza nedeniyle müteveffanın birlikte yaşadığı eşi için şimdilik 3.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacının ölen şahsın birlikte yaşadığı eşi olduğu iddia edilse de bu şahsın ölenin yasal mirasçısı olmadığını, davacı ile ölen şahıs arasında resmi evlilik bağının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacı ile trafik kazasında ölen şahıs ... arasında resmi evlilik bağı bulunmadığı için davacının dava açma ehliyeti bulunmadığından davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava Borçlar Kanunu"nun 45. (6098 sayılı TBK m. 53) maddesi gereğince maddi tazminat istemine ilişkindir.
Bir insanın ölümü hukukî anlamda bir zarar olmamakla beraber, bu yüzden yine de bazı zararlar meydana gelmiş olabilir. İşte BK"nın 45/II. maddesinin (6098 sayılı TBK m. 53) öngörmüş olduğu hal, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktadır. Destekten yoksun kalma tazminatı Borçlar Kanununun 45/II. maddesinde düzenlenmiş olup "ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir" şeklinde hükme bağlanmıştır.
Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK"nun 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.
Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. Hukuk Genel Kurulu"nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 412 K. sayılı kararında da belirtildiği gibi; "BK"nın 45. maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır, sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür". Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı kişi, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, bakılanın ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir.
Destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin bu temel açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında, ...’in desteğinden yoksun kaldığı iddiasıyla imam nikahlı eşi ... davacı olarak destek tazminatı talep etmiş, mahkemece davacı ...’nin müteveffanın mirasçısı olmadığı gerekçesi ile talebin reddine karar verilmiştir. Ancak yukarıda da ifade edildiği gibi BK"nın 45. maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutması nedeni ile dosyada mevcut tanık beyanları ve nüfus aile kayıt tablosuna göre, davacı ile müteveffanın aynı evde birlikte yaşadıkları, müşterek çocuklarının olduğu anlaşılmaktadır. Bu bakımdan mahkemece davacı ... yönünden destek zararı talebinin kabul edilmesi gerekirken, reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 07/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.