Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/1487 Esas 2017/3724 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1487
Karar No: 2017/3724
Karar Tarihi: 23.03.2017

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/1487 Esas 2017/3724 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2017/1487 E.  ,  2017/3724 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi


    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı, davalının avukatı olarak iş mahkemesinde davaları takip ettiğini, haksız olarak azledildiğini, alacağının tahsili için yaptığı icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptaline % 20 icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı cevap vermemiş, duruşmaya katılmamıştır.
    Mahkemece, icra dairesi yetkili olmadığından usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
    6502 sayılı yasanın 73. maddesi, bu Kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
    Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Eldeki davada, davacı, vekalet görevini özenle yürütmesine rağmen davalı işçinin vekalet ücretini ödemediğini iddia ederek, ödenmeyen vekalet ücretinin tahsili için eldeki davayı açmıştır. Davalı işçilik alacağının tahsili için davacı avukata vekalet vermiş olup, işin özü itibariyle mesleki faaliyet kapsamında olduğundan, 6502 sayılı yasada tanımlanan tüketici sıfatını taşımamaktadır. Vekalet sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların 6502 sayılı yasa kapsamında olması için mutlak surette taraflardan en az birisinin tüketici vasfını taşıması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davalı işçi, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun"da tanımı yapılan tüketici kapsamında olmadığından, taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı yasa kapsamı dışında kaldığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamı dışında kaldığına göre davaya bakma hususunda genel mahkemeler görevlidir. Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup, taraflarca ileri sürülmese bile re"sen gözetilmesi gerekir. Buna göre mahkemece, asliye hukuk mahkemesi görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, değinilen bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, peşin alınan 29,20 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-3 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.