5. Ceza Dairesi Esas No: 2013/14140 Karar No: 2015/17088 Karar Tarihi: 08.12.2015
Tefecilik - yalan tanıklık - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2013/14140 Esas 2015/17088 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Salihli (Kapatılan) 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davada, sanık M.Ş.'nin yalan tanıklık suçundan beraat ettiği, tefecilik suçundan ise sanıklar A.K. ve H.K.'nin mahkumiyetine karar verildiği belirtiliyor. Sanık A.K.'nin, birden fazla kişiye kazanç karşılığı ödünç para verdiği ancak bu suçunun yargılamada uygulanmadığı, Sanık H.K.'nin ise tefecilik suçunun kanıtlanamayacağı için beraat etmesi gerektiği vurgulanıyor. İncelemenin sonunda, sanık M.Ş. hakkında kurulan beraat hükmüne yapılan temyiz isteminin reddedildiği, sanıklar A.K. ve H.K. hakkında verilen mahkumiyet kararlarına müdafiin temyiz itirazlarının reddedildiği ve sadece H.K. hakkında verilen kararın bozulduğu belirtiliyor. Kanun maddeleri olarak TCK'nın 43/1 ve 53. maddelerine, Anayasa m.38/4, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi m. 6/2, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi m. 11, Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi m.14/2'ye atıfta bulunuluyor.
5. Ceza Dairesi 2013/14140 E. , 2015/17088 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 4 - 2011/396925 MAHKEMESİ : Salihli (Kapatılan) 3. Asliye Ceza Mahkemesi TARİHİ : 21/07/2011 NUMARASI : 2009/15 Esas, 2011/295 Karar SUÇ : Tefecilik, yalan tanıklık
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi; Hazinenin yalan tanıklık suçunun doğrudan zarar göreni olmaması nedeniyle sanık M.. Ş.. hakkında kurulan beraat hükmünü temyize hak ve yetkisinin bulunmaması karşısında vekilinin bu husustaki temyiz isteminin CMUK"nın 317. maddesi uyarınca reddiyle, incelemenin tefecilik suçundan sanıklar A.. K.. ve H.. K.. haklarında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik olarak müdafiin temyiz istemiyle sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü: Sanık A.. K.. hakkında kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde; Sanığın değişik zamanlarda birden fazla kişiye kazanç karşılığı ödünç para verdiği kabul edilmesine rağmen hakkında TCK"nın 43/1. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, TCK"nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı Kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. Delillerle iddia ve savunma duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan yerinde görülmeyen sanık müdafiin temyiz itirazlarının reddiyle eleştirilen husus dışında usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Sanık H.. K.. hakkında kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde ise; Ceza yargılaması sonucunda mahkumiyet kararının verilebilmesi için suç oluşturan fiilin sanık tarafından işlendiğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak, herkesi inandıracak biçimde kanıtlanması ve şüphenin masumiyet karinesinin gereği olarak sanık lehine değerlendirilmesi gerektiği (Anayasa m.38/4, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi m. 6/2, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi m. 11, Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi m.14/2), müştekiler ile tanıkların ödünç parayı hakkındaki mahkumiyet hükmü onanan sanık A.. K.."dan aldıklarına ilişkin beyanları ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sanığın tefecilik yaptığı iddiasının şüpheli kaldığı ve atılı suçu işlediğine dair savunmasının aksine kesin, inandırıcı ve yeterli delil bulunmadığı anlaşılmakla, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince beraati yerine yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.