20. Hukuk Dairesi 2016/3638 E. , 2018/1326 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 25/02/2015 havale tarihli dava dilekçesi ile; müvekkilinin Samsun ili, ... ilçesi, ... köyü 468 parsel sayılı taşınmazın maliki iken, orman olduğundan bahisle Samsun 2. Asliye Hukuk mahkemesinin 2012/190 Esas ve 2012/451 Karar sayılı kararı ile kısmen tapusunun iptal edilerek orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesi sebebiyle müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek TMK"nın 1007. maddesi uyarınca şimdilik 1.000,00 TL tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Hazineden tahsili ile müvekkiline ödenmesini talep etmiş, 11/12/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile de dava değerini 24.754,90 TL"ye çıkartarak iptal kararının kesinleştiği 10/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 24.754,90-TL tazminatın mahkme kararının kesinleştiği tarih olan 18/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı Hazineden tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davalar nisbi harca tabi davalardandır.
492 sayılı Harçlar Kanununun 32. maddesinin birinci cümlesinde “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır” hükmüne yer verilmiştir.
Harçlar Kanununda, harç alınması veya tamamlanması yanların isteğine bırakılmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re"sen) gözetilmesi hükme bağlanmış ve yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmıştır. Nitekim bu ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 12.10.2011 gün ve E: 2011/3-629, K: 2011/613 ile 23.10.2013 gün ve E: 2013/7-31, K: 2013/1481, 24.12.2013 gün ve 2013/21- 445 E. - 2013/1625 K. sayılı ilâmlarında da benimsenmiştir.
Yargılama aşamasında taraflardan her biri, yapmış olduğu usûl işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Kural olarak ıslah işlemi harca tâbi bir işlem olup; ıslah edilen husus, değer artırımı ise nispi tarifeye göre, değilse maktu harç yatırılmalıdır. Davacı taraf, 492 sayılı Kanun kapsamında kendisi harçtan muaf olmadığı gibi, işlemi de yargı harçlarından müstesna değildir. Davacının yargı harçlarını ödeme yükümü altında olduğu anlaşıldığına göre, ıslah edilen dava değeri üzerinden nisbi tarifeye göre ıslah harcı ödenmedikçe eldeki davaya devam etme olanağı bulunmamaktadır. Davalı taraf harçtan muaf olsa dahi ıslah harcının alınması gerekir. Islah edilen miktar yönünden bakiye nispi karar ve ilâm harcı ödenmeksizin sonraki işlemlerin yapılmasına olanak bulunmamaktadır.
Somut olayda davacılar vekili dava dilekçesinde 1.000.-TL tazminat talebinde bulunmuş, 02/12/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 24.754,90 TL"ye arttırmış, ıslah dilekçesinde artırdığı değer için tamamlama harcı yatırmamıştır.
Mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ortaya konulan ilkeler gözardı edilerek, ıslah harcı alınmadan yargılamaya devamla işin esası hakkında hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Bu durumda mahkemece; yürürlükteki Harçlar Tarifesi uyarınca ıslah edilen dava değeri üzerinden ıslah harcını ödemesi konusunda davacılara usulünce süre verilip tüm eksik harç tamamlanırsa ıslah edilen miktar üzerinden hüküm kurulması, ıslah harcının ödenmemesi halinde dava dilekçesindeki dava değeri üzerinden hüküm kurulması gerekirken harcı yatırılmayan ıslah dilekçesine değer verilerek yazılı şekilde karar verilmesi bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 22/02/2018 günü oy birliğiyle karar verildi.