17. Hukuk Dairesi 2016/6708 E. , 2019/2614 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; davalının sahip olduğu kamyoneti ile ..."ten ... yönünde giderken aynı yönde seyreden ve kazada ölen ... yönetimindeki motosiklete arkadan çarptığını, kaza neticesinde ..."nun akciğer yaralanmasına bağlı olarak hastanede öldüğünü, motosikletin parçaları üzerinden jandarmanın yürüttüğü soruşturma neticesinde davalının kimliğinin belirlendiğini, olay sonrası yaşamını yitiren ..."in ölmeden önce sigortalı olduğunu, ücretli olarak çalıştığını, anne ve babası ile birlikte yaşadığını ve onlara maddi ve manevi destek olduğunu, ölümü ile anne ve babasının ömür boyu destekten yoksun kaldığını, davalı ... şirketinin davalının kaza yaptığı aracın zorunlu sigorta poliçesini düzenleyen şirket olduğunu, maddi tazminat ile ilgi sorumluluğunun bulunduğunu belirterek davacı ... ve davacı ... için HMK. 107. madde kapsamında belirsiz alacak davası olarak 2.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı, davacı ... için ise 1.000,00 TL motosiklette meydana gelen zararın, davalı ... şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte, davalı ... bakımından ise olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş, yine her bir davacı için 25.000,00 er TL manevi tazminatın davalı ..."ten olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davacıların açmış olduğu davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacıların soruşturma kapsamında davalı müvekkillerinden şikayetçi olmadıklarını, ceza dosyası kapsamında atfedilen kusuru kabul etmediklerini, kazaya davacının neden olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacıların davasının kısmen kabulü ile davacılardan ... için 8.798,87 TL destekten yoksun kalma tazminatı, davacılardan ... için 16.445,53 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve davacılardan ... için 2.000,00 TL hasar bedelinden ibaret, toplam 27.244,40 TL tazminatın davalı sürücü ..."dan olay tarihi olan 01/01/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi, davalı ... şirketi açısından ise sorumluluk poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, davacılardan ... için 6.000,00 TL, diğer davalılar ... ve ... için ise 12.000,00"er TL olmak üzere toplamda 30.000,00 TL manevi tazminatın davalı ..."dan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
BK."nın 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı BK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Dosya kapsamından, mahkemece davacılardan ... için 6.000,00 TL, diğer davacılar ... ve ... için ise 12.000,00"er TL olmak üzere toplamda 30.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte, olayın meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları da gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen davacılar ..., ... ve ... için hak ve nasafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan düşük manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
3-Kabule göre; mahkemece davacılar lehine manevi tazminata hükmedilirken faize karar verilmemiştir. Oysa davacı vekilince dava dilekçesinde her bir davacı için 25.000,00’er TL manevi tazminatın davalı ..."ten olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili talep edilmiştir. Buna göre davacılar lehine hükmedilen manevi tazminatların olay tarihinden itibaren yasal fazi ile tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
4-Bir insanın ölümü hukukî anlamda bir zarar olmamakla beraber, bu yüzden yine de bazı zararlar meydana gelmiş olabilir. İşte BK"nın 45/II. maddesinin (6098 sayılı TBK m. 53) öngörmüş olduğu hal, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktadır. Bu hükme göre, ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak, sorumludan isteyebilirler. Buna “destekten yoksun (muinden mahrum) kalma tazminatı” denir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK"nın 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.
Destekten yoksunluk zararının hesabında müteveffanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Somut olayda mahkemece alınan 26.01.2015 tarihli bilirkişi raporunda terditli bir hesaplama yapılmış, ilk önce müteveffanın (destek) geliri hesaplanırken, kardeşine ait gözlükçü dükkanında çalıştığı kabul edilerek asgari ücret kadar gelir elde ettiği değerlendirilerek bu miktar üzerinden tazminat hesabı yapılmış, ikinci ihtimalde ise dinlenen davacı tanıklarının beyanına göre desteğin asgari ücretin üzerinde gelir elde etiğinin kabulü ile asgari ücretin 1,5 katı gelir elde ettiğinin kabulü ile bu miktar üzerinden tazminat hesabı yapılmış, mahkemece asgari ücerete göre yapılan hesaplama hükme esas alınmıştır.
Somut olayda, dosya kapsamından müteveffanın “gemi makinisti” olduğu, Deniz Kuvvetleri Astsubay Sınıf Okulu “motor” bölümü mezunu olup, uzun süre gemilerde çalıştığı, anlaşılmaktadır. Müteveffa, her ne kadar kaza tarihinde mesleğini icra etmiyorsa da, yaşı itibariyle ömrünün geri kalan kısmında mesleğine uygun daha vasıflı ve teknik bir iş ile uğraşmasının muhtemel olduğunun kabulü gerekmektedir. Bu ihtimal dikkate alınmadan, müteveffanın ömür boyu kardeşine ait gözlükçü dükkanında çalışmaya devam edeceğinin kabulü ile asgari ücret üzerinden destek hesabı yapılması doğru olmadığı gibi, müteveffanın çalıştığı iş yerinin kardeşine ait olması nedeni ile asgari ücret düzeyinde gelir elde ettiğinin kabulü hayatın olağan akışına da aykırıdır. Açıklanan nedenlerle müteveffanın gelirinin asgari ücretin 1.5 katı olduğu kabul edilerek yapılan tazminat hesabının hükme esas alınması gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
5-Yine hayatın olağan akışına göre bekar olarak ölen çocuğun ileride evleneceği ve en az iki çocuk sahibi olacağı kabul edilerek, desteğin evleninceye kadar gelirinin yarısını kendi ihtiyaçları için, yarısını da anne ve babası için ayıracağı varsayılarak bu dönemde desteğe iki, anne ve babaya birer pay vermek suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında evlenmeden önceki dönem içinde anne ve babanın her birine %25 pay verilmesi gerektiği, desteğin ileride evlenmesi ile birlikte desteğe iki, eşe iki, anne ve babaya birer pay verilerek, yine desteğin tüm gelirinin oranlanarak anne ve babaya %16 şar pay ayrılması, desteğin bir çocuğunun olması durumunda iki pay desteğe, iki pay eşe, bir pay çocuğa ve birer pay anne ve babaya ayrılmak suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında anne ve baba için %14"er pay verilmesi, daha sonra ikinci çocuğun doğacağı varsayılarak bu kez desteğe iki, eşe iki, çocukların her birine birer ve anne ve babaya birer pay verilerek, desteğin tüm gelirine oranlanarak anne ve babaya 12,5 er pay verilmesinin uygun olacağı, daha sonra anne ve babadan yaşam tablosuna göre hangisi destekten çıkacaksa kalan kişiye diğerinin payının ilave edilerek destek tazminatlarının varsayımsal hesabının yapılması gerekeceği, Dairemizin yerleşik uygulaması gereğidir.
Somut olayda müteveffanın 45 yaşında dul olarak vefat etmiş olması, 18 yaşından küçük bir çocuğu olduğu için yeniden evlenme ihtimalinin bulunmaması gibi durumların dikkate alınarak destek paylarının hesaplanması gerekmektedir. Bu nedenle; mahkemece, Yargıtay uygulamaları da gözetilmek suretiyle, bilirkişiden işaret edilen hususta ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2), (3), (4) ve (5) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 2.932,76 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ..."dan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 07/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.