15. Hukuk Dairesi 2019/3610 E. , 2020/1713 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan eksik ve ayıplı iş bedelinin tahsili istemine ilişkin olup mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün olmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-1086 sayılı HUMK"nın yürürlükte olduğu dönemde çıkarılan 09.05.1960 tarih, 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nda; Yargıtay bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına usulî kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için de zorunluluk doğacağı, usulî kazanılmış hakka ilişkin açık kanun hükmü olmasa da temyiz sonucu verilecek bozma kararının hakka ve usule uygun karar verilmesini sağlamaktan ibaret olan amacı ve muhakeme usulünün hakka varma ve hakkı bulma maksadıyla kabul edilmiş olması yanında hukuki alanda istikrar amacıyla kabul edilmiş bulunması bakımından usulî kazanılmış hak müessesesi usul hukukunun dayandığı ana esaslardan olup kamu düzeniyle de ilgili olduğu belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK"da da usulî kazanılmış hakka ilişkin açık bir düzenleme bulunmamakta ise de bu ilkenin uygulanma gerekliliği HMK hükümleri karşısında da varlığını sürdürmektedir. Yargıtay"ın bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararı uyarınca işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır.Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile, bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usulü müktesep hak doğmuştur.
Yargısal ve bilimsel içtihatlarda “usulî kazanılmış hak” ya da “usulî müktesep hak” olarak adlandırılan bu ilke Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 10.02.1998 tarih, 1987/2-520 Esas, 1988/89 Karar sayılı ilamında “Mahkemenin bozma kararına uymasıyla meydana gelen bozma gereğince işlem yapma ve hüküm verme durumu, taraflardan birisinin lehine ve diğeri aleyhine hüküm verme neticesini doğuracak bir durumdur ve buna usulî kazanılmış hak denilmektedir...” şeklinde tanımlanmaktadır.
Bu anlatımlar ışığında somut olay incelendiğinde; yerel mahkemece 23. Hukuk Dairesi"nin 21.04.2016 gün 2015/1377 Esas 2016/2549 Karar sayılı bozma ilamına uyulmuş ise de; bozma gereklerinin yerine getirildiğinden söz edilemez. 23 Hukuk Dairesi"nin hükmüne uyulan bozma ilamında; "...yüklenici tarafından yapılan fazla imalatların sadece arsa sahibine ait bölümlerde yapılıp yapılmadığının araştırılması istenmiş ise de; bu konuda herhangi bir inceleme yapılmamıştır. Bu itibarla, belirtilen hususta ek rapor alınmalı veya gerekirse bilirkişiler marifetiyle yeniden keşif yapılmak suretiyle yerinde inceleme yapılarak, fazladan imalâtların sadece arsa sahibine ait bölümlerde yapılmış olması halinde davacı alacağından mahsup edilebileceği nazara alınmalıdır.
Sözleşmede, inşa edilecek yapının yerden ısıtmalı yapılacağı kararlaştırılmıştır. Alınan bilirkişi kurulu raporunda yapının kat kaloriferli panel radyatörlü ısıtılacak şekilde inşa edildiği saptanmış, imalatın sözleşmeye uygun şekilde gerçekleştirilebilmesi için gereken bedel hesaplanmış olduğu halde, her iki imalât arasında fark oluştuğundan bahisle çelişkiye düşülerek yüklenici yararına fazla işbedeline hükmedilmesi hatalı olmuştur.
Sözleşme uyarınca, arsa sahibine ait olacak bağımsız bölümlerden 4 numaralı işyerine asma kat yapıldığından bahisle fazla imalât bedeline karar verilmiştir. Ancak, bilirkişi, anılan bölümde projede asma katın bulunmadığını belirtmiştir. Projesine aykırı olan bu hususun yasal bir imalât olmadığı açıktır. Bu durumda, asma kat imalatının yasal hale getirilip getirilemeyeceği araştırılarak, getirilebilecekse mevcut kararın yüklenici tarafından temyiz edilmediği ve bu husus davacı lehine usuli kazanılmış hak olduğu gözden kaçırılmadan hükme varılması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi de doğru olmamıştır..." gerekçesi ile bozma yapılmış ancak hükmüne uyulan bozma ilamına rağmen bozma ilamının 2. bendi 1. ve 2. fıkralarına uygun şekilde inceleme yapılmamıştır.
Bu durumda mahkemece yeniden oluşturulacak inşaat ve makine mühendisi bilirkişiler kurulundan davalı yüklenicinin fazla imalâtları sadece arsa sahibine ait bölümlerde yapıp yapmadığı sadece arsa sahibine ait bağımsız bölümlerde fazla imalât yapılmış olması halinde bu fazla imalatın davacı alacağından mahsup edilmesi gerektiği ve 21.04.2016 tarihli bozma ilamının 2. bent 3. fıkrasında belirtilen hususla ilgili fazla iş bedeline hükmetmemek suretiyle mahkemenin 13.11.2014 tarihli 2. kararını davalı yüklenicinin, 26.09.2019 tarihli 4. kararını da davacı arsa sahibinin temyiz etmediği gözetilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken bozmaya uyulmasına rağmen bozmaya uygun bir inceleme yapmayan bilirkişi raporuna gerekçe de belirtmeksizin itibar edilerek davanın yazılı miktarda kabulü doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulüyle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödenenden 5766 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 218,50 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davalıya iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 22.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.