16. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/5048 Karar No: 2021/3385 Karar Tarihi: 07.04.2021
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2018/5048 Esas 2021/3385 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2018/5048 E. , 2021/3385 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sonucunda, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 108 ada 448 ve 109 ada 1 parsel sayılı sırasıyla 204,28 ve 718,63 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 1986 yılından beri ..."ın fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak, tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ..., taşınmazın tapu kaydında yazılı kimlik numarasının kendisine ait olmadığı, sicilin hatalı tutulduğu iddiasına dayanarak, kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 108 ada 448 ve 109 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının beyanlar hanesinde adı yazılı Mehmet oğlu ...’ın, "..." kimlik numarasına sahip ... ve ... oğlu ... ile aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu kaydının beyanlar hanesinde yazılan zilyetlik şerhindeki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemi ile açılmış olup, bu nitelikteki davalar, çekişmesiz yargı işi olmakla beraber, kayıt maliki olması nedeniyle ilgili sıfatıyla Hazinenin de davada yer alması gerekir. Davacı taraf, dava dilekçesinde Tapu Müdürlüğünü aleyhine dava açmış ise de, dilekçesindeki anlatım ve istem dikkate alındığında bu durumun temsilcide hata niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Temsilcide hata halinde, doğru hasma davanın yönetilmesi suretiyle taraf teşkilinin sağlanabileceği Yargıtay"ın yerleşmiş uygulamalarından olduğu gibi, 6100 sayılı HMK"nın 124. maddesi ile de temsilcide yanılgı hali yasal düzenlemeye kavuşturulmuştur. Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle davacı yana, davasını kayıt maliki olan Hazine" ye yöneltmesi için süre ve imkan tanınmalı, bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması halinde adı geçen davalıdan savunma ve delilleri sorulmalı, bildirdiği takdirde delilleri toplanmalı ve bundan sonra tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda işin esası yönünden değerlendirme yapılarak sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu husus gözetilmeksizin yöntemince taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilerek hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07.04.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.