10. Hukuk Dairesi 2018/4499 E. , 2020/503 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : ...Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
Dava, kurum işleminin iptali ile mamuliyet aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüne kararın kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili; müvekkilinin, oğlu ..."ye ...Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/108 E. sayılı dosyası ile 29/07/2011 tarihli kararı ile vasi tayin edildiğini, oğlunun 1986 yılının 2. ayında sigortalı olarak çalışmaya başladığını, 2008 yılının 9. ayına kadar çalışmaya devam ettiğini, ..."nin sigortalı çalışmasının 15 yılı aştığını ve 3600 günden fazla sigorta pirimi ödendiğini, çalışma gücünü %80 oranında kaybetmesi nedeniyle malulen emekli olmak üzere sosyal güvenlik merkezine başvurduğunu, ... Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesinin raporunda %80 oranında iş gücü kaybının mevcut olduğunun mütalaa edildiğini, davalı kurumca 25/09/2012 tarih 14-468-313 sayılı yazısı ile sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı işyerinde maluliyetini gerektiren bu hastalığın ve arıza ile girdiğinin tespit edildiğinden malüllük aylığından yararlanamayağının bildirildiğini belirterek bu kararın iptalini, ..."nin malulen emekliliğine karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı Kurum vekili; davacı ile ilgili olarak ... Ruh ve Sinir Hastalıklan Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sağlık Kurulu tarafından düzenlenen I7.09.2012 tarih, 14468313 sayılı raporun Küçükçekmece Sosyal Güvenlik Merkezi’nce incelenmesi sonucunda; davacının 506 sayılı Yasa"nın 53/a maddesine göre malul sayılmış ise de, davacının ilk işe girişinde maluliyetini gerektiren arıza ile girdiği belirlendiğini, 506 sayılı Yasa’nın 53/B maddesi uyarınca sigorta yardımlarından yararlanamayacağından tahsis isteminin reddedildiğini, davalı Kurum tarafından yapılan işlemlerde bir hata bulunmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; açılan davanın kabulü ile, Küçükçekmece Sosyal Güvenlik Merkezinin 25/09/2012 tarih, 14468.313 sayılı kararının iptaline, davacı ..."nin 20/09/2000 tarihinden itibaren emekli olması gerektiğinin tespitine, taraflar arasındaki muarazanın bu şekilde giderilmesine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Davacının ilk tahsis talep tarihinin 06.01.2009 tarihi olduğu, Adli Tıp Kurumunununda maluliyet başlangıç tarihinin 20.09.2000 tarihi olduğunun belirlendiği, davacının tahsis tarihinde çalışmıyor olduğu, 5510 sayılı Yasa"nın 27/2. maddesinde belirtildiği şekilde malul sayılmasına esas tutulan rapor tarihi yazılı istek tarihinden önce olduğundan yazılı istek tarihini takip eden ayın başı olan 01.02.2009 tarihinden itibaren malulen emekliliğine karar verilmesi gerekirken yerel mahkemece, davacının 20/09/2000 tarihinden itibaren emekli olması gerektiğinin tespitine karar verilmesi hatalı olduğu ancak bu hususun yeniden yargılamayı gerektirmediği gerekçesiyle HMK 353/1-b-2 md.si gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, emeklilik tarihinin düzeltilmesine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum vekili temyiz dilekçesi ile; 21/06/2012 tarih sayılı rapor doğrultusunda yargılama devam ederken davacıya bu tarihi takip eden ay başı itibariyle maluliyet aylığı bağlandığı, davacı tarafın talebinin de bu doğrultuda olduğundan, davanın konusuz kaldığını, mahkeme kararının yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ:
Malullük sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartları” başlıklı 26. maddesinde, “Sigortalıya malullük aylığı bağlanabilmesi için, sigortalının; 25. maddeye göre malul sayılması, en az 10 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 1800 gün veya başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul olan sigortalılar için ise, sigortalılık süresi aranmaksızın 1800 gün M.Y.O. sigortaları primi bildirilmiş olması,maluliyeti nedeniyle sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan veya işyerini kapattıktan veya devrettikten sonra Kurumdan yazılı istekte bulunması halinde malullük aylığı bağlanır...”, 27. maddesinin 2. fıkrasında da, “Malullük aylığı, 4.maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar ile (c) bendi kapsamındaki sigortalı iken görevinden ayrılmış ve daha sonra başka bir sigortalılık halinde tabi olarak çalışmamış olanların; malul sayılmasına esas tutulan rapor tarihi yazılı istek tarihinden önce ise, yazılı istek tarihi,malul sayılmasına esas tutulan rapor tarihi yazılı istek tarihinden sonra ise, rapor tarihini, takip eden ay başından itibaren başlar” hükümlerine yer verilmiştir.
Malullük halinin belirlenmesinde izlenecek yol; ne olduğu 506 sayılı Kanun"un 109. maddesi ile 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun"un “Sağlık Raporlarının Usul ve Esasları”na dair 95. maddesinde hükme bağlanmıştır. Buna göre, kurum sağlık tesisleri tarafından raporlara dayanılarak verilen kararlara karşı ilgililerin S.S. Yüksek Sağlık Kuruluna itiraz hakları mevcuttur. Söz konusu kurulun raporlarının Kurumu bağlayacağı diğer ilgililer yönünden bağlayıcı olmayıp, Adli Tıp Başkanlığı veya tıp fakültelerinin ilgili ana bilim dalı konseylerinden Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılmasını isteyebilecekleri 28.06.1976 tarih ve 6/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararının gereğidir. Öte yandan; Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu raporu ile Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi raporu arasında çelişki ortaya çıkması durumunda, çelişkinin Adli Tıp Kanunu"nun 15. maddesi gereği Adli Tıp Üst Kurullarınca giderilmesi gereklidir. Çelişkinin Yüksek Sağlık Kurulu ile tıp fakültelerinin ilgili ana bilim dalından alınan sağlık kurulu arasında çıkması halinde de, amacın uyuşmazlığı en geniş katılımlı bir kurul kararı ile sona erdirmek, yeni çelişkilerin ortaya çıkıp uyuşmazlığı çözümsüzlüğe itmeyi engellemek olduğu dikkate alındığında, ilgili Adli Tıp Üst Kuruluna başvurulmalı ve alınacak raporla uyuşmazlık sona erdirilmelidir.
1986 yılının 2. ayından 2008 yılının 9. ayına kadar 4/1-a kapsamında çalışması bulunan, ... Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesinin raporunda %80 oranında iş gücü kaybının mevcut olduğu, davalı kurumca 25/09/2012 tarih 14-468-313 sayılı yazısı ile sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı işyerinde maluliyetini gerektiren bu hastalığı ile girdiği gerekçesiyle maluliyet aylığı talebinin reddi üzerine eldeki davanın açıldığı, Mahkemece, Adli Tıp Kurumundan aldırılan 29.03.2017 tarihli raporda, davacı ..."nin mevcut Paranoid Şizofreni nedeniyle çalışma gücünün en az %60"nı kaybettiği, malul sayılması gerektiği, mevcut belgelere göre maluliyet başlangıç tarihinin GATA Haydarpaşa Hastanesi rapor tarihi olan 20.09.2000 tarihi olduğunun belirlendiği, Yüksek Sağlık Kurulunun 09.11.2016 tarihli raporunda, çalışma gününün en az %60 kaybettiği maluliyet başlangıcının SB ... Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinin rapor tarihi olan 21.06.2012 tarihi olduğunun belirtildiği, maluliyet başlangıcı yönünden Adli Tıp Kurumu ve Yüksek Sağlık Kurulu raporu arasındaki çelişki giderilmeksizin karar verildiği anlaşılmaktadır.
BAM Dairesince, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler doğrultusunda, maluliyet başlangıcı yönünden Adli Tıp Kurumu ve Yüksek Sağlık Kurulu raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi için Adli Tıp Üst Kurulundan rapor alınarak sonucuna göre karar verilmelidir.
Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/2 maddesi gereği hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren BAM"a gönderilmesine, 23.01.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.